'Bugün elçilerle iş birliği yapanlar, Amerika talimatıyla darbe gerçekleştirenlerdir'
'Adnan Menderes ve Türkiye Demokrasi Tarihi Forumu'nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Bugün elçilerle iş birliği yapanlar, bugün Amerika talimatıyla darbe gerçekleştirenlerdir. Aralarında hiçbir fark yoktur.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2022-05-11 12:48:34

Güncelleme Tarihi: 2022-05-11 12:48:34

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu milletin değerlerinin coğrafyasıyla ve dünyayla buluşmasını engellemek isteyenler, hep bir tezgah ve oyun içinde oldular. Bugünlerde çok konuşulan algı diye bir kavram var. Ben şahsen algının galip gelebileceğine hiçbir zaman inanmadığımı ifade etmek isterim. Çünkü gerçeklerin üzeri örtülemez." dedi.

Süleyman Soylu, Aydın'ın Koçarlı ilçesindeki Adnan Menderes Demokrasi Müzesi'nde "Demokrasiye Geçişin 72. yılında Adnan Menderes ve Türkiye Demokrasi Tarihi Forumu"na katıldı.

Soylu, burada yaptığı konuşmada, Çanakkale Şehitleri Anıtı'nın yapım sürecini hatırlattı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1930'da şehitler için bir abide yapılması yönünde görüş bildirdiğini, 1952'de Celal Bayar ve Adnan Menderes'in girişimleriyle Şehitler Cemiyeti kurulmasının sağlandığını ve sonraki süreçte anıtın tamamlandığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:

"Adnan Menderes, Celal Bayar ve arkadaşları, Çanakkale Abidesi'ni yapanlar ve bu ülkeye kazandıranlar. Çok uzun zaman geçiyor, Çanakkale ve şehitlerin kahramanlıkları da tarihimizde duruyor, Recep Tayyip Erdoğan'a kadar, hatta onun İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına ve ondan sonraki sürece kadar o duruş sadece seyrediliyor. Oradaki bütün mezarlar, oradaki bütün yapılar ve yapıtlar Recep Tayyip Erdoğan'la beraber yeniden ihya ve inşa ediliyor."

Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının icraatlarıyla şehirlerle köyleri birleştirdiğini, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da büyük şehirleri birbirleriyle buluşturduğunu kaydeden Soylu, "Tayyip Erdoğan da bütün şehirleri bütün şehirlerle bölünmüş yollarla buluşturdu. Türkiye cesametiyle hep büyümeye, kendi değerleriyle buluşmaya ve kendini bulmaya çalıştı." dedi.

Türkiye'yi "halihazır bir noktada bekletmek, varlığını bir buzdolabına koymak isteyenler" bulunduğunu ifade eden Soylu, "Bu milletin değerlerinin coğrafyasıyla ve dünyayla buluşmasını engellemek isteyenler, hep bir tezgah ve oyun içinde oldular. Bugünlerde çok konuşulan algı diye bir kavram var. Ben şahsen algının galip gelebileceğine hiçbir zaman inanmadığımı ifade etmek isterim. Çünkü gerçeklerin üzeri örtülemez. Gerçeğin sahibi Allah'tır. Siz doğruyu yapar, doğru mücadeleyi ortaya koyarsanız, hiçbir algı bu doğru mücadelenin önünü kesemez." diye konuştu.

- "Kimin CHP'si?"

CHP için arkadaşlarının dönem dönem, "Bu Atatürk'ün CHP'si değil" dediğini aktaran Soylu, şunları kaydetti:

"Fakat orada keserler. Peki bu kimin CHP'si? Bu İsmet İnönü'nün CHP'sidir. O gün darbeyi yapan da İsmet İnönü'nün CHP'sidir. Cumhuriyet Halk Partisinin rengini, kanını, suyunu, sinirini, duygusunu veren de İsmet İnönü'nün CHP'sidir. Bugün kurulduğu tarihle bugün arasında hiçbir benzerlik söz konusu değildir."

"İsmet İnönü'yü iyi anlamadan", "onun yaptıklarına ve bıraktıklarına iyi bakmadan" Türkiye'nin demokrasiyle buluşamayacağını söyleyen Soylu, "Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin ortaya koymuş olduğu, daha doğrusu bir muhalefet tarzının ortaya koymuş olduğu bütün süreçlerin ruhunu, cümlelerini, psikolojik harekat tarzını ve tablosunu resmetmiştir ve hala o çizgiden devam edilmektedir." diye konuştu.

Türk demokrasi tarihinde iki ayrı nehir bulunduğunu, birinin "millet", diğerinin "vesayet" denilen millet karşıtlığı olduğunu ifade eden Soylu, "Bugün elçilerle iş birliği yapanlar, bugün Amerika talimatıyla darbe gerçekleştirenlerdir. Aralarında hiçbir fark yoktur." dedi.

Bu milletin değerlerini altüst etmeye, kimliğini değiştirmeye çalışanlarla mücadelenin de sürdüğünü vurgulayan Soylu, 28 Şubat'ta sarf edilen "bin yıl hedefinin", bu topraklarda bin yıldır yaşayan milletin kimliğini değiştirmekle ilgili olduğunu söyledi.

"Bin yıldır değiştirmek istiyorlar, 'biz sizi beğenmiyoruz' diyorlar. Çünkü biz batının bize giydirdiği elbiseye girmedik bugüne kadar" diyen Soylu, bugünlerde büyükelçilerin hareketli olmasının da bununla bağlantılı olduğunu ifade etti.

Bakan Soylu, şöyle konuştu:

"Ben bir şey söyledim; 'siz bir büyükelçiyi, birisine gönderdiniz' dedim. 'Ben göndermedim' desin Sayın Kılıçdaroğlu. Bir iddiayı daha ortaya koyuyorum. Ben tek tek konuştuğunuz cümleleri söyleyeceğim. Utanmadan 2023 yılında kaç tane milletvekili çıkacağını bir Avrupa ülkesinin büyükelçisiyle konuştunuz. Ufak bir dedikodu daha vereyim, Çağatay Kılıç dedikodusu yaptınız. 'Tayyip Erdoğan, bunu niye bu ülkeye gönderdi' diye dedikodusunu yaptınız.

İlk cumhurbaşkanı seçilenin 2 veya 3 yıl gideceğini, ardından yeni cumhurbaşkanı seçmek zorunda olunduğunu konuştunuz. Daha söyleyeyim, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın sonuçlarının Türkiye'nin seçimini nasıl etkileyeceğini değerlendirdiniz. Daha ötesini söyleyeyim, sözde Millet İttifakı içindeki bütün ayrıntıları, Ali Babacan'ı, Ahmet Davutoğlu'nu nereye oturttuğunuzu, HDP'den nasıl oy devşirileceğini...

Hiçbir hassasiyetiniz yok. Allahtan bu ülkede CHP içerisinde de bu vatana ihanet edenlere karşı içi cızlayan ve bunları nerede konuşulmuşsa oradan nakleden insanlar var da bunlar bir vesileyle ihaneti vataniye olabilecek bir tabloyu ortaya koyabiliyorlar. Sizin ne demokrasiye ne vatana ne ortaya koyduğunuz masaya saygınız olmadığını, biraz daha konuşurlarsa daha ötesini söyleyerek ortaya koyacağım."

- "Elbette millet kazanır"

İdam edilen bir başbakan, dışişleri bakanı, maliye bakanı, hapse atılan bir cumhurbaşkanı ve hapiste öldürülen insanların anısının yaşatıldığı bir müzede bulunduklarını anlatan Soylu, millete teslim olanlar ile Batı'ya teslim olanlar arasında önemli farklılıklar bulunduğunu söyledi.

Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"Aramızdaki fark şu, biz ölüme razıyız, onlar tatlı hayatlarına razılar. Tayyip Erdoğan ile aralarındaki fark da bu. Tayyip Erdoğan, Allah'a ve millete teslim, onlar Batı'ya teslim. Burada kim kazanır, elbette millet kazanır.

Millet kendine ait cezalandırma taleplerini de Batı'dan sürekli görmektedir. Buna da bir karşılık vermektedir. 1960'da darbe oldu, korkmadı. 1965'da Adalet Partisini getirdi. 1980'de darbe oldu. Dönemin cumhurbaşkanı çıktı, 'şu partiye oy vereceksiniz' dedi, millet tersini yaptı. Amerika'ya, darbeye baskıya karşı geldi."

- 1960'ta yaşananların rövanşı

1960'ta yaşananları milletin içine attığını, bunun büyüklerin içlerinde bir "ah" olarak kaldığını dile getiren Soylu, gençlerin bunun rövanşını 15 Temmuz'da F-16'lara çıplak ellerle karşı gelerek aldığını kaydetti.

Bakan Soylu, 21. yüzyılın millete kendisine daha fazla güvenmeyi öğrettiğini belirterek, "Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'si bize daha fazla kendimize güvenmeyi öğretti, Batı'nın içinin kof olduğunu, kağıttan kaplan olduğunu bize öğretti. Öyle olmasaydı Ayasofya açılmazdı, öyle olmasaydı İstanbul Havalimanı Avrupa'nın en büyük havalimanlarına mağlup olur, temeli atılmış akim kalmış olurdu." diye konuştu.

Forumda "Demokrasiye Geçişin 72. Yılında Adnan Menderes ve Demokrasi Tarihi" başlığı altında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurul Üyesi Murat Yılmaz ile bazı gazeteci ve yazarlar değerlendirmelerde bulundu.

Foruma Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Aydın Milletvekilleri Metin Yavuz, Rıza Posacı, Bekir Kuvvet Erim, Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker de katıldı.