Dış politikada hiçbir boşluk bırakmadıklarının altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Her zaman olduğu gibi 2020'de de önceliğimiz diplomasi oldu. Diplomasinin tıkandığı yerde sahaya indik, tekrar diyaloğun ve diplomasinin önünü açtık. Böylece Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Yukarı Karabağ konularında pandemiye rağmen oyunun önemli bir parçası olduk. Çok önemli kazanımlar elde ettik. Yeri geldi oyunu biz kurduk. Yeri geldi ülkemizin çıkarlarının hilafına kurulan oyunu yine biz bozduk."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendi meşru çıkarları için adım attığında herkesi memnun etmediklerini gördüklerini belirterek, "Bizim önceliğimiz birilerini memnun etmek değil. Bizim önceliğimiz Türkiye'nin ve milletimizin çıkarlarını korumaktır. Doğu Akdeniz de bunlardan bir tanesidir. Doğu Akdeniz'de diyalog çağrılarımız sonuç vermeyince tek taraflı adımlara karşı biz de sahada faaliyet gösterdik, Oruç Reis, Barbaros ve Yavuz gemilerimizle beraber bayrak dalgalandırdık." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bize rağmen bir şey yapılamayacağını sadece Doğu Akdeniz etrafındaki kıyıdaş ülkelere değil, sadece Avrupa Birliği'ne değil herkese gösterdik. Ne yapabileceğimizi de dost da düşman da gördü. Ama bizim gerçekten arzumuz Doğu Akdeniz'in bir barış ve istikrar bölgesi olması. Burada herkesin hakça paylaşımdan yana olmasını istiyoruz. Bu nedenle de sayın Cumhurbaşkanımızın Avrupa Birliği'ne teklif ettiği çok taraflı konferans için çalışmalarımızı Avrupa Birliği'yle sürdürüyoruz."
"Seneye (AB ile) ilişkilerimizin daha pozitif ortamda yürümesi için biz hazırız"
Çavuşoğlu, 2020'de Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde inişler çıkışlar olduğunu ve özellikle Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve daha sonra Fransa'nın ikili meseleleri AB gündemine taşıması nedeniyle gergin geçtiğini dile getirdi.
Buna rağmen aralık ayındaki AB Liderler Zirvesi'nden sağduyulu bir sonuç çıktığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye ile ilişkilerin önemini anlayan, Türkiye ile gerginlik yerine daha iyi diyalog kurmamız gerekir diyen ülkelerin görüşleri hakim oldu. Elbette sonuç bildirgesinde memnun olmadığımız hususlar var. Bunu da karşı açıklamamızda dile getirdik. Seneye ilişkilerimizin daha pozitif ortamda yürümesi için biz hazırız. Avrupa Birliği'nin de hazır olmasını bekliyoruz."
Diğer taraftan, ABD'nin CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarının hafif ya da ağır olmasının önemli olmadığını, siyasi olarak yanlış bir karar olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunun Türkiye'nin egemenlik haklarına saldırı olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD'nin Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımları konusunda bir ortak çalışma grubu kurulması teklifinde bulunduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman diyalogdan yana olduğu için söz konusu teklife evet dediğini bildirdi.
Bakan Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının tüm dünyayı sarstığını ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın en büyük sınama ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
Salgın sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısının 1 milyon 800 bine yaklaştığını ve vaka sayısının 80 milyonu geçtiğini aktaran Çavuşoğlu, büyük güçler arasında rekabetin daha arttığının ve gelir eşitsizliğinin derinleştiğinin gözlemlendiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, çatışma bölgelerinde durumun daha da kötüleştiğini, sorunların çözümüne yönelik çabaların akamete uğradığını dile getirdi.
Daha önce duyulan endişelerin dile getirildiği İslam ve yabancı düşmanlığı konusunda artış olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Salgın 2020 yılına damgasını vursa da başka önemli gelişmeler de oldu. ABD seçimleri, 2020 yılındaki en önemli seçimlerden bir tanesi oldu. Özellikle dış politika açısından dinamiklerin değişeceğini görüyoruz. Başta Avrupa olmak üzere herkes yeni yönetime göre pozisyon almaya çalışıyor. Asya ticaret anlaşması 2020'ye damgasını vuran bir anlaşma oldu. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor. Bu kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşması ile en büyük ticaret bloku oluştu."
Çavuşoğlu, Brexit konusunda son anda AB ile Birleşik Krallık'ın anlaştığını, Türkiye'nin de Birleşik Krallık ile serbest ticaret anlaşması imzaladığını belirtti.
Brexit kararının sadece Türkiye'ye yönelik değil AB'ye yönelik de etkilerinin olacağına değinen Çavuşoğlu, Kasım Süleymani'nin Irak'ta öldürülmesi ve İsrail ile normalleşme anlaşmalarının önemli diğer gelişmeler olduğuna değindi.
Çavuşoğlu, ABD'de siyahi George Floyd'un öldürülmesiyle Batı'da artan ırkçılığın zirve yaptığını, artan ırkçılığa karşı halkların direnmeye başladığını vurguladı.
SpaceX'in uzaya giden ilk özel şirket olmasının da önemli bir gelişme olduğunu belirten Çavuşoğlu, aşı çalışmalarıyla ilgili olarak iki Türk'ün Almanya'da aşı geliştirmesinin gurur verici olduğunu ifade etti.
141 ülkeden yaklaşık 100 bin vatandaş Türkiye'ye getirildi
Çavuşoğlu şöyle devam etti:
"Kuşak ve Yol Projesi ve İpek Yolu'nun canlandırılmasından ve Türkiye'nin önemli rolünden bahsediyoruz. Türkiye'den Çin'e ilk ihracat treni yola çıktı ve 8 bin 693 kilometre yol katederek Çin'e ulaştı. Biz bu dönemde pandemiyle mücadelede başarılı bir sınav verdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde hızlı kararlar aldık ve uyguladık. Sağlık sistemimizin ne kadar güçlü olduğunu sadece halkımız değil tüm dünya gördü. Sağlık sektöründe üretim kapasitemizin yeterli olduğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı olarak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'ye dönüşünü koordine ettik ve Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonunu gerçekleştirdik. Diğer bakanlıklarımızla koordinasyon içinde 141 ülkeden 100 binin üzerinde vatandaşımızı sağ salim ülkemize getirdik. Yine, 156 ülke ve 11 kuruluşa ihracat izni, hibe şeklinde destek sağladık. Bu anlamda Çin'den sonra ikinci durumdayız. Yurt dışında özellikle uçuşların kapandığı dönemde koronavirüsten vefat eden 1800 cenazemizi sorunsuz bir şekilde ülkemize getirdik."
Dijital diplomasi atılımı
Çavuşoğlu, Bakanlığın çağrı merkezinin bu sene yaklaşık 150 bin çağrıya yanıt vererek vatandaşların sorunlarını dinleyip yanıt verdiğini ifade etti.
Bakanlık olarak salgın döneminin sonrasına yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'den ve dünyadan önemli düşünürler, yazarlar ve aydınlarla görüştüklerini ve geleceğe ilişkin görüşlerin paylaşıldığı iki kitap hazırladıklarını söyledi.
Çavuşoğlu, altyapı hazırlıklarını tamamladıkları dijital diplomasi girişimini salgından önce ilan ettiklerini ve Büyükelçiler Konferansı'nı bu sene ilk defa karma bir şekilde düzenlediklerini kaydetti.
Yine aynı şekilde 22 bin ara bulucunun katılımıyla Ara Buluculuk Konferansı'nı çevrim içi gerçekleştirdiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "Antalya Diplomasi Forumu'nu (ADF) geçen sene başlatmıştık. Bu sene mart sonunda Antalya'da gerçekleştirmeyi planlamıştık ama pandemi sebebiyle ertelemek durumunda kaldık fakat sanal ortamda çok sayıda etkinliği Antalya Diplomasi Forumu olarak gerçekleştirdik. 2021'de fiziki olarak Antalya Diplomasi Forumu'nun ilk toplantısını gerçekleştirmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
“Azerbaycan'a desteğimiz sürecek”
2020'deki en önemli olaylarından birinin de Yukarı Karabağ meselesi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, 30 yıldır diplomasiden sonuç alınmayınca Azerbaycan'ın sahaya inerek hakkını geri aldığını kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Azerbaycan'a tam destek verdiğini, bunu sadece "Türkiye'nin kardeşi olduğu" için değil, haklı olduğu için yaptığını vurgulayarak desteğin devam edeceğini bildirdi.
"Rusya'yla Ortak Gözlem Merkezi de hayata geçiyor. Askerlerimiz Azerbaycan'a gitti. Dün Soçi'de (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov'la bu konuyu da ele aldık." diyen Çavuşoğlu, Ermenistan'ın ateşkese riayet etmesi ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı duyması halinde ilişkilerin normalleşebileceğine işaret etti.
Çavuşoğlu, normalleşmenin en çok Ermenistan ve halkına faydalı olacağını kaydetti.
"Libya'da siyasi süreci destekliyoruz"
Türkiye'nin Libya'da da hep siyasi süreçten yana olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, askeri süreçten yana olanların yenilgiye uğradığını belirtti.
Çavuşoğlu, Libya'da siyasi süreç için Türkiye'nin önemli çaba sarf ettiğini, bu süreçte diğer aktörlerle de yakın iş birliği yürütüldüğünü anımsatarak Türkiye'nin siyasi süreci desteklediğini kaydetti.
"İdlib'de bir insani felaketi önledik"
Suriye'de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarının ardından 2020'de İdlib'de Bahar Kalkanı Harekatı ile büyük bir insani felaketin önlendiğini belirten Çavuşoğlu, "Ülkemize gelebilecek milyonlarca mültecinin tekrar İdlib'de evlerine dönmesini sağladık. 300 bin Suriyeli evlerine döndü." bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, imzalanan protokollerle bölgede ateşkesi kalıcı hale getirmeye çalıştıklarını ancak halihazırda rejim ve destekçileri tarafından bazı ihlallerin gerçekleşmeye devam ettiğini bildirdi.
Terörden arındırılan bölgelere 411 binden fazla Suriyelinin dönüş yaptığını aktaran Çavuşoğlu, Suriye'deki siyasi süreç kapsamında anayasa komisyonları toplantılarının da önemine işaret ederek 5. toplantının ocak ayında gerçekleşeceğini kaydetti.
Çavuşoğlu, "2021'de Türkiye olarak geri dönüşler ve siyasi sürece ağırlık vereceğiz." mesajını verdi.
"Kıbrıs'ta arzumuz kalıcı çözüm"
Kıbrıs meselesine ilişkin ise Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını korumaya devam ettiklerini belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Kıbrıs'ta kalıcı çözüm bizim arzumuz. Bugüne kadar federasyon seçeneği tüketildi. Biz de 2020'de egemen eşitlik kavramını öne çıkardık. Crans Montana döneminde de federasyon için sonuç çıkmazsa, farklı şeyleri müzakere edeceğimizi, bir kez daha federasyon için müzakere etmeyeceğimizi söyledik."
Çavuşoğlu, KKTC'deki seçimlerin de iki devletli çözüm isteğini teyit ettiğini belirterek "Aslında iki devletli çözümü şu anda Rum kesimindeki yönetim istiyor. Geçmiş yıllarda Kıbrıs Rum lideri (Nikos) Anastasiadis, Crans Montana'da özel görüşmede en iyi çözümün iki devletli çözüm olduğunu söylemişti." dedi.
Anastasiadis'in bunu yalanladığını aktaran Çavuşoğlu, temel sorunun muhataplarının dürüst ve ilkeli olmaması olduğunu, AK Parti iktidarının ilk günden bu yana sözünü tuttuğunu, müzakerelerde şeffaf ve samimi bir tutum takındığını kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere (BM) teklif ettiği "5 artı BM" formatındaki gayriresmi toplantılarının da gelecek aylarda gerçekleşeceğini duyurdu.
"AB ile temaslar hızlanacak"
Türkiye'nin bir AB üyesi olmadığını ancak Avrupa kurumlarının kurucu üyelerinden biri olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemlerde reform vurgusu yaptığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, bir taraftan terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, diğer taraftan da reform sürecine ivme kazandıracaklarını kaydederek şunları söyledi:
"Önümüzdeki günlerde Reform Eylem Grubu Toplantısı'nı gerçekleştireceğiz. Ocak ayında AB'yle temaslarımızın hızlanacağını görüyoruz. Portekiz (AB Konseyi) Dönem Başkanlığını üstlendikten sonra davet üzerine 7 ve 8 Ocak'ta İspanya'yı ziyaret edeceğim. 5 Ocak'ta İrlanda Dışişleri ve Savunma Bakanı gelecek ve Belçika Dışişleri Bakanı da ocak ortasında ülkemizi ziyaret edecek." bilgisini paylaştı.
AB Komisyonu ve Konsey başkanlarının da birlikte Türkiye'yi ziyaret edeceğini aktaran Çavuşoğlu, buna yönelik hazırlıklar yapıldığını belirtti. Bu çerçevede AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile de öncesinde görüşeceklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye'de gerçekleşecek zirvenin hazırlıklarını yapacağız. 18 Mart Göç Mutabakatının güncellenmesinden vize serbestisine kadar, Doğu Akdeniz'de teklif ettiğimiz konferansın hayata geçirilmesi, Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesine kadar birçok konuyu görüşmelerde ele alacağız." dedi.
Fransa'yla bir normalleşme süreci başlatıldığına da dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir yol haritası üzerinde çalışılıyor. Fransa samimiyse ilişkilerimizi normalleştirebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere'nin AB'den ayrıldığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye'yle ticaret anlaşması imzalandığını, Türkiye'nin her alanda İngiltere ile ilişkileri geliştirmeyi arzu ettiğini belirti.
"ABD'yle ilişkiler var olan sorunların gölgesinde geçti"
Çavuşoğlu, ABD ile ilişkilerin 2020'de var olan sorunların gölgesinde geçtiğini belirterek şunları kaydetti:
"FETÖ sorunu devam ediyor, ABD'nin özellikle Suriye'nin kuzeyinde PKK ve YPG'ye yönelik desteği maalesef devam etti. S-400 konusu sürekli gündemdeydi ve CAATSA yaptırım kararını da açıkladılar."
Türkiye'nin 2021'de ABD'deki yeni yönetimle ilişkileri daha sağlıklı bir şekilde götürmek için hazır olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Söz konusu sorunların çözümü için de adım atmaya varız." dedi.
Bölgesel ilişkiler
Çavuşoğlu, dün Rusya'daki temaslarında ikili konuların yanı sıra Suriye, Libya ve Yukarı Karabağ konularında görüş alışverişinde bulunduklarını kaydetti.
Türkiye'nin dengeli dış politikasını yanlış yorumlamak isteyenlerin olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Türkiye hem Avrupa'yla hem Rusya'yla veya başka bir ülkeyle ilişkilerini pekala dengeli bir şekilde götürebilir. Türkiye, aynı şekilde ciddi sorun yaşayan iki komşumuzla hem Ukrayna ile hem de Rusya ile aynı derecede ilişkilerini çok iyi bir şekilde yürütüyor. Burada şeffaf, ilkeli bir tutum sergiliyor." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Kudüs konusunda da bu yıl sesi en gür çıkan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek "Filistin davası pahasına olan gelişmelerin hepsine karşıyız." dedi.
Afganistan'la ilgili kritik bir yılın geride kaldığını söyleyen Çavuşoğlu, Afganlar arası barış müzakerelerine yönelik gelişmeleri de takip ettiklerini anlattı. Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah'ın Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Gerek ABD Özel Temsilcisi gerekse Katar ve iki taraf hem hükümet hem de Taliban tarafı da Afganlar arası müzakere toplantılarına Türkiye'nin ev sahipliği yapmasını istiyor. Yine 2021 yılı içinde bu toplantıyı gerçekleştirmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yeniden Asya girişimi
Çavuşoğlu, Türkiye'nin "Yeniden Asya" girişimine dikkati çekerek "Asya'da yeni değiliz, köklerimiz orada. Ama dünyanın ekonomik gücünün merkezi olan Asya'ya bütüncül bir yaklaşımla yeniden önem vermemiz lazım." dedi.
Yeniden Asya girişimi çerçevesinde 31 ülke için 40 ana faaliyet alanında eylem planları oluşturulduğunu belirten Çavuşoğlu, son olarak Endonezya ve Bangladeş'i ziyaret ettiğini de hatırlattı.
Çavuşoğlu, 2021'de ASEAN ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geleceklerini ve kendisinin Pakistan'ı ziyaret edeceğini, orada Türkiye-Pakistan-Azerbaycan Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın düzenleneceğini söyledi.
Bu yıl Afrika ve Latin Amerika bölgelerini de ziyaret ettiğini belirten Çavuşoğlu, Ekvator Ginesi'nde büyükelçilik binasının açılışını yaptıklarını, Togo ve Gine Bissau'da da büyükelçilik açılacağını söyledi.
Çavuşoğlu, "Seneye Orta Amerika Entegrasyon Örgütü (SICA) liderlerini Türkiye'de bir araya getirmek istiyoruz ve bunun için gerek örgütün kendisiyle gerekse Orta Amerika ülkeleriyle çalışmalarımızı başlattık." dedi.
Terörle mücadele
Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu yıl da terörle mücadelesinin hız kesmediğini ve bu mücadele sayesinde bazı ülkelerde PKK ve FETÖ'ye karşı duyarlılığın arttığını belirtti.
Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"İngiltere TAK örgütünü PKK'nın uzantısı olarak tescil etti. Almanya ve Fransa bazı PKK'lı şahıslara karşı hukuki ve idari tedbirler aldı. Türkiye Maarif Vakfıyla (TMV) birlikte 40 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kurslarının faaliyetlerini kısmen veya tamamen durdurulmasını sağladık. Bu yıl 9 okul kapatıldı, 3'ü devralındı, bir tanesi de, FETÖ okullarından bahsediyorum, kamulaştırıldı. ABD'de de yine FETÖ okullarına yönelik soruşturmalar devam ediyor. Sadece bir tanesine 4,5 milyon dolarlık ceza kestiler. ABD de bu tehdidi, içerde en azından görmeye başladı."
Konsolosluk hizmetleri
Bu yıl 1,2 milyonu aşkın konsolosluk işlemi yapıldığını kaydeden Çavuşoğlu, "Konsolosluk Çağrı Merkezimiz 7 milyon talebi karşıladı toplamda. 2020'de 151 bin çağrıya cevap verdik. Pandemiye rağmen tüm personelimiz özverili bir şekilde içerde ve dışarda çalıştı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, sanal sohbet robotu "Hızır" uygulamasıyla da yurt dışındaki vatandaşların gelecek yıl da hizmetinde olacaklarını söyledi.
Bu yıl Türkiye'nin Herat, Komrat, Cape Town, Banja Luka'da başkonsolosluklar açtığını, daha önce DEAŞ sebebiyle kapanan Musul ve Basra başkonsolosluklarını da faaliyete başlattıklarını söyleyen Çavuşoğlu, gelecek yıl da Yeni Pazar Başkonsolosluğunun açılacağını belirtti.
Çavuşoğlu, 2021'de yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi konularda yaşanan gelişmelere ilişkin yıllık rapor uygulamasını da başlatacaklarını söyledi.
Ekonomi diplomasisinin de öncelikli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Merkez Bankası son yaptığı bir çalışmada 39 ülkede inceleme yapmış ve yeni büyükelçilik açtığımız ülkelerde ticaretimiz yüzde 27 artmış. Ekonomi diplomasisi, diğer kurumlarımızla beraber önceliğimiz olmaya devam edecek." dedi.
Çavuşoğlu, savunma sanayisi konusunda da Türkiye'ye tüm dünyadan sipariş geldiğini ve savunma sanayisi ürünlerinin yurt dışına ihracatı konusunda da Dışişleri Bakanlığının ilgili kurumlarla çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, turizmin de önemli sektörlerden biri olduğunu belirterek gelecek sene turizm konusunda 2023 hedeflerine ulaşmak için de yoğun çabanın süreceğini söyledi.
Türkiye'nin uluslararası platformlarda görünürlüğünün arttığını da anlatan Çavuşoğlu, BM Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır ve UNESCO Genel Başkanı Altay Cengizer gibi birçok Türk diplomatın uluslararası platformlarda önemli görevler üstlendiğini de hatırlattı.
2021'de de Türkiye'nin önceliğinin diyalog ve diplomasi olacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Yeri geldiği zaman 2020'de olduğu gibi sert güç kullanmaktan hiçbir zaman tereddüt etmeyiz. Burada ikisini dengeli bir şekilde kullanarak akıllı gücümüzü pekiştireceğiz 2021'de. Gerek ABD ile gerek Avrupa'da yeni sayfalar açabiliriz. Bu sadece bize bağlı değil, onların da aynı anlayış içerisinde olması gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin yeni misyonlar açacağını da kaydeden Çavuşoğlu, gelecek sene ilk aylarda Türkiye'nin dış temsilcilik sayısının 250'ye ulaşacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin çıkarına, esnek bir dış politika izleneceğini belirtti.
Çavuşoğlu, 2020 yılına ilişkin düzenlediği dış politika değerlendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Mısır'ın Libya'ya gönderdiği heyete ilişkin Çavuşoğlu, ülkenin uzun süre sonra Libya'ya bir heyet gönderdiğini ancak bu heyetin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın ziyaretiyle bağlantılı olmadığını söyledi.
Akar'ın ziyaretinden Mısır'ın haberdar olmasının mümkün olmadığını belirten Çavuşoğlu, nasıl Suriye ve Irak'taki gelişmeler Türkiye'yi etkiliyorsa, Libya'daki gelişmelerin de komşu ülke Mısır'ı etkilemesinin olağan olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, Libya'da doğu tarafıyla da temasları bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Libya'da Halife Hafter yanlısı Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih'in özel temsilcisinin Türkiye'ye geldiğini, Salih'in geçenlerde yardımcısını da göndermek istediğini ancak o ziyaretin gerçekleşmediğini anlattı.
Mısır
Çavuşoğlu, Mısır'la ilişkilere dair ise şunları kaydetti:
"Diğer taraftan Mısır'la ilişkilerin geliştirilmesi için istihbarat düzeyinde temaslar var ama dışişleri bakanlıkları düzeyinde de bu diyalog devam ediyor. Örneğin en son İİT Toplantısı'nda bazı konularda itirazlarını Mısır kaldırdı. NATO ile ilişkilerimizde biz bazı olumlu adımlar attık. Yani uluslararası platformlarda birbirimize karşı olmama ilkesine uygun hareket etmeye çalışıyoruz. Bu konularda görüşüyoruz."
Ankara ve Kahire'nin ülkedeki temsilcilikleri ile de temasların sürdürüldüğünü belirten Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşıyla geçen yıl uluslararası toplantılarda denk geldiklerinde görüştüklerini ve "bir yol haritası üzerinde çalışalım" dediklerini de aktardı.
Çavuşoğlu, "Ama tabii komşu ülkelerle, diğer ülkelerle dengeler biraz farklı. Zamanla bunlar da yoluna girecektir." dedi.
Türkiye ile İsrail ilişkilerine yönelik soruya yanıt veren Çavuşoğlu, ilişkilerin İsrail'in Filistin'e yönelik saldırgan politikaları nedeniyle bu hale geldiğini belirterek, "İsrail bu adımlarını sürdürürse sağlıklı bir ilişki sürdürmemiz mümkün değil. O yüzden ilişkilerin durumu İsrail'e bağlı. Normalleşme olursa o zaman karşılıklı büyükelçi atama kararı da alırız." dedi.
Çavuşoğlu, iki ülke arasında ara bulucuya gerek olmadığına dikkati çekerek, "İki ülke arasında bu diyaloğu kurabilecek birçok kurum ve mekanizma var. İsrail'de bu kararlılık olursa o zaman bu kanallar işleyebilir." ifadelerini kullandı.
Çalışma grubu teklifi
ABD'nin Türkiye'ye yönelik aldığı yaptırım kararlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, geçmişte ABD'ye S400 alımları konusunda bir çalışma grubu kurma teklifi yapıldığını ancak kabul edilmediğini belirtti.
Çalışma grubu teklifinin ABD'ye yeniden iletildiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Biz daha önce bir çalışma grubu oluşturulması teklifinde bulunduk. NATO bünyesinde, NATO'dan ABD'den ve Türkiye'den uzmanların da olduğu. S400'le ilgili iddialar doğru mu, değil mi uzmanlar değerlendirsin istedik. ABD o zaman yanaşmadı. Şimdi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile yaptığımız telefon görüşmesinde teklifin geçerli olduğunu söyledik. Bu konuda ABD'liler de 'birlikte çalışalım' dediler. Şu an ortak bir çalışma grubu kurulmadı ama görüşmeler var. Çalışma grubu kurulunca ilan ederiz." diye konuştu.
Yeni başkan Joe Biden dönemine ilişkin de açıklamalar yapan Çavuşoğlu, ikili ilişkilerin şeffaf ve öngörülebilir olması halinde sorunların çözülebileceğini ifade etti.
"Gümrük Birliği AB'nin yararına"
Doğu Akdeniz konusunda da değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de biz bir taraftan Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya kararlı olduğumuzu gösterdik diğer taraftan da hakça paylaşımdan yana olduğumuzu da göstermeye çalıştık. Çok taraflı Doğu Akdeniz Konferansı çerçevesinde görüş ayrılıklarımız olsa da bunları konuşabiliriz ve Akdeniz'de gerginlik azalabilir." dedi.
Çavuşoğlu, AB'nin vize serbestisi konusunda Türkiye'nin yerine getirdiği maddelerden birkaçına küçük detaylar nedeniyle takıldığını belirterek, "Vize serbestisi ve Gümrük Birliği olur mu olur. Gümrük Birliği AB'nin yararına hatta bizden daha fazla yararlanacak ülkeler var ama bizim de terörle mücadelede beklentilerimiz ortada. AB bu konularda adımlar atarsa, bahsettiğimiz olumlu atmosfer diğer alanlardaki ilişkilerimizin önünü de açar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin AB ve ABD ile ilişkilerinde kendisi açısından hayati kabul ettiği sorunlar olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Suriye'de PYD/PKK'ya verilen destek ile FETÖ konusunda atılmayan adımları örnek gösterdi.
"İsrail açıklarında çıkan hidrokarbonun en verimli ihracat güzergahı Türkiye'dir"
İsrail ile enerji alanında iş birliği yapılması yönünde bir soruya da yanıt veren Çavuşoğlu, "İsrail açıklarında çıkan hidrokarbonun en verimli ihracat güzergahı Türkiye'dir." dedi.
Bu konuda Türkiye ile görüşmek yerine Türkiye'nin EastMed Forumu gibi oluşumlardan dışlandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu siyasi bir oyundur. Tüm ülkelerle görüşüp bu projenin daha verimli güzergahtan, yani Türkiye'den geçmesi konusunu görüşebiliriz. İsrail'in kıta sahanlığı içinde çıkan hidrokarbon ihraç edecek kadarsa ikili düzeyde görüşülebilir." değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu, Nahçıvan'la Azerbaycan arasında açılacak Nahçıvan koridoruna da değinerek, "Bölgesel ticaret ve lojistiğin gelişmesi için önemli bir koridor olacak. Koridor açıldığında Ermenistan'la ilişkiler de normalleşeceği için Ermenistan ve Ermeni halkı da kar edecek. Bizim ve Azerbaycan için çok önemli olduğu kadar Ermenistan için de önemli." ifadelerini kullandı.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Türkiye'ye yönelik tutumunu değerlendiren Çavuşoğlu, bu ülkenin Türkiye'ye yönelik politikalarını "Dostane değil" şeklinde yorumladı.
BAE'nin Türkiye'ye Mısır ve Müslüman Kardeşler'e yönelik tutumu nedeniyle tepki gösterdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Biz Müslüman Kardeşler üzerinden bir politika yapmıyoruz. Mısır'da darbe olduğunda onlar görevdeydi. Fas'ta bazen Müslüman Kardeşler iktidar oluyor bazen olmuyor. Tunus'ta Nahda hareketi vardı şimdi yok ve ilişkilerimiz daha iyi. Kuveyt'te meclisteler. Biz ilişkilerimizi bir hareket üzerinden yürütmüyoruz." açıklamasında bulundu.
Gelecek dönemde yapılacak Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'ni de hatırlatan Çavuşoğlu, Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerde yumuşama belirtileri olduğunu, bunun Türkiye ile bölge ülkeleri ilişkilerine de yansıyabileceğini belirtti.
"Uygurları siyaseten kullanmıyor, insan hakları olarak savunuyoruz"
Çavuşoğlu'nun Katar'ın Türkiye'deki yatırımlarını eleştiren muhalefete yönelik açıklamaları da oldu. Küresel sermayenin Türkiye'ye gelmesinin önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye'deki Fransız, İtalyan, Alman ortak yapımı Eurosam'ı hatırlatarak, "Onlar gelince sorun yok da Katar mı sıkıntı? Sermayenin ülkesi, rengi mi var? İsrail'den de bize yatırım yapılıyor ve bu konuda eleştiriliyoruz. İlişkiler kötü ama ticaret devam ediyor diyorlar. İlişkiler kötü diye özel sektörün çıkarlarını mı engelleyelim?" ifadelerini kullandı.
Çin'den gelecek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısının gecikmesine ilişkin Çavuşoğlu, gecikmenin Türkiye'nin Uygur Türklerine yönelik tutumuyla ilgili olmadığını söyledi.
Her fırsatta Uygurlara yönelik Türkiye'nin tutumunun ortaya konduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Biz Çin Dışişlerinden aşı konusunda ihracat izni isterken bile hemen ilaveten Uygur Türkleri ile ilgili hassasiyetimizi de söylüyoruz. Heyet yollamak istediğimizi söylüyoruz. Pandemi de yavaş yavaş sona eriyor, bizim Uygur Türklerinin durumunu incelemek için göndereceğimiz heyet için iş birliği yapalım diyoruz. Uygurları siyaseten kullanmıyor, insan hakları olarak savunuyoruz." şeklinde konuştu.
Bazı ülkelerin Uygur meselesini siyasi olarak kullandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu konuda hiç taviz vermediğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın talebiyle oluşturulacak bölgesel Altılı Platforma ilişkin ise bazı ülkelerin çekincelerinin olduğunu ancak oluşması halinde bölge için önemli bir siyasi ve ekonomik platform olacağını da sözlerine ekledi.
İyon Denizi
Yunanistan'ın İyon Denizi'nde karasularını 12 mile çıkarmak istediğine dair açıklamayla ilgili Çavuşoğlu, bu konunun daha önce de gündeme geldiğini söyledi.
Türkiye'nin daha önce bu konuya ilişkin, "Eğer Ege'ye yönelik adım atarsanız, Türkiye'nin cevabını iyi biliyorsunuz dedik ve Ege'ye yönelik bu adımı atmayacaklarını söylediler." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, İtalya tarafından atılan adımın Türkiye'yi ilgilendirmediğini kaydetti.
Yunanistan'ın silahsızlandırılmış adaların statüsünü 1950'li yıllardan beri ihlal ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, bunu 1974'e kadar inkar ettiğini ve daha sonra Türkiye'den tehdit algılandığı iddiasıyla adaları silahlandırdığını kabul ettiğini anımsattı.
Çavuşoğlu, istikşafi görüşmelerde ele alınması gereken konulardan birinin bu olduğuna işaret ederek, "Yunanistan 'Uluslararası Adalet Divanının (UAD) yetkisini tanımayacağım' diyor. Biz de şu gerçeği söylüyoruz, bir sivil havacılıkla ilgili konular, iki silahsızlandırılmış adaların statüsü ve üç deniz yetki alanları var. Yunanistan, bu alanlarda UAD'nin yetkisini tanımıyor. İkili diplomatik yollarla da çözülür ama mahkemeye giderse de biz haklıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs
Kıbrıs meselesiyle ilgili ise iki devletli çözüm konusunda öncellikli olarak "5+5" formatında gerçekleşecek gayriresmi toplantıda bir müzakere zemini oluşması halinde hemen müzakereye başlanabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, "İki devletli çözüm olursa müzakere edilecek konu sayısı çok az olur. Dolayısıyla çok daha çabuk bitebilir. Ancak 2021'de bu gerçekleşir mi, bir şey diyemem çünkü sadece bize bağlı değil. Karşı tarafın tutumuna da bağlı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Kapalı Maraş'ın da kimsenin mülkiyet hakkına zarar vermeden açıldığını, Rum kesiminden vatandaşların bile Türkiye'ye teşekkür etmeye başladığını kaydetti.
Envanter çıkarıldıktan sonra da Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uygun şekilde herkesin mülkiyet hakkına sahip çıkarak teslim edileceğini vurguladı.
Sputnik V Aşısı
Rusya'nın "Sputnik V" aşısına" ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, tüm aşı üreten ülkelerde olduğu gibi Rusya'nın aşıyla ilgili bilgileri Türkiye'ye gönderdiğini belirtti.
Türkiye'deki uzmanlar ve Bilim Kurulunun ilave bilgi talep ettiğini ve bunun da gelmeye başladığını ifade eden Çavuşoğlu, "Rusya bize ve bazı diğer ülkelere bu aşının ortak üretimi için teklifte bulundu. Cumhurbaşkanımız da iki tarafın yararına olacak şekilde bunu yapabileceğimizi söyledi ve bir mutabakat zaptı imzalandı. Bilgilerin tamamen gelip incelenmesinden sonra adımlar atılacak." açıklamasında bulundu.
Suriye
Çavuşoğlu, ABD'yle açıklanan ortak deklarasyon ve daha sonra Soçi'de imzalanan mutabakat zaptına göre, Rusya'nın kendilerinin bulunduğu bölgelerdeki PKK/YPG'lileri en az 30 kilometre güneye çıkarmak zorunda olduğunu hatırlattı.
Mutabakata göre, teröristlerin bu bölgeden çıkmaması durumunda Türkiye'nin gerekeni yapabileceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Rusya'nın söz verdiği bölgeden teröristlerin çıkmadığı bilgisini paylaştı.
Teröristlerin Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve bazı diğer bölgelerine sızmaya çalıştığını ve Türkiye'nin söz konusu teröristleri etkisiz hale getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "PKK/YPG bundan rahatsız oldu." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Rusya ile yapılan görüşmede iki konuda net mesaj verdiklerini belirterek, "Hafter tehdit dili kullanıyor, bize karşı bu söylemleri devam ettirirse bilin ki Hafter bizim için meşru hedeftir. PKK/YPG için de aynı şeyi söyledik. Bakın biz sizinle bir anlaşma imzaladık. Teröristleri çıkarma yükümlülüğünüz var dedik. Mesajı aldılar." dedi.
Dışişleri Bakanlığının, dış politika konularında devre dışı bırakıldığı şeklindeki iddialara ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin amacının, tüm kurumlar arasındaki iş birliğini ve koordinasyonu güçlendirmek olduğunu, yeni sisteme geçiş döneminde yaşanan aksaklık ve eksikliklerin ise sistemle değil uygulamayla ilgili olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, "Hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı baypas edilmez. Geçmiş dönemlerde de olmadı, bizim dönemimizde de hele hele hiç olmadı." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığının, gelenekleri, vizyoner politikaları, attığı adımlar ve tüm mensuplarıyla dünyadaki en güçlü dışişleri bakanlıklarından bir tanesi olduğunu ve tüm çalışmaları diğer kurumlarla uyum ve koordinasyon içinde yürüttüğünü söyledi. Çavuşoğlu, "Bakanlığımızın önemi her geçen gün daha da artıyor. Bakanlığımızın mensupları, diplomatlarımız da dünyanın en saygın, en çalışkan ve başarılı diplomatlarıdır. Kesinlikle öyle bir dışlanma yok." ifadelerini kullandı.
"ABD'ye yönelik bu tür (iletişim ve kamu diplomasisi) temaslarımızı arttıracağız"
Türk dış politikasında benimsenen "akıllı güç" yaklaşımı ile ABD ile ilişkilerde S-400 ve diğer konularda Türkiye'nin haklılığının anlatılmasına, Türkiye'nin iletişim stratejilerine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, "Akıllı gücü dengeli kullanmamız sayesinde, gerek diplomaside gerekse ihtiyaç duyduğumuzda sahada attığımız adımlar sayesinde Türkiye'nin artık oyun kurucu ve oyun bozucu bir ülke olduğunu artık herkes anladı." yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, Türkiye ile ilişkilerinin geliştirilmesinin önemine inanan ülke sayısının arttığını, ABD'de de S-400 ve diğer konulara ilişkin olumsuz tutum ve açıklamalara rağmen bir taraftan da Türkiye'nin önemini vurgulayan siyasetçi, akademisyen ve uzman sayısının da artmaya başladığını söyledi. Haritaya bakıldığında bölgede Türkiye'den daha istikrarlı ve güvenilir bir ülkenin olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunu daha iyi anlatmamız lazım. Kamu diplomasisi stratejileri kapsamında, bizim Bakanlığın ve tüm mensuplarımızın çabalarına ilaveten İletişim Başkanlığımız ve TBMM ile çalışmalarımız var. Yeni yönetimle beraber özellikle ABD'ye yönelik bu tür temaslarımızı da arttıracağız. Sadece yönetime yönelik değil, Kongre'ye de yönelik, hatta sadece Washington'da değil eyaletlere yönelik de iletişim stratejilerimiz var."
Çin'le imzalanan suçluların iadesine yönelik anlaşma
Çavuşoğlu, Türkiye ve Çin arasında 2017'de imzalanan ancak TBMM'nin henüz onaylamadığı "Suçluların İadesi Anlaşması"na ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin birçok ülkeyle mutat suçluların iadesi ya da adli iş birliği anlaşması imzaladığını belirterek "Fakat Çin'le olan bu anlaşmayı 'Uygurları Türkiye Çin'e teslim edecek.' diye yorumlamak doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.
Anlaşmanın suçluların iadesiyle ilgili olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, bugüne kadar Çin'in Türkiye'deki Uygurlara yönelik iade taleplerinin olduğunu ancak Türkiye'nin bu konuda adım atmadığını belirtti. Çavuşoğlu, "Teröristlerle masum insanlar arasında ayrım yapılması gerektiğini söylüyoruz. Aynı şekilde, bunun suistimal edilmemesi gerektiğini de söylüyoruz. Herkese söylüyoruz Çin'e de diğerlerine de. Yani terörle mücadele bahanesiyle masum insanlara zulmetmeyi biz kabul etmeyiz." ifadesini kullandı.
Bu anlaşmanın herkesle imzalanan suçluların iadesine yönelik rutin bir anlaşma olduğunu, Uygur Türklerine yönelik olmadığını belirten Çavuşoğlu, bu anlaşmayı onaylayıp onaylamamanın Meclis'in takdirinde olduğunu söyledi.
"AİHM kendi içinde çelişiyor"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a ilişkin verdiği karar hakkında ise Çavuşoğlu, "Selahattin Demirtaş'la ilgili AİHM'in verdiği karar, daha önce aynı konularda yine Selahattin Demirtaş'la ilgili verdiği kararlarla çelişiyor. Mahkeme kendi içinde çelişiyor her şeyden önce." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, "Tabii biz de bu tezimizi mahkemeye de anlatacağız, kendimizi savunacağız. Burada mahkeme 'Tutukluluk süresi uzundur.' diyebilir. Ama daha önce reddettiği şeylerde bu sefer Demirtaş'ın lehine karar vermesi bir çelişkidir. Bunu da bizim kabul etmemiz mümkün değildir tabii ki. Terörle mücadelemize de sekte vurmaması gerekiyor." diye konuştu.
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ile Ankara'daki temasların verimli geçtiğini söyleyen Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğinin de önemli olduğunu, PKK ile mücadelenin Türkiye için de Irak'ın geneli için de hayati öneme sahip olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, "PKK ile mücadele konusunda Irak'ı daha kararlı gördük. Önümüzdeki süreçte bizlerin de ziyaretleri olacak." dedi.