TİMETURK | HABER MERKEZİ
Deniz Baykal'ın Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'a verdiği röportajda "Bu demokrasiyi cumhuriyete karşı kullanmak isteyenlerin cumhuriyete yönelik bir tuzağıdır" diyerek anayasa değişikliği teklifini eleştirdi.
Baykal, "Cumhuriyeti ilk kez millet sahiplenecek ve savunacak" ifadesini kullandı.
İşte röportajın ilgili kısmı:
"90 YILLIK MÜCADELEYİ GERİYE ÇEVİRECEK"
- Bu teklif referandumdan geçerse nasıl bir ülke olacağız?
Bu olasılık bizi kaygılandıran konu. Türkiye'de 90 yıllık devlet olarak kurumsallaşmış, gerçek devlet haline gelmiş, yargısı yargı gibi işleyen, meclisi meclis gibi işleyen, yürütmesi hesap veren bir ciddi devlet düzeni oturtmaya çalışıyoruz. Ciddi mesafe aldık ama oturtamadık. Yine de Orta Doğu'da bu konuda ciddi mesafe almış, en devlete benzeyen yapı haline geldik ama olmadı daha. 90 yıllık bu mücadeleyi geriye çevirecek bir olay bu. Tipik bir Orta Doğu dikta rejiminin, kişisel bir hâkimiyet rejiminin, hegemonya rejiminin siyasi ve hukuki altyapısını oluşturma konusunda müthiş bir viraj alınacak. Engellemelere, durdurmalara rağmen 90 yıldır ilerleyen hukuk devleti ve demokrasi sürecimizi askıya alacak ve geriye döndürecek bir tekliftir. İktidarı paylaşma yerine iktidarın temerküzü yaşanacak. Bunu kendisi de itiraf ediyor. Kuvvetler ayrılığı düşüncesiyle alay ediyor bu değişiklik metni. Bizim “milletin egemenliği ve Meclis'in üstünlüğü” anlayışına dayalı temel siyasetimiz tahrip edilecektir. Milletin egemenliğine şirk koşulacaktır. Millet egemen olmaktan çıkacaktır. Yasama yetkisi başkanla paylaşılacaktır. Kamuoyunun önemini henüz tam kavramadığı, kamu tüzel kişiliği kurma yetkisi veriliyor başkana. Anayasanın 123. maddesinde Meclis'e özgü bir yetki olarak tanınmıştı bu yetki. İdari ve siyasi kamu tüzel kişilikleri var. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüzel kişiliği, devlet yani, sonra il özel idaresi, il genel meclisi, seçimle oluşan vilayet yönetimleri, üçüncüsü belediyeler ve dördüncüsü köy yönetimleridir. Başkan, Meclis gibi idari ve siyasi bir kamu tüzel kişiliği kurma yetkisiyle donatılıyor.
"ERDOĞAN'IN BUGÜNÜNÜ BİLİYORUZ DİYE..."
- Bunun riski ne? Yani ne yapabilir?
Eyalet kurar, her şey yapar. "Güvenin bana" diyor. Bunu yeterli sayabilir ortakları ya da birileri. Bırak başka birinin gelmesini, bu (Erdoğan) düne döner, yarına zıplar. Nereye zıplayacağını biliyor musun? Dün nerede olduğunu bildiğimiz birisinin, bugünkü noktasını ebedi bir istirahat noktası olarak mı kabul edeceğiz?
- 90 yıllık Cumhuriyet varlık-yokluk dönemecine doğru gidiyor. Cumhuriyet nerede hata yaptı?
Cumhuriyetin kendini savunmak zorunda kaldığı bu noktada, Cumhuriyetin ne hata yaptığı konusu çok anlamlı bir tartışma değil. Böyle bir Cumhuriyet deneyimi dünyada yok. Cumhuriyeti kabul ettirme süreci, müthiş bir olaydır ve bir feodal toplumsal yapıya, 600 yıllık alışkanlıkların ötesinde çağdaş bir cumhuriyet düzenini benimsetmek, ona yönelik eğitimler vermek, onu bir kültür, hukuk, eğitim olarak yerleştirmek mücadelesi yaşanmış, sonra da demokrasiye geçilmiş. Bu demokrasiyi cumhuriyete karşı kullanmak isteyenlerin cumhuriyete yönelik bir tuzağıdır. Demokratikleşmenin bir aşamasında birileri demokratikleşmenin olanaklarıyla cumhuriyetle örtülü bir hesaplaşma arayışı içinde girdi. Şimdi bu umarım iyi sonuçlanacak. Bunu sağladığımız zaman bu tarihi bir olay olacak, bahsettiğim bu ikilem bakımından. Yani cumhuriyeti ilk kez millet sahiplenecek ve savunacak.
"İLK KEZ Mİ?"
- İlk kez mi olacak bu?
Böyle bir teste maruz kalmadı millet. Milletin böylesine bir sorumluluk üstlenmesi durumu çıkmadı. Halk cumhuriyete yönelik bir savunma yapma gibi bir göreve çağrılmadı. Çağrılması gerekmedi. Şimdi bu en hassas noktalarıyla oynanıyor cumhuriyetin. Nedir o hassas nokta? Meclis üstünlüğü. Cumhuriyetin güvencesi bu. TBMM'de her siyaset, kimlik, etnisite, inanç, mezhep, şu ölçüde bu ölçüde yer alıyor. Meclis milletin yansımasıdır. Şimdi buna şirk koşuluyor. Çok net. Bunun izah edilir tarafı yok. "Meclis orada duruyor" diyorlar. Danışma meclisleri de vardı 12 Eylül'de, Ayan Meclisleri de vardı. Sen onun temel yetkilerini kullanmaya başlamışsın ve üstelik içine bir Truva atı yerleştirebiliyorsun. Meclis çoğunluğunun listesini YSK'ya verip milletvekili olmasını sağlıyorsun, Meclis'i de kendin belirliyorsun. Bu cumhuriyet denilen olayı ortadan kaldırıyor. Ben buna karşıyım. Cumhuriyet kişinin güvencesinde olamaz. İran, Mısır, Irak, Suriye, Libya, hepsi cumhuriyet. Diyorlar ki “Biz de cumhuriyetiz, 1923'de koyduk adını, değişmiyor”. Koyduk da, içini boşalttın kardeşim. Milletin sana oy vermeyeceği korkusu içinde bunu yapıyorsun. 7 Haziran'da vermemeye başladı. Vermedi. Bir daha olmasın diye yapıyorsun. Millet 5 yıldan önce seçime bile gidemiyor, sen istemezsen. Milletin kendisini üretmesine bile izin vermiyorsun.