Barajlardaki doluluk oranı son 10 yılın en düşük 2. seviyesinde
İstanbul'da barajlardaki doluluk oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31 daha az seviyede. Prof. Dr. Hüseyin Toros, 'Türkiye'nin Batı kesimleri, 2019 yılında gerçekten az yağış aldı. Barajlara baktığımız zaman İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 64. Son 10 yıl içindeki en düşük ikinci seviyedeki değer. Önümüzde Nisan, Mayıs ayları var. Dolayısıyla yağışlar gittikçe azalıyor. İstanbul genelinde' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2020-03-25 17:48:03

Güncelleme Tarihi: 2020-03-25 17:48:03

Koronavirüs salgını nedeniyle ilerleyen günler için su tasarrufu uyurasında bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, " Su kullanımına dikkat etmezsek, şu anda barajlarda olan su seviyesi önümüzdeki yaz döneminde düşerek bizim için sıkıntılı bir dönem oluşturabilir" ifadelerini kullandı.

BARAJLARDAKİ DOLULUK ORANI SON 10 YILIN EN DÜŞÜK 2. SEVİYESİNDE

İstanbul'daki barajların doluluk oranı, son 10 yılın en düşük ikinci seviyesinde. Geçen yılın aynı döneminde barajlardaki doluluk oranı yüzde 94 seviyesindeyken, bu yıl ise barajlardaki doluluk yüzde 63,92. Koronavirüs sebebiyle su tüketimine dikkat çeken uzmanlar, kuraklık nedeniyle ilerisi için uyarıda bulundu.

ELLER YIKANIRKEN SU TASARRUFUNA DİKKAT

İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Türkiye'nin Batı kesimleri, 2019 yılında gerçekten az yağış aldı. Barajlara baktığımız zaman İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 64. Son 10 yıl içindeki en düşük ikinci seviyedeki değer. Önümüzde Nisan, Mayıs ayları var. Dolayısıyla yağışlar gittikçe azalıyor İstanbul genelinde. Şu an itibariyla bizim hijyen kurallarına uymamız gerekiyor. Bizim için son derece önemli. Ellerimizi uzmanların söylediği şekilde uzun süre sabunlu su ile yıkamamız gerekiyor. Ama burada su kullanımına dikkat etmezsek, şu anda barajlarda olan su seviyesi önümüzdeki yaz döneminde düşerek, bizim için sıkıntılı bir dönem oluşturabilir. Onun için hepimizin ellerimizi yıkarken veya temizlik yaparken suyu her ortamda, daha az nasıl kullanabilirizi araştırmamız ve hassasiyet göstermemiz, kendi çapımızda bir farkındalık oluşturmamız gerekiyor ki, önümüzdeki dönemde suyu idareli kullanalım ve su sıkıntısı yaşamayalım" dedi.

"TASARRUF YAPMAK DA İSRAF ETMEK DE BİZE BAĞLI"

Eller yıkanırken musluk açık bırakıldığında yaklaşık 2 litre su israf edildiğini dile getiren Toros, "Diyelim ki musluğumuzu fazla tazyikli değil, normal seviyede açarak 20 saniye boyunca elimizi sabunlarken açık bıraktık. Bu esnada 20-25 saniyede 2 litre civarında su harcamış oluyoruz. Sabunu aldıktan sonra ilk anda suya ihtiyacımız var, ancak köpürtme esnasında suya ihtiyacımız yok. Aynı deneyimizi, yine 20-25 saniye ellerimizi sabunlamak şartıyla şu şekilde yaptık; musluğumuzu kapatıp, ellerimizi iyice sabunladıktan sonra, musluğu açıp ellerimizi yine yıkadık. Böylece musluk tazyikli akarken harcadığımız suyun, yaklaşık 6'da 1'ini, yani 300 ml su harcadık. Bunu İstanbul geneli düşündüğümüz zaman, İstanbul'da 15 milyon insanın var olduğunu düşünürsek, veya 10 milyon dersek bir kısmı bebek, bir kısmı çok yaşlı olabilir. Her gün bunun 6'da 1 azalma ya da tam tersi olduğunu söyleyebilir, su tasarrufu ya da su israfı yapabiliriz. Bu bizim duyarlılığımıza bağlı, hepimiz bu konuda biraz daha hassas davranmalıyız" şeklinde konuştu.

Evlerde ve iş yerlerinde de su tasarrufu için önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Hüseyin Toros, "Meyveleri yıkıyoruz. Meyveleri tek tek yıkamak var, bir de su içinde bekletip, üzerindeki kirler varsa önce yumuşamasını sağlayıp sonra yıkayabiliriz. Marketten aldıktan hemen sonra teker teker meyveleri yıkarsanız, çok miktarda suyun boşa gitmesine yol açabilirsiniz. Dolayısıyla hayatımızın her alanında suyu daha idareli kullanmalıyızı düşünmemiz gerekiyor. Bunun için de ev ve işyeri bazında çözümler üretmek gerek diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

İBB YETKİLİLERİ: GÜNLÜK VERİLEN SU MİKTARINDA DİKKATE DEĞER BİR ARTIŞ YOK

Öte yandan İBB yetkilileri İstanbul'a günlük verilen su miktarında dikkate değer bir artışın olmadığını, hijyen nedeniyle su kullanımında bir artış olsa bile, iş yerlerindeki kullanılan su miktarında düşüş olduğunu, bunun da durumu dengelediğini söyledi.

"ELLERİMİ YIKARKEN SUYU KAPATIYORUM"

Su tüketimiyle ilgili konuşan vatandaşlardan Gülşah Sarıkaya, "Genel olarak dışarıdan eve vardığımız zaman ilk işimiz ellerimizi yıkamak şu anda. Su tasarrufuna ban zaten her zaman çok dikkat ediyorum her zaman açmıyorum. Daha az açarak kullanıyorum. Şu sıralar daha uzun süre yıkıyorum ellerimi, ellerimi köpüklerken suyu kapatmıyorum ama az açarak kullandığım için çok fazla sorun olduğunu sanmıyorum" dedi.

"ELLERİMİ KÖPÜRTMEYE BAŞLADIĞIMDA DİRSEĞİM İLE MUSLUĞU KAPATIYORUM"

Çetin Birecen ise, "Ben daha önceden de dikkat ediyordum zaten ona, malum dünyada da bir su kıtlığı var. Geçen gün hatta sosyal medyada bir tweet vardı 'Babanızın barajları varmış gibi suyu açık bırakmayın' diye. O yüzden ben ellerimi ilk köpürtmeye başladığımda dirseğimle musluğu kapatıyorum. İşimi bitirdikten sonra, köpürtme işi bittikten sonra yeniden suyu açıp öyle duruluyorum. Yani su tüketimine dikkat ediyorum" diye konuştu.