Kaza, 1 Mart Cuma günü saat 23.30 sıralarında Mithatpaşa Mahallesi Davutpaşa Caddesi'nde meydana gelmişti. 3 ATV motoru ile geziye çıkan Oğuz Murat Acı (29), Tahsin Arslan (23), Süleyman Arslan (21), Hasan Topal (25), İbrahim Gümüş (27), motorlardan birinin arızalanması üzerine emniyet şeridinde durdu.
Evli ve 1 çocuk babası Oğuz Murat Acı, bir ATV motorunun ışıklarını yakarak önlem almaya çalıştı. Diğerleri ise arızalanan motorla ilgilendi. O sırada aynı yönde seyir halinde olan T.C.(17)'nin yönetimindeki lüks cip, emniyet şeridinde bekleyenlere çarparak sulama kanalına düşmüştü. Kazada Oğuz Murat Acı olay yerinde hayatını kaybederken, Tahsin Arslan, Süleyman Arslan, Hasan Topal, İbrahim Gümüş yaralanmıştı.
YENİ DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI
Kazadan sonra T.C'nin annesini arayıp yardım istediği, olay yerine gelen ünlü yazar Eylem Tok oğlunu kendi aracına alarak kaçtığı tespit edildi. Kazaya karışan lüks cip ise olay yerinde bırakıldı. Polisin çalışması sonucu, anne Eylem Tok'un, yaşı tutmadığı için ehliyeti olmayan oğlu T. C.'yi de alarak gece 02.00'de havalimanına gittiği, oradan Mısır'a kaçtıkları belirlendi.
HAVALİMANINDAKİ GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan kazadan önce T. C.'nin arkadaş grubuyla araçlarına bindikleri, ATV motoruyla T.C.'nin kullandığı otomobilin aynı yöne doğru seyir halinde oldukları anlara ve kazadan sonra anne Eylem Tok'un oğluyla birlikte havalimanındaki anlarına ait görüntüler ortaya çıktı.
OĞLUNU MISIR'A KAÇIRAN YAZAR EYLEM TOK'TAN AÇIKLAMA
Eyüpsultan'da lüks ciple emniyet şeridinde arızalanan ATV motorunu kontrol eden gruba çarpan ve Oğuz Murat Acı'nın ölümüne neden olan 17 yaşındaki sürücü T.C.'yi Mısır'a kaçırdığı ortaya çıkan annesi yazar Eylem Tok açıklama yaptı. Tok tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, "Öncelikle yaşanan tüm bu olaylar nedeniyle ne kadar üzgün olduğumu, ne kadar korktuğumu ve paniklediğimi belirtmek istiyorum. Kazadan bahsetmek benden ve ailemden önce, kazazedeler ve ailelerini daha çok üzecektir ve yıpratacaktır. Ancak oğlumun bizden habersizce o gün arabam ile dışarıya çıkmasının tüm sorumlusu benim, bunu kabul da ediyorum. Ben bir anne olarak bu durumun yaşanmaması adına gereken tüm tedbirleri almalıydım. Ancak ne yazık ki yazılanların hepsi doğru değil, oğlum olaydan sonra kaçmadı, aksine olay yerine yardıma gelen insanlarla birlikte o da yardım etti ki ambulans ve ekipler de çağrılmıştı, ancak ben sonrasında çok korktum. Yalan söyleyemem, bir anne olarak oğlum darp edilir mi? Başına bir şey gelir mi? Diye. Ne olduğunu anlayana kadar yurt dışına çıkarmak istedim ve yurt dışına çıktıktan sonra boşanmış olduğum, oğlum Timur'un babası Bülent ile tüm yaralıların, kazazedelerin ilgilenilmesi için konuştuk. Biz yurt dışına çıkarken bir mağdurun öldüğünü dahi bilmiyorduk ki; bunu öğrenince, evet ne yaparsak yapalım bu acı tarif edilemez ve dindirilemez ama hemen aile ile iletişime geçmeye çalıştık" dedi.
"İNSANLARIN TELEFONLARINI TOPLAMADIM"
Açıklamasında telefonları topladığı yönündeki iddialara da yanıt veren Tok, "Timur ise olayın olduğu andan itibaren her gün 'Lütfen Türkiye'ye dönelim ve ben cezam ne ise onu çekeyim, ben bir aileyi dağıttım' diye ağlıyor. Hiçbir zaman burada kalmak, bu suçlamalardan kaçmak gibi bir düşüncesi olmadı onun. Ama annelik iç güdüsü, lütfen beni de anlayın. Ben olay yerinde insanların telefonlarını da toplamadım, bunlar doğru değil. Çok çok üzgünüm. Oradaki tüm çocuklar bizim de çocuklarımız, kazada ölen kardeşimizin ailesi bizim de ailemiz. Biz dönüp doğru olanı yapacağız ve adalete teslim olacağız. Hem kendim adına hem de oğlum adına tüm kamuoyundan içtenlikle özür diliyorum" ifadelerini kullandı.