AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Kanal 7 ve ÜLKE TV ortak yayınında rakibi Ekrem İmamoğlu'nun VIP krizine ve yapılması planlanan "Ortak Yayın" hususunda Uğur Dündar'ın moderatörlükten vazgeçmesiyle ilgili soruları yanıtladı.
Binali Yıldırım'a Twitter'da yazdığı "Umarım bu kararda birilerinin baskısı etkili olmamıştır" sözleri hatırlatıldı. Ardından "Birileri derken, CHP, Uğur Dündar'ı arayıp 'bu işe girme' mi dedi. Bunu mu kastediyorsunuz?" sorusuna Yıldırım, şu karşılığı verdi:
"Sosyal medyada ve çeşitli mecralarda böyle laflar dolaşıyor. Umarım doğru değil. Bir yandan basın özgürlüğü ve demokrasi diyeceğiz, diğer yandan da böyle telkinlerde bulunuluyorsa, bu çok vahim bir durumdur. Ümit ederim, böyle bir durum söz konusu değildir. Açıkçası sürekli olarak benim üzerimden puan toplama gayreti görüyorum. Yayınsa yayın kardeşim. Kimi istiyorsanız, o gelsin. Sizin de açıktan destek vermiş en tecrübeli Uğur Dündar olsun dedim." diye cevap verdi.
Bununla topluma bir mesaj vermek istediğini belirten Binali Yıldırım, "Sağ sol fark etmez. Bizim taraf, sizin taraf demiyoruz. İstediğiniz seçin, biz İstanbul'u konuşalım. Benim yapmak istediğim, bu ayrıştırmayı, kutuplaştırmayı bir ölçüde ortadan kaldıracak ve ülkeyi daha birleştirici bir sürece sokmak. Bunu kastettim. Sürekli bir yerlerden mevzilenip, birbirlerine çeşitli mecralarda atış yapan bir ruh hali topluma da yansıyor ve zarar veriyor. En azından bu anlamda normalleşmeye ihtiyaç var. Bunu başlatmak istedim ama karşı taraf maalesef burada samimi olmadığını ortaya koydu." diye konuştu.
"KAMUOYU ÖZÜR BEKLİYOR"
"Peki ortak yayının ne zaman ve nasıl bir formatta olacak?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Her iki partiden arkadaşlar çalışıyorlar. Bizden Mahir Ünal, diğer taraftan Engin Altay bir çalışma yapıyorlar. İşini çerçevesini, zamanını konuşuyorlar. Ama her halde son bir hafta kala olur. Son 5 gün, son bir hafta. Neticede bir kara verilir. Ama şöyle de bir durum var: Aday arkadaşımız, Ordu'ya gitti, valiye küfretti. Bu benim canımı sıkıyor. İstanbul gibi büyük bir şehri yönetmeye talip olanın ağzından böyle galiz küfürler, çıkmaması lazım. Bunu ben sağlıklı görmüyorum. Arkadaşımızın bir şekilde kendisini gözden geçirmesi lazım. Bu öfke kontrolü önemli bir şey. Bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Dün de kendisine bir çağrı yaptım. 'Özür dile' dedim. Kamuoyu bir özür bekliyor. Bu geçiştirilecek bir şey değil. Vali devleti temsil ediyor. Vali, kendisini ifade edemez. Memurdur. Siyasetçi, her türlü ağır eleştiriye ve hakarete muhatap olabilir. Buna hazırlıklı olması lazım. Öyle her önüne geleni kesip doğrarsa bu doğru değil. Bu siyaset değil. Özür dilemesi icap eder. Çünkü çok ağır bir şey. Sebep ne olursa, olsun bir insanız konuşuruz. Siyasetçinin örnek olması lazım. Siz öyle yaparsanız, vatandaş ne yapar. Diyelim ki, yanlış yapıldı, olabilir ama bunun yolu hareket olamaz."
"ARKADAŞIMIZ, VALİYE KÜFRETTİ"
Yıldırım, ortak yayının nasıl olması gerektiği konusundaki görüşlerini de şöyle dile getirdi:
"Her türlü olabilir. Bu konuda da hiçbir kısıtlama yok. Zaten hiçbir işle kısıtlamam olmadı. Ne istiyorlarsa sorsunlar. Nasıl bir format olursa olsun. Kim olursa olsun. Yani tabii ki, kim olursa olsun derken, bu gelişmeden sonra bazı söyleyeceğimiz şeyler olabilir. Ama şunu söylüyorum: bu tip programlar, eğer İstanbul'a katkı sağlayacaksa anlamı var. Baştan beri bunu söylüyorum. Böyle bir karşılıklı program, İstanbul'a ne sağlayacak? İstanbullulara hangi mesajları verecek? İstanbullu bunun için bu programa ilgi duyar. Biz bunu böyle söyleyince, rakibimiz, 'Efendim niye diğer konuları konuşmuyoruz? Korkuyor mu, çekiniyor mu?' diye ipe sapa gelmeyen laflar etti. Çok yazık. Ben her konuyu konuşurum. 40 yıldır devletin içindeyim. Her durumda bulundum. Zor zamanda da iyi ve kötü zamanlarda da bulundum. Her şeyi konuşurum ama bugün her şeyin konuşulacağı zaman değil. Bugün İstanbul'u konuşacağımız zaman."