100 yıl önce Yunanlıların baskın yaptığı Denizli'nin Cabar köyünde terkedilmiş bir mezarlıkta şehit edilen 83 Türk'ün mezarları bulundu. Bulunan mezarlar şehitlik olarak düzenlenerek anıtlar dikildi. Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Denizli Türk Ocakları'nın el ele vererek 1 yıllık çalışmanın ardından hazırladığı CABAR MİLLİ MÜCADELE ŞEHİTLİĞİ VE ANITI bugün hizmete açılacak.
CABAR KATLİAMI
1. Dünya Savaşı sonrası, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. maddesine göre; “İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehdit eden herhangi bir durum ortaya çıkarsa, stratejik noktaları işgal edebileceklerdi.” Bu maddeden hareketle, Osmanlı Devleti'ne ait topraklar dört bir koldan işgal edilmeye, paylaşılmaya başlanır.
15 Mayıs 1919 günü sabahın erken saatlerinde İtilaf Devletleri'nin desteklediği Yunan Ordusu, İzmir'i işgale başlar. Yunan kuvvetleri, kısa sürede Manisa, Aydın ve Uşak'ı işgal eder. Çivril topraklarına kadar yaklaşan Yunan birlikleri, 8 Ocak 1921 tarihinde Çivril'i işgal eder. Bu işgal, daha çok keşif amaçlıdır ve 10 gün sürer.
KÖYLÜLER YUNAN ASKERLERİNE KARŞI KOYDU
516 gün sürecek olan Çivril'in ikinci işgali ise, 1 Nisan 1921 tarihinde, Cuma günü başlamıştır. İşgal için Çivril'e Bulkaz (Gürpınar) istikametinden gelen Yunan askerlerine ilk karşı koyanlar Kuvayı millîye güçleri ve Cabar köylüleri olmuştur. Alatepe Çatışmaları'nda, Türk topçusu ilk ateşte Gökbaşlı üzerinden inen Yunan askerlerine kayıplar verdirmişti. Aynı gün Naldanlı mevkiindeki çatışmada 4 Yunan askeri öldürülmüş, biri yaralanmıştır. Bu olay, Cabar baskınının nedeni olmuştur. Bugün yaşanan acı olaylardan sonra Çivril işgal edilir.
SÜNGÜ DARBELERİ İLE ŞEHİT EDİLDİLER
Cabar köyü için ise asıl acılar bundan sonra başlayacaktır. 1 Nisan'ı 2 Nisan'a bağlayan gece yarısı bir grup Yunan askeri, Cabar köyüne gelir. Köyün içine beşer onar dağılan Yunan askerleri, bütün evleri ateşe vermeye başlar. Bunların gürültüsü ile uyanan, gündüz Naldanlı'da Yunan'la çarpışan beş kişi, silahsız olarak birden dışarı çıkarlar. Bunları gören Yunan askerleri, köy odasının yanındaki dibek taşının etrafında, süngü darbeleriyle beşini de şehit ederler. Bu kişiler, Çalıklar'ın İbrahim, Panguduzoğlu Mahmut, Köyün hocası Çomçaoğlu Ali, Sarı Musaoğlu Mustafa ve Karayeğen oğlu Mustafa'dır.
Yangınlardan canını kurtarmak için dışarı çıkanlar ise ya süngülenerek ya da kurşunlanarak öldürülür.
“SUBAYIN ÖLDÜRÜLMESİ BAHANE EDİLDİ”
Cabar katliamı ile ilgili, Genel Kurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan yayınların 11 Nisan 1921 tarihli bölümünde “Yunanlıların, bir subayın öldürüldüğünü bahane ederek Çivril'in Cabar köyünü yaktığı ve köy halkının tamamen öldürüldüğü öğrenilmişti” şeklinde bir bilgi bulunmaktadır.
Tarihin bu kara gecesinde, her birinin ayrı ayrı öyküsü olan 83 can şehit edilmiştir.
CABAR AĞITI ve KOTURLARIN EMİNE
Yunan güçlerinin Cabar katliamında Koturların Emine'nin hikayesi ise okuyanları hüzünlendirir.
17 yaşındaki Koturlar'ın Emine baskın sırasında telaşla evlerinin avlusuna çıkar. Bu sırada sokakta dolaşan Yunan askerleri Emine'yi görür ve alıp götürmek isterler. Emine kaçar, ancak Yunan askerleri Emine'yi yakalarlar ve sürükleyerek götürmeye çalışırlar. Emine; “Ağabey yetiş, aldırdın beni!” diye bağırır. Ağabeyi Kazım, hemen dışarı çıkar ve Yunan askerlerinin kardeşini sürükleyerek götürdüklerini görünce çılgına döner, birden geri dönüp, kapı ardında duran nacağı alıp gelir. Nacağı, Emine'yi tutan askerin kafasına indirir. Bu sırada, orada bulunan diğer Yunan askerleri, Kazım'ı ve Emine'yi şehit ederler. Kazım, Çalıklar'ın Mehri ile nişanlıdır. Katliamdan kurtulan birkaç köylü, gün ağardığında Mehri'nin de cansız bedeniyle karşılaşırlar.
Bu kara gecede, her birinin ayrı ayrı öyküsü olan 83 can şehit edilmiştir. Yaşanan bu acılar, bölge insanı ve köylüler arasında kapanması mümkün olmayan derin izler bırakmıştır. Sonraki günlerde ölenlerin ardından ağıtlar yakılmıştır. Cabar Ağıtı, bu acıların içinden doğup, Türk Halk Kültürü'ne katılmıştır.
Koturlar'ın Emine, ağabeyi Kazım, Çalıklar'ın Mehri ve diğer Cabar Şehitleri bu şehitlikte yan yana yatmaktadırlar. Günümüze kadar ulaşan bu ağıtın sözleri şöyledir:
CABAR AĞITI
Gökpınara desti de goydum dolmadı,
Yangın Cabar'da eğri de fesli galmadı.
Gara yaşlar yeşil giyer donunu,
Şeher Cabar ahrete dönmüş yönünü,
Martinimin ucu da Yonan demiri,
Ağlama Cabar bu da gumandanın emiri.
Ay mı doğdu, gün mü de doğdu yayıldı,
Koturların Emine bir gurşunda bayıldı.
Şu Cabar'ın eriğine, dallerine,
Varın bakın Koturların hallerine.
Garagayam istihkam, içinde yoktur İslam,
Halt etmendi kel Yonan, Gumitler senden aslan.
CABAR ŞEHİTLERİNİN İSİMLERİ
1-2 Nisan 1921
ÇALIKLAR (Çakın/Kaya/Şahin/Uysal)
Çalıklar'ın Fatma
Çalıklar'ın Hatice
Çalıklar'ın Havva Hanım
Çalıklar'ın İbrahim
Çalıklar'ın Mehri
Çalıklar'ın Ramazan
Çalıklar'ın Raziye
Çalıklar'ın Ümmü
Çalıklar'ın Yakup
Çalıklar'ın Zehra
Bit Haliller'in Elif
Bit Haliller'in Halil
Bit Haliller'in Mevlit
Curalar'ın Halime
Garagışlar'ın Fatma
Garagışlar'ın İbrahim
ÇOMÇAOĞULLARI (Özcan/Ulu/Yaşar)
Çomçaoğlu Ali (Cabar köyünün imamı)
Çomçaoğlu Şaban
Çomçaoğlu Mehmet
Çomçaoğlu Elif
Çomçaoğlu Fadime
GARA MUSALAR (Coşğun/Yaşar)
Gara Musalar'ın Ayşe
Gara Musalar'ın Döne
Gara Musalar'ın Elif
Gara Musalar'ın Fatma
Gara Musalar'ın İbrahim
Gara Musalar'ın Mehmet
Gara Musalar'ın Mustafa
Gara Musalar'ın Yakup
Yusuf Çavuşlar'ın Fatma
Yusuf Çavuşlar'ın Gıli Dayı
GOCA AMATLAR (Uğuz)
Goca Amatlar'ın Ayşe
Goca Amatlar'ın Raziye
Goca Amatlar'ın Ahmet
Goca Amatlar'ın İbrahim
Goca Amatlar'ın Alime
GÜMÜŞOĞULLARI
Gümüşoğulları'nın Döne Ebe
Gümüşoğulları'nın Mustafa
KOTURLAR (Erdoğan)
Koturlar'ın Âlime
Koturlar'ın Ayşe
Koturlar'ın Elif
Koturlar'ın Emine
Koturlar'ın Fatma
Koturlar'ın Halil İbrahim
Koturlar'ın Kazım
Koturlar'ın Osman
Sarı Veliler'in Kelci Ümmü Ebe
KÖSELER
Köseler'in Ahmet
Köseler'in Fatma
Köseler'in Mustafa
Köseler'in Ramazan
Köseler'in Raziye
PANGUDUZOĞLU (Ergül/Tekin/Uğur)
Panguduzoğlu Asiye
Panguduzoğlu Battal
Panguduzoğlu Bekir Ali
Panguduzoğlu Fatma
Panguduzoğlu Gürce Ebe
Panguduzoğlu Hüseyin
Panguduzoğlu Mahmut
Panguduzoğlu Ramazan
Köpek Hasanlar'ın Fatma
Köpek Hasanlar'ın Raziye
Tekinler'in Hanım Ebe
SARIMUSALAR (Karagöz)
Sarı Musaoğlu Fatma
Sarı Musaoğlu Mustafa
Karagözler'in Arzu Hanım
Karagözler'in Ayşe
Karagözler'in Halime
Karagözler'in Hamza
Karagözler'in Mehmet
Karagözler'in Musa
Karagözler'in Musa Ağa'nın çocuğu
Karagözler'in Recep
KONUKLAR
Baştan Amatoğlu Yeşil Dayı (Karabedirler köyünden)
Kabakçıoğlu Hüseyin(Koçak köyünden)
Karayeğen oğlu Mustafa
Köseoğlu Rıza (İğdir köyünden)
Köseoğlu Sefer (İğdir köyünden)
Neslihan Hanım
Neslihan Hanım'ın Bebeği
Veyisoğulları'ndan Hüseyin (Bulkaz köyünden)
Veyisoğulları'ndan Mustafa (Bulkaz köyünden)
Adı belirlenemeyen 1 kişi(Bulkaz köyünden)
Şehitlerin adları,
Prof. Dr. Turgut TOK, Öğretmen Münir SAYHAN ve Hüdaverdi OTAKLI tarafından Çivril ilçesi ve Cabar köyünde, Ramazan KAZIK (1945), Şevket ÇETİN (1915), İsmail BACAK (1916), Zehra KAYA (1922), Munise KAYA (1937), Fatma ŞAHİN (1933), Celal ŞAHİN (1940), Pürsen KARAGÖZ (1943), Nuri KAYA (1964) ve köylülerle yapılan söyleşilerden ve saha çalışmalarından hareketle belirlenmiştir.
ÇİVRİL MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ
Kurucular ve Yönetim:
Çorbacıoğlu Mehmet Ali Ağa (Başkan)
Müderris Hasan Efendi (Çivril)
Baltaoğlu Hacı İsmail Ağa (İğdir köyü)
Baltaoğlu Bekir Efendi (İğdir köyü)
Yağlıkaraoğlu Hacı İbrahim Ağa(Çivril)
Şeyh Mehmet Ali Efendi(Çivril)
Karasanlar'ın Hattat Mehmet Efendi(Çivril)
Destek verenler:
Çorbacıoğlu Hasan Ağa (Serbanşah köyü)
Bekir Ağalar'ın Mehmet (Işıklı köyü)
Bekir Ağalar'ın Hamdi Efendi (Işıklı köyü)
Hacı Eyüp Ağa (Balçıkhisar köyü)
Hamdi Efendi (Kızılcasöğüt köyü)
Hulusi Bey (Kızılcasöğüt köyü)
Tortoğlu Hasan Ağa (Karayahşiler köyü)
Gemeli Küçük Mehmet Ağa(Çivril)
28 Ağustos 1920'de Çivril Müdafaa-i Hukuk Başkanlığına verilen emir:
“Alaşehir ve Elvanlar'da toplanan düşman kuvvetleri İnay istikametinde ilerlemeye başlamışlardır. Namus ve fedakârlık gösterme zamanı gelmiştir. İlçenizin bütün silahlı kuvvetlerini toplayarak Karahallı nahiyesine hareketle, mıntıka komutanı Sabri Bey emrinde, Uşak istikametinde düşmanın yan ve gerilerini tehdit edecek şekilde 23. Tümene yardımınızı isterim.
Çivril kazası namuskâr halkının Uşak din kardeşlerine yardım edeceklerinden eminim. Ne kadar kuvvetle hareket edildiği haberini Afyonkarahisar'da bekliyorum.
Hepinizi Tanrı'ya emanet ederim.”
B.M.M. Başkanı
Mustafa Kemal