Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Balyoz mağduru Kurmay Albay Türkşen yaşadıklarını anlattı

Balyoz mağduru Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, yaşadıklarını, 15 Temmuz'u ve gelinen noktayı değerlendirdi...

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-27 18:01:59

Balyoz mağduru Kurmay Albay Türkşen yaşadıklarını anlattı

TİMETURK I HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA
DETAY HABER


Balyoz davası mağduru Türkşen nasıl suçlandığını ve o süreçte neler yaşadığını anlattı. 15 Temmuz'u ve sonrasındaki gözaltı ve tutuklamaları da değerlendiren Türkşen şunları kaydetti:

NASIL SUÇLANDI?

Baransu'nun getirdiği o dosyalarda adım yazıyormuş.  Geldiler, "Bunları siz hazırlamışsınız" dediler. "Saçmalamayın. Ben böyle bir şey hazırlamadım. Hazırlamışsınız deyip durmayın" dedim. Karşımdaki savcı kılıklı adam "Ama adınız yazıyor. Siz hazırlamışsınız" dedi. "Saçmalamayın! Zeki Müren'in adı yazsa mezardan mı çıkaracaksınız" dedim. Döndü bana dedi ki "O zaman hazırlamadıysanız. İspatlayacaksınız" dedi.

"DEVLET GÖZYUMDU"

"Size bunu reva gören devlet miydi, bir çete miydi? Nasıl hissediyordunuz?" sorusu üzerine Türkşen şunları söyledi:

E devletti tabi. Şimdi hiç kıvırmanın anlamı yok. "Biz Ankara'da ne tatlılar yiyoruz" diyen Bülent Arınç değil miydi? Devlet değil mi bu adamlar? Arkamızdan "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" demiyorlar mıydı?

"BUNU DEVLET NASIL GÖRMEZ?"

Benim bir gün duruşmama bir partinin kadın kolları üyesi, normal bir ev hanımı ziyaret etmek istedi. "Görmek istiyorum olanları, duruşmayı" demiş. Geldi. Sonra görüştük orada. Dedi ki "Siz ne kada riyi insanlarsınız. Bu mahkeme, hakimler, savcılar sizi öldürmek isityorlar resmen. Ama siz hala saygılı davranıyorsunuz. Ben bir ev hanımı olarak bunu görüyorum. Ben görmeme rağmen devlet nasıl görmüyor."

Nasıl görmüyor? Demek ki bir şey var burada. Çünkü önceden "Ne istediniz de vermedik?" durumundaydılar.

"SUÇSUZLUĞUMA DAİR NET DELİLLERE RAĞMEN İÇERİDE TUTULDUM"

Yazdığım iddia edilen belgelerin saatleri vs söylediler. Ben de mesleğim gereği dalış yapmak zorundayım belli zamanlarda ve o dalışları kaydettirmem gerek. Açtım baktım o kayıt defterine. Bana söyledikleri o saatlerde dalmışım, suyun altındayım. Nasıl yazabilrim ki? Bunu gösterdim ben. Mahkemeye sundum. Hakim bana dedi ki "Peki."

"E, peki ne? Hala beni burada tutmaya devam mı edeceksiniz?" dedim. Bana tekrar "Peki." dedi.

"BENİ YARGILAYAN HEYETİN TAMAMI CEZAEVİNDE"

Şu an beni yargılayan mahkeme heyetinin hepsi cezaevinde. Duruşmalarına gideceğim ve gözgöze geleceğim o insanlarla. Biz yine de "oh olsun!" demedik, demiyoruz. O insanların ailelerine, çocuklarına da çok üzülüyorum.

AİLESİ NELER YAŞADI?


Çocukalrımız cezaevlerinde büyüdü. Ben içeri giridğimde oğlum 7 yaşındaydı ve soruyordu "Baba neden buradasın?" diye. Biz de her seferinde yalan söylüyorduk. "İşte burada bir gemi yapımıyla uğraşıyoruz. Bittiğinde geleceğim" diyorduk. 2 yıl geçti. Baktık çıkamıyoruz. Eşim, uygun bir dille söylemeye karar vermiş. Çünkü oğlum sürekli soruyor. Eşim demiş ki "Babanın bazı adamlarla bir problemi var. O problem hallolana kadar orada kalması gerekiyor. Ama baban suç işlemedi ve suçlu değil. Kötü biri değil." O sırada kızkardeşim de oradaymış ve destekliyormuş, diyromuş ki "Tabi canım benim abim kötü biri değil. Kötü biri olsa zaten ben onu abi oalrak sevmem zaten." O yaşta küçücük çocuk durmuş dmeiş ki "Benim babam kötü biri olsa da severim ben. Çünkü o benim babam."

BİR ANDA BAŞLANILAN GÖZALTILAR GÖSTERİYOR Kİ
ASLINDA KİM CEMAATÇİ KİM DEĞİL, DEVLET BİLİYORDU ve BU LİSTELER HEP ELLERİNDEYDİ

Bir çok kurumdan tasfiyeler yapıldı,  bir anda. Yani 14 Temmuz'da yok muydu bu listeler ellerinde? Elbette vardı. Biz "Bu adamlarda sorun var" dediğimizde. "Kanıtınız var mı?" diye soruyorlardı. Ben de onlara sorayım mı şimdi, "Kanıtınız var mı o kadar insanı gözaltına alırken?"

Kendi uçağının attığı bombayla ölür mü bir vatandaş? Yazık değil mi? Önceden harekete geçseydiler olmuyor muydu? Ama bizi dinlemediler. Bizin dinle işimiz yoktu ya. Biz başörtüsüyle uğraşıyorduk ya... Bakın şimdi başörtülü öğretim görevlilerinin, gazetecilerin bileklerinde kelepçe götürüyorlar. Demek ki neymiş? Mesele başörtüsü, din değilmiş.

Mesela o gazeteciler arasında bir kadın bana "geçmiş olsun" demişti. Demek ki beni insani olarak tanıdığı için bunu söyleme gereği duymuş. Ama sen de varmışsın bu çetenin içerisinde!

"TSK'YA DÖNER MİSİNİZ?"

Bana komuta edeceklerin yüreği benden çok olmalı. Ülkede kalkışma olmuş hala kimse üzerine almıyor. Bir sürü çelişkili ifade var. Ama devlet "Sen bu koltukta otur. Sana ihtiyacımız var" derse diyecek bir şeyimiz yok tabi.

ALİ TÜRKŞEN KİMDİR?

1965 Mustafakemalpaşa-Bursa doğumlu olan Ali Türkşen, 1987 senesinde Deniz Harp Okulundan Makine Mühendisliği denkliği ile mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde 2015 yılına kadar devam eden kariyerinin önemli bir bölümünde SAT Komandosu olarak görev yapan Ali Türkşen, bu süreçte 1993 yılında gerçekleştirilen Lucky-S uyuşturucu gemisinin 14,5 ton uyuşturucu yüküyle ele geçirilmesinde ve 1996 yılında Türkiye ve Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak Krizi sırasında SAT Komando Tim Komutanı olarak görev aldı.

SAT Komando kariyeri kapsamında hem açık hem kapalı devre dalış cihazlarıyla dalış, serbest paraşüt, atış, hayatı idame, küçük birlik harekatı, kapalı mahal harekatı ve yakın dövüş gibi konularda uzmanlaşan Ali Türkşen, takım ruhunun ne anlama geldiğini en iyi bilenlerle bir arada bulunma şansını yakaladı. Aikido'yu bir hayat felsefesi olarak seçen, 2. Dan siyah kuşak sahibi Ali Türkşen, 2001 yılında çıktığı bu yolda kendisiyle, çevresiyle ve evrensel enerjiyle uyum içinde yaşamaya özen gösteriyor.

Ali Türkşen'in Genelkurmay Başkanlığı dahil Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli kademelerdeki karargahlarında görev alabilmesi kurmay unvanıyla mümkün oldu. İstanbul Üniversitesinden yüksek lisans diploması da bulunan Ali Türkşen, ABD Deniz Harp Akademisini de 2002 yılında tamamladı. 2011-2014 yılları arasında toplam 3,5 yıla yaklaşan ve kamuoyunda “Balyoz” olarak bilinen dava kapsamında zorunlu olarak ikamet ettiği Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevinde, “Kardak'ta Kahraman, Hasdal'da Esir” ve “1963'ten Günümüze SAT Komandoları ve Anılarım” isimli iki kitap yazdı.

Haber Ara