Başkan yerine neden Cumhurbaşkanı denildi?
Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop 'Bu sistemde Başbakanlık olmayacak. Yeni Hükümet sisteminde, bugünkü sistemdeki Cumhurbaşkanı artı Başbakan ve Hükümet eşittir Başkan demektir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-12-01 15:18:16

Güncelleme Tarihi: 2016-12-01 15:18:16

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AA muhabirinin, "Başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı sistemi" ile ilgili son gelişmeler ve tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı.

"Genel olarak başkanlık sistemi nedir?" sorusu üzerine, Şentop, parlamenter sistemde tek bir seçim yapıldığını ve bunda milletvekillerinin seçildiğini, Hükümetin ayrıca seçilmediğini belirtti.

Şentop, bu sistemde Hükümetin Parlamento'nun içinden çıktığını, yasama ve yürütme için tek bir seçim olduğunu kaydetti.

Başkanlık sisteminde ise yasama için ayrı bir seçim yürütme yani Hükümet için ayrı bir seçim yapıldığını anlatan Şentop, "Parlamenter sistemde sadece yasama, meşruiyetini seçimden alırken, yürütme de yasamaya dayanarak ortaya çıkarken, başkanlık sisteminde, hem yasama hem de yürütme yani Hükümet doğrudan halktan meşruiyetini alır. Başkanlık sisteminde çifte meşruiyet söz konusudur." diye konuştu.

Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, şu görüşlerini aktardı:

"Başkanlık sisteminde, Başbakan ve Hükümet ile Cumhurbaşkanlığı makamı birleştirilmiş olacak. Ayrıca Başbakanlık diye bir görev olmayacak, Cumhurbaşkanı Başbakanın da görevlerini üstlenmiş olacak. Parlamenter sistemde çift başlılık var, bir tarafta Başbakan ve Hükümet, öbür tarafta Cumhurbaşkanı var. Bu ayırım, Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı sisteminde ortadan kalkıyor. Başkanlık sisteminde, Cumhurbaşkanı artı Başbakan ve Hükümet eşittir Başkan demektir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümetin sahibi olduğu yetkileri de deruhte ederek seçilmiş olacak halk tarafından."

"Yeni sistemde Parlamento'nun fonksiyonu nasıl olacak?" sorusuna, Şentop, "Parlamenter sistemde de başkanlık sisteminde de Parlamento'nun iki temel fonksiyonu var, birisi yasamadır, kanun yapma, kural koyma; ikincisi de denetleme fonksiyonudur." yanıtını verdi.

"YASAMA, FONKSİYONLARINI YERİNE GETİRİYORMUŞ GÖRÜNTÜSÜ OLSA DA...'' 

Mustafa Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Parlamenter sistemde bu iki fonksiyonun da görünüşte Parlamento'da olduğu varsayılsa da bu sistemde güçlü bir Hükümet ortaya çıktığı zaman, iki fonksiyonun da Parlamento'nun elinden alındığı, yürütmenin eline geçtiği görülüyor. Parlamenter sistemde yasamaya kanun tasarıları Hükümet kanadından geliyor ve zaten ortada bir Hükümet varsa arkasında yeterli bir çoğunluğu vardır ve o çoğunlukla da istediği kanunu çıkartma imkanına sahiptir. Yani yasama aslında, görünüşte Parlamento'da iken esasen yürütmenin denetiminde, kontrolünde olmuş oluyor.

Parlamenter sistemde, denetim dediğimiz şeyin de kendi içinde paradoksal bir anlamı var. Eğer Meclis'te, arkasında güçlü bir destek olan Hükümet varsa, nasıl denetim yapacaksınız? Hükümeti destekleyen Parlamento çoğunluğu nasıl denetleyebilir Hükümeti? Hükümette yanlış yaptığı düşünülen bir isim varsa, bunu Parlamento denetimi yoluyla değil, bunu Başbakanın vereceği kararla değiştirmek suretiyle çözebilir. Yani, parlamenter sistemde sanki yasama bu temel fonksiyonlarını yerine getiriyormuş bir görüntü olsa da gerçekte bunları yapamıyor. Çünkü gerçek manada kuvvetler ayrılığı yok ve sistem, yasama ile yürütmenin iç içe geçtiği bir sistem."

Mustafa Şentop, başkanlık sisteminde, başkan ve kabinenin kanun tasarısı sunma yetkisinin olmayacağını, sadece milletvekillerinin kanun teklif etme yetkisinin bulunacağını belirtti.

"MECLİS, GERÇEK GÖREVİNİ YAPAMIYOR"

"Başkanlık sisteminde Meclis, komisyonların daha öne çıkabileceği, Parlamento çalışmalarının daha fazla yoğunlaşabileceği bir sistem olacak." diyen Şentop, "Mevcut sistemde Meclis gerçek görevini yapamıyor ama bu sistemde yürütmeden bağımsız olarak yasama görevi yapacak." değerlendirmesini yaptı.

Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, yeni sistemde bütçeyi Cumhurbaşkanı'nın hazırlayıp Meclis'e sunacağını, milletvekillerinin meclis araştırması, genel görüşme, yazılı ve sözlü soru sorma yöntemleriyle Cumhurbaşkanı ve Hükümetle ilgili denetim faaliyetlerini mevcut sistemdeki gibi yapabileceğini kaydetti. Şentop, "Farklı olan husus, sadece gensoru ve güvenoyunun bulunmamasıdır. Çünkü, parlamenter sistemde gensoru ve güvenoyunun mantığı, hükümetin Parlamento içinden çıkması sebebiyledir. Hükümet doğrudan halk tarafından seçilince gensoru yoluyla hükümeti düşürme veya güvenoyu verme gibi bir şey söz konusu olamaz." ifadesini kullandı.

"HÜKÜMETLER MECLİS'İ İKNA ETMEK ZORUNDA KALACAK"

Cumhurbaşkanlığı sisteminde Parlamento'da ihtisas komisyonlarının çalışmalarına devam edeceğini vurgulayan Şentop, "Artık Hükümetler, Meclisi, komisyonları ihtiyacı olan düzenlemeleri çıkarma konusunda ikna etmek zorunda kalacak." dedi.

Şentop, "Yeni sistemde, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin nasıl olacağı" yönündeki bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı'nın, mevcut sistemde olduğu gibi yeni sistemde de kanunları veto etme yetkisinin olacağını vurguladı.

ABD'de başkanın kanunları geri gönderebildiğini, geri gönderdiği kanunların da 3'e 2 çoğunlukla kabul edilme mecburiyeti olduğuna işaret eden Şentop, şöyle konuştu:

"ABD'de başkanın, kararname çıkarma yetkisi var, Obama, 10 yıllık iki dönemde 280 civarında kararname çıkarttı. ABD'de başkan kanunları bile değiştirebilecek kararnameler çıkartabiliyor. Bizim 2012'de önerdiğimiz modelde ise kararname kanun gücünde değil, kanun altı bir norm idi. Cumhurbaşkanın kanunları geri gönderme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanının, kanun düzenlemelerin altında bir hukuk normu olarak kararname çıkarma yetkisi olacak, ancak kararnameler kanunlara aykırı olamayacak. Cumhurbaşkanlığının kararnameleri Anayasa Mahkemesinin denetimine de tabi olacak. Belli sayıda milletvekili tarafından Anayasa Mahkemesine götürülebilecek."

"SEÇİMDEN HÜKÜMET ÇIKMAMASI SORUNU ORTADAN KALKACAK"

Parlamenter sistemle ilgili eleştirilerin temelinde, bazen uzun süre hükümetlerin kurulamamasının bulunduğunu belirten Şentop, "Yani seçim yapıyorsunuz Parlamento oluşuyor ama Hükümet çıkmıyor. Türkiye bu sorunu hep yaşadı. Seçim yapmışız ama ortada Hükümet yok, partilerin Hükümet kurması için anlaşması lazım. Bazen oluyor, anlaşıyorlar, bir süre gidiyor ama sonra bozuluyor. Sistemin kendisi hem Hükümet üretemiyor hem de hükümetler uzun ömürlü olmuyor. Başkanlık sisteminde bu sorun ortadan kalkıyor. Bu sistemde seçim, her halükarda Hükümet üretiyor, üretilen hükümetler de uzun ömürlü oluyor ve istikrar oluyor." diye konuştu.

Mustafa Şentop, "Milletvekillerinin parti değiştirmeleri, Parlamento dengelerinin değişmesi Parlamenter sistemde Hükümet düşürüyor, kurduruyor ama başkanlık sisteminde hiç bir etkisi olmuyor. Çünkü, bu sistemde Hükümeti doğrudan halk seçiyor. Başkanlık sisteminin parlamenter sisteme göre böyle bir avantajı var." değerlendirmesini yaptı.

"Türkiye'de başkanlık sistemi nasıl olacak?" sorusu üzerine Şentop, yasamanın, Parlamento'nun ayrı seçildiği, başkanın, Hükümetin ayrı seçildiği bir sistem önerdiklerini aktardı.

Mustafa Şentop, "Başkanlık sisteminde, terazinin iki kefesi gibi, bir tarafta yasama, bir tarafta yürütme var. Bu dengeleri korumak lazım. Bir tarafa ağırlık koyduğunuzda, görev ve yetki verdiğinizde onu dengeleyecek yetki ve görevin diğer tarafa da verilmesi lazım." ifadesini kullandı.

"SERT KUVVETLER AYRILIĞI VAR"

Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkanlık sisteminde, yasama ve yürütme arasında katı kuvvetler ayrılığı dediğimiz ayırım var. 'Başkanlık sistemi gelirse kuvvetler ayrılığı ortadan kalkar' deniliyor ama tam tersine asıl Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı yoktur. Yargı ayrı ama yasama ve yürütme arasında, iki kuvvetin birbirinden ayrılması Parlamenter sistemde söz konusu değil. Çünkü, yürütme yasamanın içinden çıkıyor ve yasamaya karşı sorumlu. 

Yasama yürütmeyi düşürebiliyor ama başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sisteminde yasama ve yürütme arasında kesin bir ayırım söz konusu. Buna sert kuvvetler ayrılığı deniliyor. Bir kişinin hem yasamada hem yürütmede görev alması mümkün değil bu sisteme göre. Bir milletvekili kabinede yer alacaksa o zaman yasama görevini bırakması gerekecek." 

"TÜRKİYE'DE BİR TANE CUMHURBAŞKANI OLUR AMA BAŞKAN...'' 

"Taslak metinde neden Başkan yerine Cumhurbaşkanı denildi?" sorusuna Şentop, çok alışılmış bir ifade olduğu için "Cumhurbaşkanı" dediklerini aktardı.

Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Cumhurbaşkanı kavramı, ifadesinin kullanıldığını, bu nedenle bu kavramı değiştirmek yerine sürdürmenin daha doğru olacağını düşündüklerini ifade ederek, şunları söyledi:

"Çok özel bir kelime. Türkiye'de bir tane Cumhurbaşkanı olur ama başkan dediğiniz zaman bir çok kurumun başkanı olur. Anayasa metni yazılırken bile, Meclis'in çalışması ile ilgili bölüme bir şey yazacağımız zaman, 'Başkan Meclis'i toplantıya çağırır' denildiğinde, bununla hangi başkan kastedildiği hususunda normal okuyucu için tereddüt ortaya çıkıyor. Meclis Başkanı mı yoksa yürütmenin başındaki başkan mı? Başkan karışıklığa sebebiyet verebilir, Cumhurbaşkanı alışılmış bir tabir ve bir de geçmiş siyasi tarihimize saygı ifadesi olarak düşünülebilir." 

Mustafa Şentop, "Cumhurbaşkanlığı sistemine ne zaman geçilecek?" sorusu üzerine, seçimlerin 2019 yılında yapılacağını anımsattı.

"YENİ SİTEME 2019'DAN SONRA GEÇİLİR"

Yeni sisteme 2019'dan sonra geçilmesi ve o tarihe kadar da geçişle ilgili hukuki düzenlemelerin yapılmasının daha doğru olacağını vurgulayan Şentop, "Çünkü, bu sistem değişikliği kanunlarda bazı değişikler yapmayı gerektiriyor. Seçim kanunlarında değişiklikler yapılabilir, Siyasi Partiler Kanunu ile teşkilat kanunlarının gözden geçirilmesi gerekir, kurumsal bazı düzenlemeler yapılabilir." dedi.

Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, başkanlık sistemine ilişkin teklifin, 12 maddeden biraz fazla olacağını, geçici maddelerle birlikte birkaç madde daha artabileceğini ifade ederek, teklifin mümkün olduğu kadar sade, sistem değişikliğinin özüyle ilgili düzenlemeleri içereceğini açıkladı.