'Balkanlar'daki barış ve istikrarı destekleyici politikalarımız devam edecek'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 'Balkanlar'daki barış ve istikrarı destekleyici, kucaklayıcı politikalarımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecek.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2018-12-22 09:11:31

Güncelleme Tarihi: 2018-12-22 09:11:31

21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı etkinlikleri kapsamında Makedonya'nın başkenti Üsküp'te bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bayram vesilesiyle düzenlenen resepsiyonun ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Türkçe Eğitim Bayramının Türkiye-Makedonya ilişkileri açısında önem arz ettiğini ifade eden Kalın, bunun ayrıca Türkiye'nin Balkanlarla olan tarihi ve kültürel bağlarının da güzel bir örneğini teşkil ettiğinin altını çizdi.

Bayramın kutlanmasının Makedonya toplumunun çok kültürlü ve dilli yapısının güzel örneğini de teşkil ettiğini dile getiren Kalın, "Zira çok kültürlülük meselelerinin tartışıldığı, Batı Avrupalı çok kültürlülüğünün artık krize girdiği, çoğulculuğun çözüm üretmediği tartışmalarının yapıldığı bir dönemde Batı Avrupa'nın biraz güneyine, doğusuna geldiğimizde bu coğrafyada aslında Türk, Arnavut, Makedon, Sırp, Boşnak, Müslüman, gayrimüslim ve farklı dilleri konuşan etnik grupların barış içerisinde yaşayabildiklerine dair güzel bir örneği hep birlikte burada gözlemleyebiliyoruz. Aslında bu bir anlamda Avrupa'da tartışılan, krize girdiği söylenen çoğulculuk tartışmalarına örnek teşkil edecek bir tecrübeyi de ifade ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Balkanlar ile çok özel bir tarihi bağının bulunduğunu kaydeden Kalın, atalarının Orta Asya'nın içlerinden Balkanlar'a ve Balkanlar'ın Avrupa sınırlarına kadar giderek çok geniş bir coğrafyada aklın, irfanın, ahlakın, bilimin, kültürün, sanatın ve estetiğin hakim olduğu bir medeniyet inşa ettiklerini söyledi.

Bölgedeki tarihi eserlerin sadece Osmanlı'nın bıraktığı tarihi eserler olmadığını, aynı zamanda insanlık medeniyetinin çok büyük kazanımları olduğunu belirten Kalın, bu eserlerin bugüne kadar yaşatılıyor olmalarının eserlerin ne kadar kalıcı niteliğe sahip olduğunun en güzel örneği olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Makedonya'da Büyükelçilik, TİKA, Yunus Emre, Maarif Vakfı ve ilgili diğer tüm kuruluşların ecdadın eserlerini yaşatmak için çok kapsamlı çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Kalın, "Tarihi eserleri restore ediyorlar, o mekanları yaşayan birer mekan haline getiriyorlar. Zaten geleneği yaşatmak ancak böyle mümkün olabilir." diye konuştu.

Türkçenin modern dönemde çok farklı evrelerden geçtiğini anlatan Kalın, dillerin varlığının zenginlik olduğunu söyledi.

Türkçeye sahip çıkılması noktasında da üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmek durumunda olduklarını vurgulayan Kalın, "Bunun için de bildiğiniz gibi TEDA Projesinden Yunus Emre'ye kadar çok farklı alanlarda yürüttüğümüz faaliyetler var. Türkçemizin dünyanın dört bir yerinde edebiyat, felsefe, ilim, sanat, düşünce ve diplomasi dili olması için hepimizin daha fazla gayret göstermesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif Ersoy gibi Türk diline önemli katkıları olan şahsiyetlerin Balkan topraklarından geldiğini hatırlatan Kalın, bunun Türkçenin zannedildiğinden çok daha büyük ifade kabiliyetine sahip olduğunu teyit eden güzel bir örnek olduğunu vurguladı.

"FETÖ'ye karşı Türkiye ile yakın çalışsınlar"

Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) karşı sadece Balkanlar'da değil dünyanın her yerinde çok yoğun bir mücadele yürüttüklerini vurgulayan Kalın, "15 Temmuz hain darbe girişimi öncesinde yaptıkları ihanet kumpaslarıyla bu terör örgütünün gerçek yüzü artık ortaya çıkmıştır. Bizim bütün dost, kardeş ve müttefik ülkelere çağrımız bu terör örgütüne karşı dikkatli olmaları, geciktirmeden tedbir almaları ve gerekli adamları atmalarıdır." diye konuştu.

Bunu sadece Türkiye ile ikili ilişkileri düzeltmek ya da Türkiye'nin gönlünü almak için yapmamaları gerektiğini belirten Kalın, şunları kaydetti:

"Tersine kendi ulusal çıkarları, kendi gelecekleri için de yapmak durumundadırlar diye düşünüyoruz. Çünkü bu terör örgütünün Türkiye'de yaptığı ihanet ve 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu o zalimane katliam, 251 şehidimiz var, her an bir başka ülkede de tekrarlanabilir. Çünkü bu terör örgütünün yaklaşımı ve zihniyeti bu kumpasları her yerde kurmaya müsaittir. O yüzden bizim bütün Balkanlar başta olmak üzere, dost ve müttefik bütün ülkelere çağrımız FETÖ terör örgütüne karşı Türkiye ile yakın çalışsınlar. Bu örgüte bu topraklarda nefes aldırmasınlar. Bugün eğitim gibi, hizmet gibi, diyalog gibi çok masum görünen kavramların arkasına saklanan bu terör örgütü Türkiye'de yaptığı gibi başka ülkelerde de her tür ihanetin, her tür cinayetin içinde olabilirler. Bizim uyarımız kendi ulusal çıkarları içinde bu terör örgütüne karşı dik ve net duruş sergilemeleridir."

FETÖ'nün bulundukları ülkelerde özellikle sistemi kendi lehlerine istismar ettiklerini, bu ülkenin imkanlarını kendi lehlerine suistimal ettiklerini gördüklerini anlatan Kalın, bu doğrultuda gerekli uyarıları yaptıklarını hatırlattı.

Kalın, "Hamdolsun netice alıyoruz. Birçok ülkede artık FETÖ terör örgütü faaliyet gösteremez hale geldi. Hiç merak etmesinler, bu adım adım dünyanın her yerinde devam edecek. Türkiye Cumhuriyeti bu ihanet şebekesini bir daha ne Türkiye'de ne de başka yerde böyle bir ihanet ve cinayet faaliyet içerisinde bulunmasına müsaade etmeyecektir." şeklinde konuştu.

Beraberindeki heyetle dün Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı da ziyaret ettiklerini hatırlatan Kalın, Başbakan Edi Rama ve heyeti ile bir araya geldiklerini hatırlattı.

Arnavutluk Başbakanı Rama'nın 8 Aralık'ta Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü anımsatan Kalın, kendilerinin de heyetle o ziyaretin takibi amacıyla Cumhurbaşkanının talimatıyla Arnavutluk'a geldiklerini söyledi.

Arnavutluk'ta Büyükelçiliğin, Maarif Vakfının, TİKA'nın çalışmalarını, iş adamlarının yatırımlarını görüştüklerini, Diyanet Vakfı tarafından inşa edilen Balkanlar'ın en büyük camisi Namazgah Camisi'ni ziyaret ettiklerini aktaran Kalın, caminin 7-8 ay içerisinde tamamlanmasının planlandığını bildirdi.

İki ülke ilişkilerinin Türkiye'nin Balkan coğrafyasıyla ilgili perspektifleri çerçevesinde çok büyük önem arz ettiğini vurgulayan Kalın, "Çünkü Balkanlar'da yaşanacak en ufak bir sorun, bir gerilim sadece burayla sınırlı kalmıyor. Bölgesel, hatta küresel bir krize her an yol açabiliyor, yeni krizleri tetikleyebiliyor. Buna karşı bizim buradaki barış ve istikrarı destekleyici ve kucaklayıcı politikalarımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecek." ifadesini kullandı.