Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, sağ kesiminden sol kesimine kadar neredeyse bütün Batı medyasının Türkiye'deki darbe girişimini görmezden geldiğini belirterek, "Aksine Erdoğan'a karşı bir hareketmişçesine sundu. Daha sonra demokratik ve sivil tepkiyi, IŞİD benzeri bir tepkiymiş gibi göstermeye çalıştı." dedi.
Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da sivil halkın direnişiyle engellenen darbe girişiminin yeni bir demokrasi ruhu oluşturduğunu söyledi.
Bu ruhun yeni bir siyasi alan yarattığına işaret eden Duran, Yenikapı'daki mitinge CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin katılmasının bu kapsamda çok önemli ve değerli olduğunu vurguladı.
Duran, Türkiye'de yepyeni bir siyasal düzlem oluştuğunu ifade ederek, "Türkiye'nin, içte yakaladığı uzlaşmayı dıştaki bir tür 'Türkiye karşıtı' olan kampanyaya karşı koymak anlamında saflarını sıkılaştırması ve yeni bir konsensüs oluşturulması gerekir." diye konuştu.
"BURADA BİR TEYAKKUZUN OLMASI NORMALDİR''
Demokrasi nöbetlerine çıkan halkın, "Türkiye'nin geleceği aydınlıktır." mesajı verdiğini dile getiren Duran, 3 yıldır yaşanan türbülansın son noktasının 15 Temmuz oluğunu belirtti.
Duran, bu türbülanstan çıkışın da demokratik teyakkuzla taçlanması gerektiğinin altını çizerek, "FETÖ'nün birtakım söylemleriyle kendi tabanını diri tutmak için ve Türkiye'deki muhalefet kesimlerine mesaj vermek için yapmış olduğu atraksiyonlara, manipülasyonlara gelmemek lazım. Sonuçta Türkiye bütün güvenlik sektörünü, ordusunu yeniden yapılandıran bir süreçten geçiyor. FETÖ unsurlarının kamu kurumlarından tasfiye edildiği bir süreçten geçiyor. Burada bir teyakkuzun olması normaldir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin önü açıktır." diyen Duran, dolarlarını bozarak Türkiye ekonomisine sahip çıkan demokratik bir ruh olduğu sürece Türkiye'nin bu tür olası sıkıntıları rahatlıkla karşılayabileceğini anlattı.
"IŞİD BENZERİ BİR TEPKİYMİŞ GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞTI"
Prof. Dr. Duran, 15 Temmuz gecesine dair Batı basınında gerçekten çarpıtılmış bir algı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Sağ kesiminden sol kesimine kadar neredeyse bütün Batı basını Türkiye'deki darbeyi görmezlikten geldi. Aksine Erdoğan'a karşı bir hareketmişçesine sundu. Daha sonra demokratik tepkiyi, sivil tepkiyi, IŞİD benzeri bir tepkiymiş gibi göstermeye çalıştı. Bütün bunlar aslında 15 Temmuz öncesi Türkiye aleyhinde yürütülen uluslararası medya kampanyasının uzantısı oldu. Tabii burada Batı basınının şöyle bir yanlışı da var; yani bir siyaset yürütülüyor olabilir ama Türkiye halkının bu kadar üstünde uzlaştığı bir konuda kendilerinin çok daha farklı bir yerde olmaları Türkiye'ye yabancılaşmaları demektir."
Duran, Batı medyasının takındığı tavrın haber, objektiflik gibi bütün değerlerinin aslında çöktüğünün göstergesi olduğunu ifade ederek, Batı'nın, demokrasi, insan hakları ve halkın gücü gibi konularda sadece kendi ülkelerine duyarlı olduklarının göründüğünü aktardı.
Söz konusu olan "Türkiye gibi demokratik duruşunu tüm dünyaya gösteren bir ülke" bile olsa Batı'nın bambaşka bir profil ortaya koyabildiğinin herkes tarafından anlaşılması gerektiğinin altını çizen Duran, "Türkiye aynı zamanda NATO ittifakı içerisinde bir ülkedir. Türkiye'ye bile böyle muamele ediliyorsa, bir 3. dünya ülkesi, bir otoriter rejim muamelesi yapılıyorsa bence Batı basınının bu tavrını gözden geçirmesi gerekiyor. Türkiye halkının ortak tepkisinin eninde sonunda bu kampanyayı kıracağını ve bu oyunun bozulacağını düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
