Başbakan Binali Yıldırım 81 İlin Valisiyle Buluştu
Başbakan Yıldırım, ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin, “Temennimiz iki müttefik arasındaki ilişkilerin kısa sürede normale dönmesidir.

Oluşturma Tarihi: 2017-10-11 18:51:25

Güncelleme Tarihi: 2017-10-11 18:51:25

Başbakan Yıldırım, ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin, "Temennimiz iki müttefik arasındaki ilişkilerin kısa sürede normale dönmesidir. Bölgesel ve küresel gerilimlerin tırmanmakta olduğu bu süreçte Türkiyeolarak sağduyuyu elden bırakmayacağız" dedi.

Başbakan Binali Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde 81 ilin valisi ile bir araya geldi. Son günlerde Amerika ile yaşanan vize krizinin gündemin sıcak konularından birisini olduğunu belirten Yıldırım, "Amerika, diplomatik misyonlarının güvenlik zafiyetini öne sürerek vize işlemlerini askıya aldığını duyurdu. Tabii ki biz de ülkemize yakışanı yaptık, mütekabiliyet esasına dayanarak aynı karşılığı verdik. Temennimiz iki müttefik arasındaki ilişkilerin kısa sürede normale dönmesidir. Bölgesel ve küresel gerilimlerin tırmanmakta olduğu bu süreçte Türkiye olarak sağduyuyu elden bırakmayacağız. Ülkemiz ve milletimiz, istikrarı bozmaya çalışan, e-muhtıra, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle birçok kez sindirilmeye çalışıldı. Ülkemiz, bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle hedef ülke konumuna getiriliyor. Bütün bu gelişmeleri dikkate alarak özelikle terörle mücadelede olay sonrası operasyon yaklaşımını bırakıp kesintisiz operasyon yöntemine geçerek faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Başka bir deyişle müdafaa anlayışıyla değil, taarruz anlayışıyla terörle mücadeleye devam ediyoruz" dedi.

Son bir yılda toplam 42 bin 650 operasyonun başarıyla gerçekleştirildiğini kaydeden Yıldırım, "298 bin polis, jandarma, asker, güvenlik korucusu aktif görev aldı. Bu son iki yıl içerisinde terörle mücadelede muazzam bir uyum mevcuttur. Asker, polis, jandarma, bütün birimler birbiriyle dayanışma halinde ve uyumlu bir şekilde bu mücadeleyi başarıyla devam etmektedir. Şehirde ve kırsalda PKK bölücü terör örgütüne karşı net bir saha hakimiyeti tesis edilmiştir. Bölücü terör örgütünün yollara mayın döşemesini engellemek amacıyla güvenli yollar projesini başlatmış bulunuyoruz. Toplamda 2 bin kilometreyi aşan yolu güvenlik yolları kapsamında inşa ettik" ifadelerini kullandı.

Gençlerin dini duyguları istismar eden diğer terör örgütünün de DEAŞ olduğunu anlatan Yıldırım, DEAŞ'la da aynı kararlılıkla mücadelenin sürdüğüne dikkati çekti. Başbakan Yıldırım, badece bu sene başından itibaren bin DEAŞ mensubunun tutuklandığını kaydetti.

15 Temmuz'un faili olan FETÖ terör örgütüne de göz açtırılmadığını anlatan Yıldırım, FETÖ mensuplarının bugün yargı karşısında hesap verdiğini, FETÖ operasyonları kapsamında birçok zanlının tutuklandığını ifade etti. Örgütün finans kaynaklarına gerçekleştirilen operasyonlarla para akışının önemli ölçüde azaltıldığını vurgulayan Yıldırım, örgütün gizli haberleşme ağlarının da deşifre edildiğini kaydetti. Valilere önemli bir tavsiye ve uyarıda bulunmak istediğini belirten Yıldırım, "Gerek FETÖ, gerek PKK terör örgütüyle mücadele kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerde dikkatli, titiz bir şekilde, kılı kırk yararak işlem yapmanız büyük önem arzediyor. Unutmayın, bizim değerlerimizde zulüm etmek yoktur. Ne tek bir terör mensubunun devlet içinde barınmasına ne de tek bir mazlumun zarar görmesine asla rıza göstermeyiz. Bunlara, sizlere ve vicdanı muhakemelerinize güveniyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü olmadığını anlatan Yıldırım, "Bugün Suriye üzerinde oluşturulmak istenen terör koridorunun farkındayız. Bölgede terör değil, barış kuşağı oluşturmak istiyoruz" dedi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin gayrimeşru referandumuna işaret eden Yıldırım, "Biz, bölgede yaşayan farklı etnik ve dini gruplara ait insanların hukukunu geçmişte koruduğumuz gibi bundan sonra da korumaya özen göstereceğiz" diye konuştu.

Valilere tavsiyelerde bulundu

Başbakan Yıldırım, valilere tavsiyelerde de bulunarak, "Hem bize hem size düşen en önemli görev, devlet ile millet arasındaki mesafeyi kapatmaktır. Mesafe koymamaktır. Sizlerin zaten bu anlayışla görev yaptığınıza yürekten inanıyorum. Çünkü hepimiz milletin derdiyle dertlenmeyi hayat tarzı haline getiren yöneticilersiniz. 81 ilimizdeki bütün vatandaşlarımızın mutluluğunu, huzurunu, sevincini yüreğinizde hissederek görev yaptığınızı biliyorum. Gün bittiğinde eminim ki her bir arkadaşım başını yastığına koyduğunda o gün şehri için ne yaptığını düşünüyor. Fakat hayatın bir gereği olan sürekli yenilenmeye ihtiyaç var. Başarılarınızla övünerek değil, daima yeni başarılar, daha iyisini nasıl yapacağız düşüncesi ile çalışmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'de çok uzun süreler, millet devleti yüceltmek için çalıştı. Şimdi artık 'milleti yaşat ki devlet yaşasın, milleti yücelt ki devlet yücelsin' prensibini hayata geçirmiş bulunuyoruz" açıklamasında bulundu.

"Devletin adalet ve merhamet eli olmaya devam edin"

Vatandaşların devletin kendilerine ne kadar yakın, ne kadar ulaşılabilir olduğunu gördüğünü anlatan Yıldırım, "Değerli valiler, devletin adalet ve merhamet eli olmaya devam edin. Bu iki temel kavramı yaşatmak için azami gayret gösterin. Unutmayın ki devlet millete aittir, milletindir. Masa başında olanlar hesap yapar, kitap yapar ama sahadaki uygulama her zaman planlara uymaz. Onun için uygulayıcı olarak sizler işinizi yaparken korkak davranmayın, çekingen davranmayın, mevzuat ile uygulama arasında sıkışıp kalmayın. Ben ne yapacağım diye düşünün, memleketin, milletin işini yaparken usul hatası yapmaktan korkmayın. Şekil şartlarına asla katılmayın. Hata yapmayacağım diye titizlenen iş yapamaz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, eğer usulu dört dörtlük yapmaya çalışırsanız iş yapamazsınız. Bir tercih yapmak zorundasınız. İş mi yapacaksınız, yoksa mevzuata mı sarılacaksız? Mesele milletin menfaati, ülkenin geleceği ve menfaati ise, hata yap ama hainlik yapma. Hataya yapmaya alan var, hainliğe asla alan yok. Rızasını ve hayır duasını beklediğimiz yegane merci milletin ta kendisidir. Sizlerden beklentim, hemşehrilerimizin sizin yüzünüzü sadece resmi törenlerde görmemesi. İnsanımız her zaman sizi yanı başında görmek, sizlerle dertleşmek ister. Önümüzdeki kış şartlarında kimin bacası tütüyor, kimin tütmüyor bunu farketmelisiniz" diye konuştu.

"Yönetiminizde çalışan memurlarınız sizi temsil ediyor" diyen Yıldırım, "Artık vatandaşların saatlerce kalemlerde, koridorlarda beklediği günler geride kaldı. Geride kalmaya devam ediyor. Asık suratla, vatandaşına tepeden bakan tavır asla bizim hoş göreceğimiz bir tavır değil. Aksi halde biz bunu yaparsak bu makamların hakkını veremeyiz. Allah hiçbirimizi bu aziz millete karşı mahcup etmesin. Bir önemli konu da toplumsal kaynaşmadır. Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşadığımız acı olaylar, travmalar, tahribatlar var. Bunun gençlerimizin üzerinde oluşturduğu kalıcı hasarlar var. Bunları ortadan kaldırmak üzere özellikle gençlerimizi batı illeriyle, batıdaki gençlerimizin doğu illerine gitmesini teşvik edelim" ifadelerini kullandı.

"Hükümet olarak masa başı iş yapmayacağımızı her fırsatta ifade ediyoruz"

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hükümet olarak masa başı iş yapmayacağımızı her fırsatta ifade ediyoruz. Vatandaşlarımızın sorunlarını dinlemek en önemli önceliklerimizden. Bölgemizde yapılan yatırımları yerinde incelemek için şehir şehir dolaşıyoruz. Her gün başka şehrimizde yeni temeller atılıyor. Halkımız bizim yüzümüzü sadece televizyonlarda görmesin, STK'larla da sağlıklı ilişkiler kurmak önemlidir. Bu konuya da özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Şehirdeki yerel yöneticiler, belediye başkanları, STK'lar, meslek örgütleriyle her zaman uyum içinde şehrin geleceği için birlikte çalışmanın önemi büyüktür. Sizlerin de işiniz sadece şehrin asayiş ve güvenliğini sağlamak değil. Aynı zamanda bulunduğunuz şehrin ekonomisini geliştirmek, istihdama katkı sağlayacak projeler üzerinde çalışmak olmalıdır. Ortaya koyacağınız projelerle şehrinize heyecan verebilirsiniz. Şehir heyecanlanmazsa geleceği inşa edemez. Geleceğe yönelik umutları yeşermez. Şehrin geleceğini inşa edecek yeni yaratıcı projeleri bulmak zorundasınız. Bütün sorunların çözümünü merkezi idareye havale eden bir anlayışa karşıyız. Gerektiğinde sizlerin önünü açacak, illerimizin ufkunu aşacak yasal düzenlemeleri yapıyoruz. Altyapı hizmeti alamayan köyümüz olmamalı. Su problemi olan köyümüz olmamalı. Aynı zamanda nehirlerimizin, çaylarımızın atık sularla kirletilmesine sebep olan kanalizasyon problemi önümüzdeki dönemde önceliklerinizin en başında olmalı."

Doğu ve Güneydoğu illerindeki valilerin sorumluluğuna dikkati çeken Yıldırım, "İmkanı olanın diğer arkadaşlarımıza elini uzatmasını bekliyoruz. Cazibe merkezleri son halini aldı, kısa bir süre içinde kamuoyuyla paylaşılacak. 23 ilimizde yeni bir kalkınma hamlesi başlamış olacak" dedi.

Kaybedilecek tek bir saniyenin olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Bizde hizmet mesai saatleriyle sınırlı değildir. Biz 7 gün 24 saat çalışmak zorundayız. Artık protokol değil, hizmet valiliği devreye girmiştir. Siz bir etkinliğe gittiğiniz zaman protokol cümbür cemaat arkanıza takılıyor. Bu konuda da dikkat edin, otursunlar işlerinin başında dursunlar. Size gözükmekten vazgeçip işlerine yoğunlaşsınlar. Şehir merkezlerine takılıp kalmayın, her yere gidin. Eksik neyse, sorun neyse söyleyeceksiniz. O da hükümete getirecek, biz de gereğini yapacağız. Şunu özellikle sizlerden istiyorum, sorunları torunlara havale etmeyin, Ankara'ya da havale etmeyin. Sorunları yerinde müdahale ederek çözelim. Güncel uygulamalardan da yararlanalım" şeklinde konuştu.

Yıldırım, bugüne kadar kamu hizmetlerinin ancak yüzde 30'unun e-devlet hizmetine aktarıldığını belirterek, bütün hizmetlerin e-devlet platformuna aktarılması gerektiğine işaret etti. Yaklaşık 8 bin 600 hizmet türünden sadece 2 bin 600'ünün elektronik ortamda verildiğini anlatan Yıldırım, e-devlet uygulamalarına daha fazla alan açılması gerektiğini dile getirdi. Özellikle yatırımlar konusunda titiz olunması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, şehirlerin tahribatına da izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Her ilin mutlaka ihracatla tanışması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, ihracat yapmayan ilin olmadığını, rakamların sembolik olarak kalmaması gerektiğini söyledi.

Yıldırım, sınırlarından içeri girildiğinde ferah, yeşili bol, titiz bir şekilde yapılan şehirler görmek istediklerini belirterek, "Şimdi şehirlerin peyzajı, giriş çıkış, adeta şehrin vitrini olan ana yolların mutlaka özenle güzelleştirilmesi gerekir. Belediyelerle yakın bir koordinasyon içinde çalışmanızı arzu ediyoruz" dedi.

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Ülkemizin zor günler geçirdiği bugünlerde sizlerin kendi ilinizdeki hemşehrilerinizle olan dayanışmanız, ülke çapınızdaki birliğiniz, beraberliğiniz ülkemizin gelecek yılları için en önemli sermayesidir. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozmak için gayret edeceğiz, birlikte çalışacağız. Birbirimizi daha çok seveceğiz. Kardeşliğimizi artıracağız.'