'Başkanlık gelirse seçim sistemi de değişmeli'
Siyaset bilimci Üstün Ergüder, Al Jazeera'den İrfan Bozan'a konuştu.

Oluşturma Tarihi: 2016-12-01 09:56:53

Güncelleme Tarihi: 2016-12-01 09:56:53

TİEMTURK | HABER MERKEZİ

"Biz şimdi partili cumhurbaşkanını getirip, şu andaki seçim sistemini kullanırsak, yandık. Cumhurbaşkanı ya da parti lideri kimse, o adayları tespit eder. Sen istediğin kadar kanunlarla parlamentonun yasama yetkisini artır, işe yaramaz" diyen Ergüder, şunları söyledi:

Parlamentonun tasarlanmasında uygulanacak seçim sistemini çok iyi düşünmek lâzım. Ben böyle bir sistemde temsilciyi, yani milletvekilini güçlendirecek bir seçim sistemi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu da benim tecrübeme göre Anglo-Sakson ülkelerinde mevcut. İngiltere ve ABD'de dar bölge seçim sistemi var. Orada seçmenin gözüne bakabilen adaylar seçiliyor. Şu anda uygulanan seçim sisteminin dezavantajlarından birisi, seçmenin karşısına parti liderinin yaptığı bir liste ile çıkıyorsun, onay istiyorsun. Başkanlık sisteminde vatandaş ile temsilci arasındaki bağları, araya partiyi sokmadan güçlendirmek lâzım. Parti bir derece girecektir, parti olmadan olmaz ama o parti seçmenle temsilci arasına ne kadar girecektir? Esas önemli olan soru bu. Siyasi partiler olacaktır ama bir parti başkanının yaptığı bir listeden seçilmek başka, gidip vatandaşın gözünün içine bakarak seçilmek çok başka. İkincisinde senin kişiliğin, gücün devreye giriyor.

Tabii. Seçim sistemini değiştirmek gerekecek. Meselâ aday adaylarının tespiti. Bunlar çok önemli, buralarda bir takım düzenlemeler yapmak lâzım. Meselâ İngiltere'de de siyasi partiler çok disiplinlidir ama bizdeki gibi değil. Neden? Çünkü orada dar bölge seçim sistemi olduğu için vatandaş kimi seçtiğini çok iyi bilir. Hem de seçilen kişi, seçildiği bölgedeki vatandaşla ilişkisini sıcak tutar. Böylelikle parlamentoya seçilen milletvekillerini güçlü kılarız. Meselâ atamalar nasıl olacak? ABD'de başkan bir büyükelçi, bir mahkeme üyesi atayacaksa, bu Kongre'nin onayından geçiyor. Kongre onaylamadan atanmıyor. Kongre'de komisyonun önüne çıkıyorsun, ifade veriyorsun. Orada seni beğeniyorlar veya beğenmiyorlar. Orada, “o partidensin, onun adamısın” kriterleri işlemiyor. Bunlar olumlu şeyler. Yeni sistemi tasarlarken bunların çok iyi düşünülmesi lâzım.

Başkanlık sisteminin iki partlili bir sistemle yürüyeceğine dair de bir ön kabul var? Buna katılır mısınız?

Böyle bir zorunluluk yok aslında ama bunu seçim sistemleri üretiyor. Tabii kültürel faktörler de var. Türkiye'de dar bölge seçim sistemi olursa bu iki partili sisteme doğru iter. Ben bunun başkanlık sistemi çerçevesinde sakıncalı olacağını düşünmüyorum.