Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Futbolda şike kumpası" davasının kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 88 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarının karşısındaki binada yapılan duruşmaya, Ali Koç'un yanı sıra sarı-lacivertli kulübün yönetim kurulu üyeleri ile avukatları katıldı.
Ali Koç, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Üzülerek söylüyorum. Fenerbahçe açısından tarihi bir gün, keşke bugünleri yaşamasaydık. Bir pazar sabahı başlayan ve Fenerbahçe'yi bugüne kadar maddi ve manevi çok büyük zarara uğratan bu davada çok önemli bir dönüm noktasına geldik. Hukuken süreç tamamlanmadı. Yargıtay'dan kararı bekliyoruz. İnşallah karar adli tatilden önce çıkar. Bir şey değişeceğini sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
"Fenerbahçe'ye yaşatılanlar hiçbir kelimeyle ve hukuki sonuçla ölçülemez." diyen Başkan Koç, şöyle devam etti:
"Maddi ve manevi zararlar, kolay karşılanabilecek konular değiller. Hukuken hakkımızı arama safhasındayız. Daha gidecek çok yol var. Bunun hesabını sormamız gerek, çok kurum ve kişiler var. Biz olalım ya da başkaları olsun. Aziz Başkan, zamanında mücadelesini verdi. Biz de şimdi mücadelesini veriyoruz. İstisnasız bu görevde kimler olursa olsun sonuna kadar mücadele vereceğiz. Mutlu değiliz. Zafer çığlıkları içinde değiliz. Çok kızgınız ve kırgınız. Bu kızgınlık ve kırgınlık, bu camia hakkını alana kadar devam edecektir."
Fenerbahçe'ye iftira atan bütün kişi ve kurumlarla hesaplaşacaklarının altını çizen Ali Koç, şunları kaydetti:
"Bu terör örgütünün (FETÖ) en önemli ayağı medyasıydı. Bugün hiç utanmadan bu örgüte lanet okuyanlar, o süreçte isteyerek bunların maşası oldular. Bunlarla da hesaplaşmalıyız. Gücümüz milyonlarca taraftardan gelmektedir. Bunları yaptıklarına pişman edeceğiz. Kulübün zararlarını bir şekilde telafi etmemiz lazım. Bu, işin Fenerbahçe ayağı. Bizim kadar hatta bizden daha çok mağdur olmuş insanlar ve kurumlar var. Türkiye Cumhuriyeti, bunların en sonuncusunu temizleyene kadar bu bilinçle üstüne gitmelidir. Yeterince ders alınması lazım. Bu ders alındı mı, alınmadı mı emin değilim. Bunun ülkemizde hiçbir zaman yaşanmaması için yaşananlardan Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak derslerimizi almamız gerek. İnanın hiçbir şey bitmiş değil. Gözümüzü açık tutmalıyız. Bütün bunların temizlenmesi lazım. Temizlenmediği alanlar da var. Her alanda olabildiğince Türkiye Cumhuriyeti bunu yapabilecek muktedir bir devlettir. İçimizde buruk bir sevinç var. Keşke sizlerin önünde böyle bir konuşmayı yapıyor olmasaydım. Bunlar, Silivri'ye onlarca hapishane yapacaktı. Allahtan bu emellerine ulaşamadılar."