Çakal Carlos (S. Muhammed): İnsanlar tabiat kanunlarını kabullenmeli
'Çakal Carlos' olarak bilinen Salim Muhammed, Baran Dergisi'nde yayınlanan, “İnsanlar Tabiat Kanunlarını Kabullenmeli” başlıklı yazısında, “Ümid ediyorum bu salgın yakın bir zamanda geçecek ve her şey daha iyi hâle gelecek. Çocuklar için dikkatli olunması gerekiyor. Onları iyi korumalıyız” dedi.

Oluşturma Tarihi: 2020-04-05 15:23:57

Güncelleme Tarihi: 2020-04-05 15:23:57

Müslüman olmadan önce tüm dünyada 'Çakal Carlos' olarak bilinen Salim Muhammed, Baran Dergisi'nin 689. sayısında yayınlanan, “İnsanlar Tabiat Kanunlarını Kabullenmeli” başlıklı yazısında, “Ümid ediyorum bu salgın yakın bir zamanda geçecek ve her şey daha iyi hâle gelecek. Çocuklar için dikkatli olunması gerekiyor. Onları iyi korumalıyız.” dedi.

Salim Muhammed'in makalesinin tam metni şöyle:

Tıpkı Venezüella'da, Fransa'da olduğu gibi Türkiye'de de insanlar artık evlerinde koronavirüs sebebiyle... Ümid ediyorum bu salgın yakın bir zamanda geçecek ve her şey daha iyi hâle gelecek. Çocuklar için dikkatli olunması gerekiyor. Onları iyi korumalıyız.

Bu global salgınla birlikte dünyanın farklı bir yer hâline geldiğini de söyleyebiliriz. Herkesi etkiledi. Bir saat önce küçük kardeşimle konuştum, uzun süre arama yapmaya çalıştım, ulaştıktan sonra da hat tamamen kesildi. O telefon hatlarındaki problemin sadece cezaevleriyle sınırlı olmadığını, tüm hatlarda problem olduğunu söyledi. Şartlar hiç de kolay değil, dünya genelinde aynı vaziyet hakim, sadece telefon değil aklınıza gelebilecek tüm sistemler problemli hâle geldi.

Avrupa'daki diğer ülkelerle aynı şartlar altında olmasına mukabil sadece Hollanda biraz farklı bir tavır sergiliyor. Hollandalılar akıllı insanlar. Vatandaşlarının büyük bir kısmının enfekte olacağını söylediler ve bir çoğunun bunun üstesinden geleceğini düşünüyorlar. Bu durumda çok yaşlı, kronik hasta ve zayıf olanlar hayatını kaybedecektir. Korkutucu olmasına rağmen gerçek bu. Avrupa'nın bazı ülkelerinde tedbir olarak başlayan tüm bu eve hapsetmeler, polislerin köle bekçileri gibi dışarı çıkmaya izin vermemesi, insanların sokaklarda kaçan köleler gibi yakalanması saçmalık ve son derece absürt. Tam olarak neler olduğunu bilmiyorum; fakat hastalığın düzenli ve kontrollü bir şekilde yayılmasını sağlamaya çalışıyorlar zannediyorum.

Çin'de hastalığın kontrol altına alındığı söyleniyor. Çin virüsün ortaya çıktığı yer ve bu ülkede bir çok insan hastalandı, bunların binlercesi hayatını kaybetti. Yüksek bir ihtimal ki orada da hâlâ hasta olanlar var ve tehlikenin tam anlamıyla ortadan kalktığı söylenemez. Güney Kore de sorunun üstesinden gelmeyi başardı. Maalesef geçtiğimiz günlerde ülkede bir Hıristiyan mezhebine ait kilisede düzenlenen ayinde, virüs bulaşmasını engelleyeceği düşüncesiyle ayine katılan insanların ağzına aynı spreyden su sıkılması neticesinde onlarca kişi enfekte olmuştu.

Ümid ediyorum, biz, hapishanede olan insanlar, daha zor şartlarda bulunmamıza mukabil hayatta kalmayı başaracağız. Her yer kapalı ve her şey yasak. Aktiviteler iptal edildi. Sadece yürüyebiliyoruz. Bekliyoruz, bekliyoruz... Sadece normale dönmeyi bekliyoruz. Dayanmaya çalışıyoruz.

Şu anda, dünyanın dört bir tarafından yeni tip koronavirüsün nasıl ortadan kaldırılacağına dair makaleler yazılıyor, insanların üzerindeki etkisinin nasıl azaltılacağına dair kimyevî çalışmalar yapılıyor.
Buna mukabil her gün, her sene mutasyona uğramış yeni tip bir virüsün ortaya çıkma ihtimali var. İnsanların tabiatın bu kanununu normal olarak kabul etmesi ve neticelerini bu düşünceyle karşılaması, çalışmalarını bu çerçevede yapması gerekiyor. Geçmişte bir çok örneğine rastlandı bu salgınların. İspanyol gribi en bilinenlerinden birisi. I. Dünya Savaşı yıllarında resmî rakamlara göre 50 milyon insan öldü İspanyol gribi sebebiyle. Yanlış hatırlamıyorsam onun da ortaya çıktığı yer Çin idi. Son günlerde İspanyol gribi hakkında bir çok bilgiye rastlayabiliyorsunuz. 50 milyon insan... Rus İmparatorluğu'nda milyonlarca insanın ölmesine sebep olan Rus gribi de başka bir misal. Bu, bir kaç sene sonra gerçekleşecek olan Rus devrimine de yol açan mevzulardan biri olmuştu.

Hülasası, dayanacağız, cesaretimizi koruyacağız... Türkiye, Venezüella, Lübnan, Irak ve diğer ülkelerdeki gönüldaşlarıma söyleyeceğim bu. Özellikle Irak'da geçmişte Baas Partisi içerisinde bulunan direnişçileri unutmamamız gerekiyor. Uzun süre Irak direnişinin komutanlığını yapan gerçek bir Müslüman olan İzzet İbrahim ed-Duri, bazı hastalıklarına mukabil hâlâ hayatta ve mücadelesini sürdürüyor. Destanlık Irak direnişi her şeye rağmen dayanırken nihayetinde yabancı askerlerin Irak'tan atıldığı, yeni bir hükümetin kurulduğu ve Irak'ın yeniden tüm Iraklılar adına özgürleştiği günleri göreceğimizi düşünüyorum. Araplar, Kürtler, Hıristiyanlar ve diğer gruplar... Bölgede ABD ve İsrail için tehdit olduğu düşünülen binlerce insan öldürüldü bugüne kadar.

Yakın tarihin canlı bir tanığı olarak konuşuyorum. Çoğu zaman politik olarak doğru pozisyonda bulundum, bölgeden yabancı kuvvetlerin atılması adına mücadele ettim. Bugün cezaevindeyim ve hukuksuz bir şekilde burada tutuluyorum; çünkü ABD ve İsrail için çok tehlikeli birisiyim. Tehlikeli olma sebebim iddia ettikleri gibi iki bin insanı öldürmüş olmam veya ölüm emrini vermiş olmam değil, sebebi yaşananları analiz edebilme ve yapılması gerekenler hususunda tavsiye verebilme kabiliyetine sahip olmam. En önemli şey emperyalist ve Siyonist propagandanın önüne geçerek bölgedeki unsurlar arasındaki ihtilafı ortadan kaldırmak.

25 senedir cezaevindeyim ve uzun yıllardır Türkiye'deki gönüldaşlarımla irtibat hâlindeyim. Bu salgını da atlatacağız ve direnişe devam edeceğiz. Gelecek için her zaman ümitvar olacağız.

Allahü Ekber
21.03.2020

Baran Dergisi 689.Sayı

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.