Herkes ağzının içine bakıyor...
Ama bir dediği öbürünü tutmuyor...
Çok kesin konuşuyor ama her ay başka bir şeyi "kesin olarak" söylüyor...
Yok yahu!
Kemal Bey değil.
Onun çarklarına alıştık, taraftarları bile ciddiye almıyor.
Oysa sözünü ettiğim kişi ve konu kritik önemde...
BioNTech kurucusu, bilim adamı ve Wikipedia'ya göre dünyanın sayılı milyarderlerinden Uğur Şahin'den söz ediyorum.
Ara ara demeçlerine bakınca...
İçimden "nasıl bir çağa rast geldik Yarabbim!" diye söyleniyorum.
Prof. Ahmet Rasim Küçükusta bu durumu "Uğur Şahin'in görüşlerindeki mutasyon" olarak değerlendiriyor.
Unutmuşsunuzdur, hatırlatayım...
Çünkü konu salgın olunca zihnimiz sanki her tarafta silinip baştan yazılıyor.
Geçen yılın kasım ayında basın açıklamasında Uğur Şahin "aşının salgını bitireceğinden emin olduğunu" söylemiş, "Aralık ayında dağıtımına başlayacakları aşının tek dozunun yüzde 95 etkili olacağını" vurgulamıştı.
Ocak ve şubat ayları boyunca sürekli "Haziran başında salgın söner" diyen Şahin, Mart 2021'de birdenbire "yaz içinde daha sert bir kapanma ihtimali"nden ve mRNA aşılarının ikinci dozuna ihtiyaç olduğundan söz etmeye başladı.
Tabii pek ilginç biçimde AB ülkelerini "eldeki aşılar stoklanmamalı, hemen uygulanmalı" diye uyarmayı da unutmadı!
Haziran'da bir daha sahneye çıktı Şahin...
"Aşımız Delta varyantına karşı etkili" diyerek güven verdi, fakat üçüncü doz takviye aşısı için de kapıyı açıverdi. Aynı dönemde bizde de uygulama başlatıldı.
Bir ay içinde aşılama oranı yüksek ülkelerde çok ilginç gelişmeler yaşanır olmuştu ki...
Şahin-Türeci çiftinin 13 Temmuz'daki kafa karıştırıcı açıklaması geldi: "Eğer yeni bir Covid aşısı gerekirse, 100 gün içinde geliştirebiliriz."
Ben şimdi Şahin'in ağustos, ekim ve aralık açıklamalarını merakla bekliyorum.
Şimdi bu köşeye düştüğüm yukarıdaki düşündürücü notları yanlış anlamanızı istemem.
SAĞLIĞINIZ için (bakınız, büyük harfle yazdım) gereken neyse yapmalısınız.
Bazıları çıkıp "bilim böyledir, değişir, yenilenir, kesinlik taşımaz" falan diyecektir şimdi...
Eh biz bunu en başından beri söylüyorduk da...
Siz niye bilimi kılıç kesinliği ve keskinliğiyle başımızda sallayıp duruyordunuz?
Sabah