Turan, partisinin Çan İlçe Başkanlığınca düzenlenen toplantıda köy ve mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi.
Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs'ta yasal hakkı neyse sonuna kadar kullanacağını, bölgede "Ben varım." diyeceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Turan, şu ifadeleri kullandı:
"Doğu Akdeniz için geçenlerde bir siyasi partinin genel başkanını şaşkınlıkla izledim. 'Neden orada yokuz?' dedi. 'Neden oraya gitmiyoruz?' dedi. İnsaf. Bırakın bir partinin genel başkanı olmayı, köyde yaşayan bir amcamız bile bizim Doğu Akdeniz'de F-16'larımızın, savaş gemilerimizin, İHA'larımızın 4 arama gemisini takip ettiğini bilir. Bizim oradaki Türk soydaşlarımızdan, Türklerimizden ayrı olmayacağımızı, oraya sahip çıkacağımızı bilir. Hakkı olmadığı halde orada İsrail, Fransa, İtalya, ABD var. Adam diyor ki 'Neden orada yoksunuz?' Hayır kardeşim, yasal hakkımız neyse sonuna kadar kullanacağız, Kuzey Kıbrıs etrafında Türkiye, 'Ben varım.' diyecek. 4 gemi şu an orada ama maalesef halen daha 'Niye orada yokuz?' diyen insanlar var. Artık CHP'nin ağlanacak haline gülüyoruz."
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının İçişleri Bakanlığınca görevden alındığını hatırlatan Turan, bu olayın yansımalarına değindi.
AK Parti Grup Başkanvekili Turan, "Üç belediyeye 'teröre destek' gibi en ağır gerekçelerle kayyım atanıyor. İlk tepki HDP'den değil de bayrağındaki oklarda devletçilik, milliyetçilik ve halkçılık olan Atatürk'ün partisi CHP'den geliyor" ifadelerini kullandı.
Kayyım görevlendirme gerekçelerden birinin, tüm şehit yakınlarının tek kararla işten çıkarılması olduğunu vurgulayan Turan, şunları kaydetti:
"Adamın tavrına bakar mısın, 'Sen şehit yakınıysan işten çıkartılman lazım.' demiş. Bir diğeri Türk bayrağını belediyenin önünden, arkasından, kimlik kartından, sitesinden çıkarmış. Hepsi de Kandil talimatı ile eş başkan atamışlar. Bizim Anayasa'mızda, mevzuatımızda eş başkanlık mı var? Seçilen kişi başka, Kandil'in atayıp da makama oturttuğu kişi başka. Şimdi diyorlar ya 'Seçimle gelen seçimle gider'. Bir defa bize sürekli 'Ordu göreve' diye bağıranların, parti kapatma davası açıldığında alkış tutanların seçimle gelmeyi hatırlatma hakları yok; onu söyleyeyim. Bir hukukçu olarak şunu söyleyeyim; prensip, seçimle gelen seçimle gider. Doğru ama seçimle gelen demokrasiyi, halkı, yaşamı, savunur kardeşim. Hangi ülke demokrasiyi bitirmek isteyen, seçimi kaldırmak isteyen, seçilmediği halde eş başkanlık veren bir sistemi haklı görür?
Kayyım atanacak tabii ki. Geç bile kaldık. Daha ötesini söyleyeyim. Kayyım atadığımızda ilk ses CHP'den geldi, HDP'den değil. Kızdığım bu. Gazi Mustafa Kemal'in partisi, 'milli egemenlik' diyen, 'halkçılık, milletçilik, devletçilik' diyen bir parti nasıl olur da eş başkanlık atayan, şehit yakınını kovan, Türk bayrağını kaldıran adamlara bu karar verilince 'hayır' der. Sen Gezi eylemleri sırasında diyor muydun 'Seçimle gelen seçimle gider.' diye. Biz dediğimizde, seçim vardır, esastır; o zaman kızıyordun bize."
Hukuk içinde her belediye, hükümet ve devletin baş tacı olduğunu dile getiren Turan, "Seçimle gelen seçimle gider ancak hukukun dışında, mevzuatın dışında teröre yan bakan, beraber yol yürüyen, omuz veren kim varsa da bedelini hem idari olarak hem cezai olarak ödeyecektir, ödemelidir." değerlendirmesinde bulundu.