Birlikte Dağıtım'ın desteğiyle yayınlanan “Alamut'tan Pensilvanya'ya: Haç'a Adanmış Ruh” isimli eser, FETÖ elebaşı Gülen'in 40 yılı aşkındır yayınlarında sergilediği resimlerin küçük bir galerisi olma özelliği taşıyor. Bu galeride 1979 yılından itibaren Gülen'in yayınlarında büyük bir önem vererek tekrar tekrar sergilediği resimler ve bu resimlerin ana kaynakları sunuluyor. Her bir resim bir ‘sızıntı' ve başka dünyaların bir kapısı olarak görülebiliyor.
Eserde, Gülen'in yayınlarında sunduğu her bir resmin ve içine özenle yerleştirilmiş sembollerin kökenine iniliyor. Her bir resmin Hristiyan dünyasındaki birebir karşılıkları, sembolik anlamları ve bu anlamların Hristiyan kökenlerinin kaynakları ve örnekleri yer alıyor. Eser, elebaşı Gülen'in İslami kimlik ve görüntü altında Hristiyanlığın propagandasını yaptığı gözler önüne seriyor.
Hristiyanlığın tüm dua ve ibadet şekillerini Gülen'in yayınlarında nasıl baş tacı ettiğine, Hristiyanlığın tüm ana inanç esaslarının kiliselerle birebir aynı şekilde 40 yılı aşkın süredir Gülen tarafından kendi kitap, dergi ve web sitelerinde nasıl sergilediğine hayretle tanıklık ediliyor.
Eserde, İslam alemi ve özellikle Anadolu Müslümanı üzerinde kurgulanan derin tuzakların bir katmanı gözler önüne seriliyor. Her bir resmin ve içindeki sembollerin Gülen'in Müslüman kisvesi altında Müslümanın zihnine kurduğu tuzakların birebir şifresi oldukları görülüyor. İslam'a, vatana, millete “hizmet” adı altında kimlere ve neye hizmet edildiği ve arka plandaki gizemli bu şifrelerle gün yüzüne çıkarılıyor. Bu eser ile geçmişe doğru okuma yapıldığında bütün İslam karşıtı dünyanın Gülen'e neden böylesine sahip çıktığının kodları da ortaya çıkıyor.
Eserde, Gülen'in, Haç'a kendini adamayı anlatan “orans dua formu” da dahil olmak üzere Hıristiyanlığın bütün ibadet şekillerini yayınlarında görsel olarak ne kadar yoğun şekilde işlediği birebir örnekleriyle ortaya konuldu. Hıristiyanların bütün ibadet ve inançlarının merkezine Haç'ı almaları nedeniyle kiliselerde, katedrallerde bedenlerini Haç'a benzettikleri orans dua formu en özel ibadet şekli olarak uygulanıyor. Bu dua biçimi aynı zamanda Hıristiyanlığın ilk çağlarından beri Hıristiyanların birbirini tanımasında şifreli iletişimin en önemli şekli ve sembolü olarak biliniyor. Gülen'in de yayınlarında en çok orans dua formuna ait resimleri sergilediği görülüyor. Bu dua formu Hıristiyanlar tarafından hemen tanınırken, Müslümanlar tarafından ise hemen hiç bilinmiyor.
Eserde, Gülen'in bizzat bu ibadet ve dua formlarını kendisinin de defalarca sergilediği, örnekleriyle gösterildi. Buna göre, Gülen görüntülü yayınlanan konuşmalarında dua ederken, Allah, Rab gibi kelimeleri kullandığı yerlerde çoğu defa kısa ve uzun süreli olarak ellerini çenesi altında birleştirmek suretiyle, Hıristiyanlara özgü bu dua ve yakarış biçimini sıklıkla sergiledi. Yine Gülen'e ait görüntülerde, orans dua formunu camilerde ve başka platformlarda yaptığı konuşmalarında sergilediği tespit edildi. Bu konuşmalarda Gülen'in el ve beden hareketleri ile müslümanların hiç bilmediği bambaşka bir iletişim içinde olduğu görülüyor.
Eserde, Gülen'in bütün yayınlarında Haç'ı da da devamlı olarak bütün resimlerin en önemli yerlerinde ve Hıristiyanların Haç'a yüklediği anlamları birebir taşıyacak şekilde devamlı olarak sergilediğine dikkat çekiliyor. Hıristiyanların Haç'a yükledikleri ve inançlarını ve ibadetlerini de üzerine kurguladıkları bu anlamlar arasında; cennete girmenin biricik kapısı olmaktan ışık kaynağı olmaya, insanların alnına, kalbine Haç'ı yerleştirmeden Haç'ı dünyaya hakim kılmaya kadar tüm farklı sembolik anlamlar bulunuyor ve Gülen'in yayınlarında bu semboller birebir ve sıklıkla kullanılıyor.
Prizma detayı
Teslisçi Hıristiyan inancında Prizma, İsa Mesih yerine konur. Fetullah Gülen'in kitaplarını bilenler bu ‘Prizma'ya aşinadır. Gülen'in vadettiği cennete ise Haç'tan geçilerek giriliyor! Örgütün saf üyelerine “İslami değerler” adı altında Hıristiyanlık, Haç, Mesih ve teslis anlatılmış.
Gülen'in gerçek yüzünü ortaya koyan eser hazırlanırken, Gülen'in kitap ve vaazlarından elde edilen on binlerce resim tekrar tekrar incelendi ve analiz edildi. Yine Hristiyanlara ait binlerce sembolik dili anlatan kitap ve web siteleri tarandı, başta kilise, katedral ve manastırlar olmak üzere Hristiyanlara ait on binlerce resim ve sembol incelendi. İncil kaynaklı, Hristiyan kökenli, Hristiyanlık eğitimi için üretilen tüm resimlerin bütün detaylarıyla Gülen'in yayınlarında sergilendiği tespit edildi. Eserde ayrıca Gülen'in yayınlarında yer verdiği Hristiyanlığa ait yüzlerce sembol türünden sadece ibadet, inanç ve ontolojiyle ilgili olanlardan bir bölümüne yer verildi.
Eserde, Gülen'in Hıristiyanların İsa Mesih tanrısına ait resim ve heykelleri, yayınlarının en özel bölümlerinde nasıl sergilediği net bir şekilde ortaya konuldu.
Hıristiyanların tanrı olarak gördükleri İsa Mesih'in resim ve heykellerini hayatın her alanında sergilemelerine benzer şekilde, Gülen'in de yayınlarında, birebir aynı resimleri, aynı heykelleri sergilediğine, Mesihin portreleri ve heykellerinin Gülen'in yayınlarının en özel resimleri olduğuna dikkat çekildi. Gülen'in, Mescid-i Aksa'nın, Kabe'nin, camilerimizin üzerine Haç dikme rüyaları görenlerle aynı safta ve cephede olduğunu anlatan resimlerin yer aldığı eserde, Evanjelist Hıristiyanların İsa Mesih'i gökten indirip Mescid-i Aksa'nın bulunduğu kutsal mekana Haç'ı dikme hedefini yansıtan, Haç'ın kondurulduğu Dominus Flevit adlı Gözyaşı Kilisesi'nin penceresinden Mescid-i Aksa'ya bakarak dua etme görüntüsünün kapak resmi yapıldığı Sızıntı Dergisinin Eylül 1989 sayısı da yer aldı. Gülen, söz konusu resimden Haç'ı çıkarsa da Hristiyanların yakından tanıdığı bu resimle ve derginin “Cedlerimizle Yüzyüzedir” başlıklı baş yazısıyla aynı hedefi yürüdüğünü ortaya koydu.
Eserde, Gülen'in yayınlarında Hıristiyanlarla aynı resim ve sembolleri kullandığı da ortaya konuldu. Bunlardan biri de Hıristiyanlığın temel inanç esası olan teslis inancı oldu. Kiliselerde, katedrallerde, manastırlarda sergilenen teslis sembollerinin birebir aynıları Gülen'in bütün yayınlarına taşındı. Gülen, teslis inancının en birinci sembolü olan teslis kalkanını -trinity shield-, sözde İslam inancını anlattığı meşhur “İnancın Gölgesinde” adlı eserinin ciltlerinin kapağına aynen taşıdı.
Eserin sonuç bölümünde, elebaşı Gülen'in yayınlarında yoğun bir şekilde yer verdiği resim ve sembollerin çok küçük bir kısmının sunulduğuna işaret edildi. Sonuç bölümünde şu değerlendirme dikkat çekti: “Gülen aslında ideal bir nesil yetiştirmemiştir, kendi idealindeki zihinleri, fikirleri, dünyaları Müslüman Anadolu gencinin içinin derinliklerinde inşa etmiştir. Altın nesil konferanslarında söylediği gibi gerçekten de kendince bir iç fetih yapmıştır. Bu resim ve sembollerin taşıdığı dünyayı yavaş yavaş, aheste aheste Müslüman gencin hayatının içine hakim kalmıştır. Çünkü bu gencin baktığı ve bakacağı her yeri bu sembollerle kapatmış, başka bir yere bakmasına imkan vermemiştir.”
YeniŞafak