Hürriyet'ten Ahmet Hakan'a konuşan Kürt siyasetçi ve yazar Kemal Burkay, Güneydoğu'da yaşanan çatışma ve operasyonları değerlendirdi.
'KÜRT HALKI PERİŞAN OLDU'
“Kürt kentlerini savaş alanına çevirdiler, mahvediyorlar. Kürt halkı perişan oldu, göç ediyor, her şeyini bırakıp gidiyor. Sokaklarda insanların cesetleri kalıyor. Tarihi kentler yerle bir oluyor. Buna ‘halk savaşı' demek için bir insanın çılgın olması lazım, acımasız olması lazım. PKK'nın yaptığı çok büyük bir yanlıştır. Bu savaşta PKK'nın sorumluluğu çok büyük” diye konuştu.
Burkay, Güneydoğu'da gelinen durumun hem devlet, hem PKK açısından açık bir başarısızlık olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Olan hep Kürt halkına oluyor." diye ekledi.
Kemal Burkay, PKK'nın başlattığını iddia ettiği “halk savaşı” tanımına ise şiddetle karşı çıktı.
'BUNA HALK SAVAŞI DEMEK ACIMASIZLIK'
İşte Burkay'ın açıklamalarının detayları...
"Kürt kentlerini savaş alanına çevirdiler, mahvediyorlar. Kürt halkı perişan oldu, göç ediyor, her şeyini bırakıp gidiyor. Sokaklarda insanların cesetleri kalıyor. Tarihi kentler yerle bir oluyor. Buna “halk savaşı”demek için bir insanın çılgın olması lazım, acımasız olması lazım. PKK'nın yaptığı çok büyük bir yanlıştır. Bu savaşta PKK'nın sorumluluğu çok büyük...
'AKP'YE KARŞI İZLENECEK YOL ŞİDDET OLAMAZ'
Bu savaş Kürt halkına çok büyük zarar verdi. AKP politikalarından memnun olmayabiliriz, rahatsız olabiliriz, birçok uygulamasını demokrasi ile bağdaştırmayabiliriz. Ve tüm bu noktalarda sonuna kadar haklı olabiliriz. Ama buna karşı izlenecek yol şiddet olamaz.
'PKK'NIN YAPTIĞI DEVRİMCİ MÜCADELE TARZI DEĞİL'
Şiddet en fazla gariban Kürtleri vuruyor. Sur'da, Cizre'de yaşananlara bakın. “Halk savaşı” deniliyor ama halk bırakıp kaçıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın PKK'nın yaptığı devrimci mücadele tarzı değildir. Makul bir mücadele tarzı değildir.
'PKK ENGEL OLDU, HDP DE DİRENEMEDİ'
Kemal Burkay, Kürt sorununu çözümü için ne yapılması gerektiğini de anlattı. Burkay'a göre, 7 Haziran seçimleri sonrası HDP'nin kazandığı 80 milletvekilli büyük şanstı ancak değerlendirilemedi.
"Yapılması gereken şuydu: Siyasi kararları iyi işletmek. Bunu başaramadılar. PKK, buna engel oldu. HDP de direnemedi. 80 mebusla gelmişsiniz, parlamentonun üçüncü partisi olmuşsunuz, yüze yakın yerel yönetimi kontrol ediyorsunuz, bunlar büyük olanaklar.
Kitleleri harekete geçirmeleri gerekirdi. Hem parlamentoda hem yerel planda barışçı gösterilerle tepkiler dosta düşmana gösterilmeliydi. O zaman hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunda çok büyük destek kazanılacaktı."
'ÖCALAN'IN LİDERLİĞİ ARTIK GÜÇLÜ DEĞİL'
"PKK denilince aklımıza tek merkezden yönetilen, kararları kendi özgür iradesiyle alan bir örgüt gelmesin. Öcalan'ın liderliği de şu anda sanıldığı kadar güçlü değil. Kandil'de bir birlik yok bence. Kandil üzerinde İran'ın, Suriye'nin ve Türkiye derin devletinin etkisi var. Kandil'de değişik odaklar var, bunların bir kısmı barıştan yana değil."