Başbakan Binali Yıldırım: O destek devam edecek
Başbakan Yıldırım İslam Ülkeleri İhracat toplantısında 2017 yılının ilk yarısında yüzde 5 büyüdük dedi ve Kredi Garanti Fonunun devam edeceğini açıkladı.

Oluşturma Tarihi: 2017-11-01 13:12:15

Güncelleme Tarihi: 2017-11-01 13:12:15

Başbakan Binali Yıldırım, İslam Ülkeleri İhracat toplantısında "2017'nin ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlandı. Kredi Garanti Fonu açtıktan sonra takibe düşen alacaklarda azalma oldu. Bundan böyle Kredi Garanti Fonu sürekli olarak dönen kredilerde kullanmak suretiyle piyasaya, işletmelerimize, üretim yapan firmalarımıza kaynak temin etmeye devam edecek.Ülkemiz ekonomik yönden 3 kat büyüme başarısı gösterdi, ihracatçı sayımız 2 kat arttı" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmalarından satır başları;

"İslam dünyası ile Afrika ile yürüttüğümüz işbirliği neticesinde bugün ülkemiz ekonomik yönden 3 kat büyüme başarısı göstermiştir. 15 yılda 3 kat büyümeden bahsediyoruz. Ticaret rakamlarına bakınca da görüyoruz. 2002'de 36 milyar dolar ihracat yapabilirken bu süre içinde 155 milyar doların üzerine çıkmıştır.

"DAHA FAZLA İMKANLAR İÇİN ADIM ATILDI"

İhracata destek olma bakımından Güney Kore ile Türkiye aynı düzeyde destek vermektedir. Her 100 liralık ticaretin yüzde 26'sı Eximbank tarafından desteklenmiştir. Daha bu ayın başında Eximbank vasıtasıyla döviz kredilerindeki faiz oranı da düşürülmüş, reel sektöre daha elverişli finansman imkanları için adım atılmıştır.

"ÇİN'DEN SONRA EN YÜKSEK BÜYÜME ORANINA SAHİP"

2016 3. çereğinde ülkemiz yüzde 4 civarında küçülmüştür. Hızlı karar ve tedbirler sayesinde bu olumsuzluk giderilmiş, 2017'nin ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlanmıştır. Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek oranda büyüme sağlayan ülke konumuna gelmiştir. 4 ay bir zaman diliminde bu noktaya nasıl gelindi, burası önemlidir. Buraya gelmemizin arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi zamanın ruhunu iyi okumaktan geçiyor.

"DESTEK DEVAM EDECEK"

Bazen 1 gün, 1 saat geç kaldığınız karar telafisi imkansız bir tarife dönüşebilir. Özellikle kredi garanti fonunun devriye alınması suretiyle, reel sektörümüz, iş alemimiz, kredilendirilmesi konusunda çok büyük rahatlık sağlanmış 220 milyar lira kaynak işletmemize aktarılmıştır. Piyasalardaki nakit sıkıntısı giderilmiştir.

Bunu da ilk defa buradan açıklıyorum. Bu kredi garanti fonu mekanizması başlangıçta o mevzi nakit sıkışıklığını giderilmesi için 2017'nin başında ortaya konulan tedbir olarak ön görülmüştü. Aldığımız yeni karara göre rotatip hale getiriyoruz. Kredi garanti fonu dönen kredilerde piyasalarda işletmelerimize kaynak temin etmeye devam edecek.

Bizim işletmelerimiz üreticilerimiz sorumluluklarının farkında, kaynak akışı devam ettikçe daha fazla üretmeye ellerinden geleni yapıyorlar. Yeni destek paketleri ile ihracatçılarımıza 2017 yılında yaklaşık 3 milyar nakit destek vermiş bulunuyoruz. Bu yılın Eylül ayında ilginç olan bir başka göstergede Avrupa Birliği ile ilişkilerimizdeki gerilemeye rağmen yüzde 8 oranında artmıştır. Yaklaşık olarak 6 milyar dolara ulaşmış durumdadır.

Birçok noktalarda ticaret merkezleri kuruyoruz. İhracatçıların işlerini görüp, kolaylaştırıyor. Sayıları artırılacak ve böylece küresel ticaretin çok daha artması ve İslam Ülkeleri'nin payının artırılması.... Nüfusu 2 milyara yaklaşıyor. Ancak, oluşturdukları ticaret hacmi, maalesef potansiyelin çok daha gerisinde.

Refah nasıl gelecek?

Daha çok üretim, daha çok istihdam sağlanacak.

"NEW YORK'UN ANKARA'DAN DAHA GÜVENLİ OLDUĞUNU KİMSE SÖYLEYEMEZ"

Bir dayanışma içerisinde olmazsak, terörün getirdiği zararlardan emin olamayız. Kimse New York'un Ankara'dan daha güvenli olduğunu söyleyemez.

Değerli katılımcılar, doğrudan yatırımcının ekonomiye birkaç aylık persfektifle bakmadığını, bakılmaması gerektiğini, 15 yıllık öngörü ile yapılması gerektiğini hepiniz biliyorsunuz. Bu firmalar için de böyle, ülkeler için de böyle. Hesabını bilmeyen kasap, elinde kalır masat. Bu laflar boşa söylenmemiş. Bu lafı dünya ekonomisi için de söyleyebilirsiniz veya kasap Hasan Amca için de aynı şeyler geçerli. Her şey ekonomi, her şey hesap kitap.

Sınırlarımızın hemen yanında yaşanan problemleri düşünün. Türkiye'de son 15 yılda uyguladığımız mali disiplin sayesinde ekonomik istikrar sağlanmıştır.

Küresel anlamda ses duyurabilmek için, ekonomi ile siyaseti ile ben de varım diyebilmesi için daha fazla işbirliğine ihtiyaç var. Kavgaları anlaşmazlıkları değil, ortaklıkları birliktelikleri ön plana çıkarmak gerekiyor. Bölgemizin en çok yatırımda tercih edilen ülkesi haline geldik. Bakın 1984-2002 yılları arasında dünyada kriz yok ama Türkiye sadece 15 milyar dolar doğrudan yatırım çekebilmiş. 2003 yılından bugüne kadar ise 186 milyar dolar uzun vadeli doğrudan yatırım getirebilmiş bir ülkedir.