Binali Yıldırım Bakanlar Kurulu sonrası konuştu
Yıldırım, 'Her ne kadar bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri'nde başlatılmış olsa da bunlar canilerdir, teröristlerdir. Bu canilerle silahlı kuvvetlerimizi aynı tutmayın. TSK bizim göz bebeğimizdir' diye konuştu.

Oluşturma Tarihi: 2016-07-18 12:50:45

Güncelleme Tarihi: 2016-07-18 12:50:45

Bakanlar Kurulu sonrası kameraların karşısına geçen Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin olarak, "Türk medyası bu süreçte mili bir duruş göstermiştir, teşekkür ederim" dedi. Başbakan Yıldırm, "7 bin 543 gözaltı sayısı var. Bunlardan 100 tane polis, 6 bin 38 tane asker, 755 hakim-savcı, 650 sivil" açıklaması yaptı.

"Bu işe kalkışanlar şunu bilmelidir ki; dökülen her damla kanın hesabını öyle bir çetin soracağız ki bunu görecekler" diyen Yıldırım, "Eğer bu hesapları görmezsek bize bu dünyada da öbür dünyada da rahat yok. Bu, bizim milletimize karşı en ulvi görevimizdir. Bunu yaparken hırsla değil, kanun içinde hareket edeceğiz. Duygusal olmaktan uzak, ama insan hayatının da ne kadar önemli olduğu bilinciyle hareket ederek bunların hesabını soracağız" ifadelerini kullandı.

"Bu darbeyi planlayanlar tam 12 Eylül darbesi gibi bir plan ortaya koymuşlar" diyen Başbakan, "Bunların her ne kadar kainat imamı dedikleri, bunu 'Bizim haberimiz yok. Hükümet kendi oyunlarını oynuyor, kendi emellerini gerçekleştirmek için oynuyor' deseler de 7 bin 555 kişilik gözaltı listemizle, çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunun da kamuoyunun bilmesinde fayda var" diye konuştu. "Bunun asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yok" diyen Yıldırım, "Bunu ancak Suriye'de Esed yapıyor. Ben şanlı Türk ordusunu, cani Esed'in yaptıklarıyla karşılaştırmaktan hicap duyuyorum. Ama bu onların işi değil, yuvalanan terör çetelerinin kalkışmasıdır" dedi.

Yıldırım, cunta sonrası ilk kez toplanan Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandırılmıştır. Sayın cumhurbaşkanımız, başkomutanımız, Recep Tayyip Erdoğan'ın millet bedel ödemesin, gerekirse biz bedel ödeyelim diyerek ortaya koyduğu irade, hükümetimizin de olayı sükunetle karşılayıp gereken adamları vakit geciktirmeden atmış olmasında büyük bir katkısı vardı. Burada teşekkür etmemiz gereken birçok kişi ve kurum var. Her şeyden önce bu olay kamuoyuna mal olduğu andan itibaren bizimle temasa geçen CHP, MHP ve HDP yöneticileri bunun başka bir şey olduğunu, burada parti hesabı yapılamayacağını, millete karşı yapılan bu alçakça girişimin karşısında olduklarını ve her türlü desteği vermek konusunda hazır olduklarını ifade ettiler. Biz de sayın genel başkanlara teşekkür ettik ve kendileriden "görüş farklı, parti farklı gözetmeksizin herkesin meydanlara inmesini ve demokrasi nöbetine dahil olmalarını" istedik. Kabul ettiler, gösterdikleri asil davranıştan dolayı tüm siyasi partilere, liderlerine ve taraftarlarına teşekkür ediyorum. Bir başka teşekkürüm Türk medyasıdır. Böylesine olağanüstü bir durumda Türk milletine yakışır, Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine yakışır bir yayın anlayışıyla darbenin asla ve asla meşruiyet kazanamayacağını, bunun Türkiye'nin geleceğine darbe olduğu tezinden hareketle çok milli bir duruş gösterdiler. İstisnasız tüm medya kuruluşları, bunun için de tüm medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.

STK'larımız da görüş farkı ortaya koymadan yollara düştüler, bir fotoğraf gördüm arkadaşlar çok etkiledi. Çarşaflı bir hanımefendi kamyonun başında, yanında da başı açık bir kadın muavin koltuğunda oturuyordu. Arkasında da bir sürü insan meydana ilerliyordu. Bu fotoğraf gözlerimden damlaların düşmesine sebep olan fotoğraftır. Ayrımız gayrımız yok, biz birlikte Türkiye'yiz.

Bu demokrasi mücadelesinde, darbe girişimini çökertme mücadelesinde hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralananlara acil şifalar diliyorum. Ayrıca bu darbede bir şeyi dikkate almamız lazım. Her ne kadar bu darbe girişimi TSK bünyesinde başlatılmış olsa da, bunu yapmaya kalkışanların TSK'nın, vatanını, milletini, bayrağını seven mensuplarıyla zerre kadar alakası yoktur. Bunlar, eli kanlı canilerdir, terör örgütünün mensuplarıdır. Onun için değerlendirmeleri yaparken aziz milletimden hükümetiniz olarak talebimiz şudur: Bu canilerle silahlı kuvvetlerimizi bir tutmayın, silahlı kuvvetlerimiz bu ülkenin göz bebeğidir. Bu hain girişimde bulunanların asla ve asla silahlı kuvvetleri temsil edemeyeceğini ve bu hususu değerlendirirken askerimize ordumuza onların itibarına zarar verecek, kurumsal yapısını yıpratacak hareketlerden vatandaşlarımız lütfen uzak olsunlar. Tabii, bir büyük teşekkür de yargı camiasına... Şöyle ki ilk andan itibaren bu yasa dışı, bu çılgınca kalkışmaya önderlik eden, teşvik eden ve sevk edenleri teker teker Türk adaleti savcıları marifetiyle almış, bu konuyla ilgili rakamları daha sonra vereceğim, ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, rütbe makam gözetmeksizin, yıldızlarına apoletlerine bakmaksızın gereğini yapmıştır. Adalet Bakanlığımızın bütün mensuplarına, İçişleri bakanlığımızın bütün mensuplarına teşekkür ediyorum. Yurt dışından da dost ve müttefik ülkeler bu hareketin meşru bir hareket olmadığını ve milli iradenin seçimleriyle iş başına gelen meşru hükümete yapılan bu saldırının asla kabul edilemeyceğini açık ve net bir şekilde ortaya koymuşlar, tercihlerini halkın iradesi yönünde yapmışlardır.

Tabii, en önemlisi millet. Milletin olduğu yerde illet olmaz. Millet "Ben buradayım" dedi, "Meydandayım" dedi, bu çapulcular gelsin karşılarında biz varız dedi. Köprüde tankların tepesine çıkanlar, oradaki askerleri alıp onlara nasihat edenler ve tankın üzerlerine yürüdüğünü bile bile meydandan ayrılmayan, kucağında bebeleriyle, yanlarında bastonlu dedeleriyle sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır arkadaşlar. Bu işe kalkışanlar şunu bilmelidir ki; dökülen her damla kanın hesabını öyle bir çetin soracağız ki bunu görecekler. Eğer bu hesapları görmezsek bize bu dünyada da öbür dünyada da rahat yok. Bu, bizim milletimize karşı en ulvi görevimizdir. Bunu yaparken hırsla değil, kanun içinde hareket edeceğiz. Duygusal olmaktan uzak, ama insan hayatının da ne kadar önemli olduğu bilinciyle hareket ederek bunların hesabını soracağız.

Maalesef bu girişim başladıktan sonra cuma günü, gece başladı. Cumartesi-pazar çeşitli çevreler Türkiye'de ekonominin alt üst olacağı, pazartesi günü hayatın duracağı şeklinde propagandalar yaptılar. Ekonomiden sorumlu arkadaşlar gerek yurt içinde, gerek yurt dışında gerekli temasları yaptılar. Allah'a şükür finansal sistemimiz tıkır tıkır çalışıyor. Bankamız çalışıyor, borsamız çalışıyor, Merkez Bankası işinin başında, ihtiyaç olunca gereken her türlü tedbiri almak için hazır bekliyor. Ekonomik göstergelerde yaşanan değişim, Türkiye'nin normal günlerinde yaşanan değişimlerinden farklı değil. Değişim, normal sınırlarında seyrediyor. Bu da şu demektir; bu darbe demokrassinin, milli iradenin temsilcisi hükümet tarafından bastırılmış, hayat normale dönmüştür. Piyasanın verdiği mesaj budur. Burada bir başka husus da, efendim bu darbe girişimi dolayısıyla "Hükümet tüm gücünü buna yönelttik, dış güçlere karşı zaafiyet var" dediler, yanıldılar. Türkiye'nin 100 yıllık tecrübesi içerisinde küçümsenecek bir olay değil, ancak bunun gibi birçok tehdidi de aynı anda bertaraf edecek gücünün olduğunuda cümle alem bilmelidir. Alarm seviyemiz devam ediyor. Bölücü terör örgütlerine karşı da en ufak bir gevşeme yoktur.

Bu darbe teşebbüsü Türkiye'nin bekasına, Türkiye'nin demokrasisine bir darbe olduğu ayan beyan bellidir. Bunların her ne kadar kainat imamı dedikleri, bunu bizim haberimiz yok "Hükümet kendi oyunlarını oynuyor, kendi emellerini gerçekleştirmek için oynuyor" deseler de 7 bin 555 kişilik gözaltı listemizle, çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunun da kamuoyunun bilmesinde fayda var. Biz şu an arazi temizliği yapmakla meşguluz, bu işi planlayanlar her ayrıntıyı hespa etmişlerdir. Hangi ilde kimin geleceği, hangi bakanlıklara kimin atanacağı, onların müsteşarlarının kimin olacağı... Yani tam 12 Eylül darbesinin planlaması niteliğinde bir planlama. 12 Eylül darbesi bile vatandaşlarının üzerine bomba atmadı, Meclis'ini bombalamadı, polis karargahlarını bombalamadı, Cumhurbaşkanı'nı bombalamadı ve bu ne demektir biliyor musunuz kardeşlerim, bu devletin verdiği elbiseyi giyeceksiniz, onun imkanlarından faydalanacaksınız, bu milletin dişinden tırnağından arttırdığı vergilerle alınan silahları yağmur gibi onların üzerine atacaksınız... Bunun asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yok. Bunu ancak Suriye'de Esed yapıyor. Ben şanlı Türk ordusunu, cani Esed'in yaptıklarıyla karşılaştırmaktan hicap duyuyorum. Ama bu onların işi değil, yuvalanan terör çetelerinin kalkışmasıdır.

Bu olayın bundan sonraki kısmı da önemli. Gerek hukuki yönden, gerek yasal yönden bazı kararlar süratle alındı, alınıyor ve uygulamaya girilecek. Ve gelişmeleri milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz. Yavrularımızın geleceğinin karartılmasına yol açacak yasa dışı, meşru olmayan bu hareketlerin bir daha ülkemizde yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri olacağız. Torunum "Bunlar bizim polisimiz, askerimiz değil mi neden insan öldürdüler" di... (ağlamaya başladı) ben buna cevap veremedim. Ama buna cevap vereceğiz, öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek.

Bu olayın bundan sonraki kısmı da önemli. Gerek hukuki yönden, gerek yasal yönden bazı kararlar süratle alındı, alınıyor ve uygulamaya girilecek. Ve gelişmeleri milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz. Yavrularımızın geleceğinin karartılmasına yol açacak yasa dışı, meşru olmayan bu hareketlerin bir daha ülkemizde yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri olacağız. Torunum "Bunlar bizim polisimiz, askerimiz değil mi neden insan öldürdüler" di... (ağlamaya başladı) ben buna cevap veremedim. Ama buna cevap vereceğiz, öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek.

-Sayın Başbakanım, Fethullah Gülen cemaati dışında bu darbeyi gerçekleştiren kişiler arasında başka unsurlar olduğunu düşünüyor musunuz? Meclis'in tatile girmediğini anlıyorum, YAŞ toplantısı ertelenebilir mi?

YAŞ toplantısına kısa bir süre kaldı ama şartlar değerlendiriliyor. Bunların hepsinin önümüzdeki günlerde kararını verip kamuoyu ile paylaşacağız. Bu kalkışmayı başlatanlar Fethullah Gülen Paralel Terör Örgütüdür, başka unsurların olup olmadığı ele alınacak, gerçek ortaya çıkarılacaktır. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacak, karanlıkta hiçbir husus bırakılmayacak.

-Şartlar yerine getirilirse iade gerçekleşebilir mi, iade süreci başladı mı? İdam cezasına ilişkin de bir beklenti var...

Dostlarımıza teşekkür ettik, demokrasiden yana tutum içerisinde oldukları için teşekkür ettik. ABD müttefikimizdir, derin ilişkilerimiz vardır. ABD yöneticilerine diyorum ki, "Bir ülkede demokrasiyi sona erdirmek, yerine ne idüğü belirsiz bir rejim getirmek, din adına yapıyorsanız din yok, hangi sahiplerle yaptıkları belli olmayan, hedefleri karanlık bir küresel tehdit var. Delil, belge, bundan daha iyi delil olur mu ya? Bir ülkeyi, seçilmiş hükümetini, milletini yok etmeye çalışan bir haşhaşi örgüt mensupları ve onlara direktifler veren başındaki kanaat önderinin bütün bu idaresine rağmen eğer dostlarımız bize hala delil gösterin diyeceklerse, biz orada biraz hayal kırıklığı yaşarız. Ve burada dostluğumuzun sorgulanması bile gündeme gelebilir. Bütün belgeleri ve kalan her şeyi de Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmalar yapılıyor.

İdamla ilgili tezahüratlar yapılıyor. Hukuk devletiyiz, vatandaşlar için siyaset yapıyoruz. Vatandaşlarımızın isteği bizim için emirdir ancak olayın sıcaklığı içerisinde aceleci karar veremeyiz. Ancak talebi de göz ardı edemeyiz, bu anayasa değişikliği gerektiren bir husustur, Meclis'te görüşülür, peşinen reddetmeyiz, peşinen kabul etmemiz de çok sağlıklı sonuçlar vermez.

"Kayıp olan askerler darbeye teşebbüs edecek" iddiası var, hava sahasında güvenlik açığı söz konusu olabilir mi?

Hareketlilikten dolayı eksikler vardı, envarterlerde kayda değer bir eksiklik yok. Bunların kontrol dışı harekete geçmelerini önleyecek tedbirler alınmıştır. Buna rağmen tabii büyük bir travma yaşıyoruz. Herkes bir yerden bir saksı düşse bomba patladı diyor. Dolayısıyla çok ciddi ihbarlar geliyor, ciddi veya ciddi değil her ihbarı değerlendiriyoruz. Hiçbir şeyi şansa bırakamayız ancak tabii hava sahamızın güvenliği konusunda bir problem yok. Belirli yerlerde askeri uçuşlara kapalıdır, emir dışındaki uçuşlara kapalıdır, izin istisnadır. Mesela tanımlanmayan bir cisim gözüktü, hemen hava savunma komutanlığı bir karar alıyor ve durum kontrol altına alınıyor.
Birçok subay gözaltına alındı, TSK'da bunların yeri nasıl doldurulacak? Emekli olmuş subayların göreve çağırılacağına dair bir iddia var. Akın Öztürk ile ilgili Milli Savunma Bakanı'nın bir açıklaması vardı. "Darbecilerle mi askerlerimizle mi hareket etti, belli değil" diye. Öte yandan darbe protesto edenlerin içki içenleri dövdüğüne dair provokasyon vardı...

Her kesimden provokasyon beklenebilir. Vatandaşlarımızın bunlara karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. Bugün, kılık kıyafetimizin, yaşantımızın, fikirlerimizin farklılığını ön plana çıkaracak gün değil, bugün bir olma, beraber olma günüdür. Onun için özellikle tüm STK'lara ve tüm siyasi partilerimize mensup olan vatandaşlarımızdan isteğimiz; ayrılım gayrılıkları bırakalım, "Tek Türkiye" haykırmasını duyuralım
Bahsettiğiniz isimler Türk yargısının elindedir, zanlı mıdır, masum mudur yapılan soruşturmalarla ortaya çıkacaktır. Bu melanete bulaşanları, Türk adaletine teslim etmektir. Bu da başarıyla yapılmıştır. Bundan sonrası Türk yargısının yapacağı iştir.

Türkiye Cumhuriyeti, ordusuyla emniyetiyle güçlüdür. Böyle bir çalışmamız yok.