Avusturyalı bağımsız Milletvekili Martha Bissman, ülkede çifte vatandaşlık iddiaları nedeniyle mağduriyet yaşayan Türk kökenli vatandaşlar başta olmak üzere aşırı sağcı hükümetin ayrıştırıcı politikaları ve Avusturya-Türkiye ilişkileri üzerine AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Toplumun çeşitli kademeleriyle diyalog içinde olduğunu belirten Bissman, bu çerçevede "sözde Türk seçmenlerine ait olduğu ileri sürülen bir liste nedeniyle 1970'lerden itibaren zorlu bir mücadelenin sonucunda elde ettikleri kazanımları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan çok sayıda Türk kökenli Avusturya vatandaşının mağduriyetlerini öğrendiğini" anlattı.
Bissman, durumun ciddiyeti üzerine mecliste konuya dikkatleri çekebilmek için Avusturya bayrağı ve fes giymiş, bıyıklı, Türkleri anımsatan bir kuklayla bir konuşma yaptığını, böylece Türk kökenlilerin uğradığı haksızlığı göstermek istediğini söyledi.
Konuşmanın hem sosyal medyada hem de basında geniş yer bulduğunu ifade eden Bissman, şunları kaydetti:
"Mecliste yaptığım konuşma hem Avusturyalılar hem de Türk asıllı Avusturya vatandaşları tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Kanaatimce konuşma, Anayasa Mahkemesinin bu konuya ilişkin yürüttüğü incelemeyi hızlandırmasına yardımcı oldu. Konuşmadan bir hafta sonra mahkeme sözde listelerin delil olarak kabul edilemeyeceği yönünde karar aldı. Daha sonra çifte vatandaşlık suçlaması nedeniyle süren birçok davanın olumlu sonuçlandığını ve çok sayıda kişinin Avusturya vatandaşlıklarını kaybetmediklerini öğrendim."
Yabancı kökenlilerin Avusturya vatandaşı olarak görülmemesi
Bissman, Avusturya'da doğmuş, bu ülke vatandaşı çok sayıda Türk ya da yabancı uyruklunun Avusturyalı olarak görülmek istenmediğine vurgu yaparak, bunun siyasi kaygı ve popülist söylemlerden kaynaklandığını ifade etti.
Türk asıllı vatandaşlara yönelik kasten olumsuz bir hava yaratılmaya çalışıldığına dikkati çeken Bissman, "Aslında çok sayıda Avusturyalı Türk komşularıyla iyi geçiniyor ve gayet güzel ilişkilere sahip ancak ne yazık ki toplumun bazı kesimleri siyasi manipülasyonlardan etkileniyor ve 40 yıldır burada yaşayan, buranın vatandaşı olan insanları tam anlamıyla kabullenemiyor." diye konuştu.
"Hükümet bilinçli şekilde toplumu kutuplaştırıyor"
Bissman, yaklaşık bir yıldır iktidarda olan koalisyon hükümetinin politikalarına da işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet bilinçli bir şekilde toplumu kutuplaştırıyor. Bu yalnız Türklere yönelik bir durum değil, diğer azınlıkları, farklı düşünenleri de kapsıyor. Bu kutuplaşmanın yerine insanlar birlik içinde olmuş olsalar, hükümet bugün hayata geçirdiği bir çok siyasi eylemi gerçekleştirmekte güçlük yaşayacak. Eski bir taktiği uyguluyor, böl ve yönet."
Ülkede, yabancılara ilişkin var olan olumsuz havayı dağıtmak için yabancı kökenlilerin daha görünür olması gerektiğinin altını çizen Bissman, bu noktada yabancı kökenlilere hem siyasette hem de sosyal yaşamda daha etkin olmaları tavsiyesinde bulundu.
"Türkiye gibi önemli bir müttefike çeşitli nedenlerden ötürü sırt dönülmemeli"
Ülkede 250 bine yakın Türk kökenlinin yaşadığını hatırlatan Bissman, ikili ilişkilerin geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Bissman, şunları kaydetti:
"İkili ilişkilerin geliştirilmesinde dürüst ve eşit düzeyde bir diyalog oluşturulması gerekiyor. Türkiye gibi önemli bir müttefike çeşitli nedenlerden ötürü sırt dönülmemeli. Bu dürüst bir tutum da değil, Türkiye'den bir şey istediğimiz zaman eşit düzeyde iletişim kuruyoruz, örneğin Suriye ve çevre ülkelerden gelen 5 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyor. Türkiye, bölge için istikrar, Avrupa için ise güvenli bir kale konumunda. Bir şeye ihtiyaç duyulduğunda iyi iletişim içinde olup tersi söz konusu olunca, yani Türkiye bir şey istediği zaman 'Ben bunu kabul etmiyorum.' demek, dürüst bir yaklaşım değil."
"Türkiye ile müzakerelerin yeniden başlatılmasından yanayım"
Bissman, Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'ın Türkiye ile ikili ilişkileri iyileştirme yönünde attığı adımları çok önemsediğini belirterek, Kneissl'ın bir sonraki Türkiye ziyaretine eşlik ederek, Türkiye'deki siyasi mercilerle görüşmeler gerçekleştirmek istediğini aktardı.
İki ülke arasında iyi ticari ilişkilerin yanı sıra çok sayıda Avusturyalının tatil için Türkiye'yi tercih ettiğine de vurgu yapan Bissman, Türkiye gibi güçlü ve büyük bir ülke ile iyi ilişkilerin yalnız Avusturya için değil Avrupa Birliği (AB) için de önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliği sürecine ilişkin de Bismann, "Türkiye ile müzakerelerin yeniden başlatılmasından yanayım. Müzakerelerin sürdürülmesi ilk etapta çok büyük bir anlam ifade etmeyebilir ancak insanlar bir birleriyle konuşarak yakınlaşırlar. Müzakerelerin yeniden başlaması Türkiye ile ilişkileri iyileştirmek için özellikle bugünlerde, bence çok doğru bir işaret olacaktır. Bu tür üyelik müzakereleri, çok uzun sürebilir ancak sabır, iyi diplomasi ve duyarlılıkla ele alınmalıdır." ifadelerini kullandı.