Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği'ne (AB) Suriyeler konusunda Türkiye'ye verdiği taahhütleri yerine getirme çağrısında bulunarak, İdlib'deki insani durumdan en çok etkilenen ülkenin Türkiye olacağını ve oluşabilecek bir mülteci dalgasını kaldıramayacağını söyledi.
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) 74'üncü Genel Kurulu toplantıları kapsamında AB tarafından düzenlenen Suriye konulu yüksek düzeyli toplantıda konuştu.
Suriye'deki insani krize ilişkin martta Brüksel Konferansı düzenlediklerini belirten Bakan Çavuşoğlu, o zamandan bu yana Suriyelilerin acılarının daha da arttığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, "İdlib'e bakın. Gözlerimizin önünde bir felaket yaşanıyor. Bu insani kriz daha da kötüleşirse bundan en çok etkilenen Türkiye olacaktır. Zaten 4 milyon insanı kabul ederek kapasitemizin üzerine çıkmış bulunuyoruz. Şimdi 300 bin Suriyeli İdlib'den kapımıza dayanmış." ifadesini kullandı.
İdlib'in nüfusunun, Türkiye'deki Suriyelilerin nüfusuna yakın olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, böyle bir dalgayı kaldıramayacaklarının altını çizdi.
"TÜRKİYE'YE VADEDİLEN MİKTARIN YÜZDE 95'İ FRIT KAPSAMINDA HESAPLANMIŞ"
Bakan Çavuşoğlu, AB ve diğer ülkelerin, Türkiye'nin mültecilere yönelik yardımlarından övgüyle bahsettiğini hatırlattı.
Türkiye'nin mülteciler için 40 milyar dolar harcama yaptığını vurgulayan Çavuşoğlu, bu noktada "bulunulan vaatlerin Türkiye'nin bugüne dek yaptıklarının çok gerisinde" kaldığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, AB'nin, Brüksel Konferansları kapsamında yaptığı taahhütleri Türkiye'ye yapılan yardımlar kapsamına almasını da eleştirerek, "Son Brüksel Konferansının finansal izleme dokümanında Türkiye'ye yapılması taahhüt edilen miktarın yüzde 95'i FRIT (Türkiye'deki Mültecilere Yardım) kapsamına alınarak hesaplanmış. Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Çünkü FRIT zaten AB'nin 18 Mart mutabakatı kapsamında yaptığı taahhüdün bir parçasıdır." diye konuştu.
Aralıkta Cenevre'de düzenlenecek Küresel Mülteci Forumunun mültecilere yardım konusunda iyi bir fırsat olacağına işaret eden Çavuşoğlu, mültecilere yardımın ahlaki sorumlulukları olduğunu, dolayısıyla daha güçlü, somut ve sürdürülebilir destek beklediklerini yineledi.
Dün yayımlanan belgenin Türkiye'ye ilişkin bölümünde, Türkiye'ye 2019'da 2,9 milyar dolar yardımda bulunulduğu, bu yardımın 2,7 milyar dolarının FRIT kapsamında olduğu ortaya konmuştu.
"GEREKLİ ŞARTLAR SAĞLANIRSA SURİYELİLER DÖNMEYE İSTEKLİ"
Çavuşoğlu, mali yardımların önemli olduğuna ancak masada başka sorunların da bulunduğuna dikkati çekerek, "AB üyelerinin mülteciler için daha çok yerleştirme alanı açması ve üçüncü ülke çözümlerini genişletmesi gerekir. Aynı zamanda güvenli ve gönüllü dönüş konusuna odaklanmamız gerekir." ifadesini kullandı.
Suriye'ye dönüşlerin sağlanması için krize sürdürülebilir siyasi bir çözüm getirilmesinin önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"(Suriye) Anayasa Komitesinin kuruluş sürecini tamamladığımızı memnuniyetle ifade ediyorum. Siyasi çözüme yönelik en önemli adımdır. Türkiye'nin diğer Astana garantörlerinin kolektif çabaları bu belirleyici başarıyı getirdi. Siyasi süreci hızlandırırken aynı zamanda Suriye'de güvenlik koşulları ve sivil altyapıları sağlamamız gerekir ki Suriyeliler dönmeye istekli olsun."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin sadece mülteci kabulünde değil bölgenin güvenliğinin sağlanmasındaki çabalarına da dikkat çekerek, "Şu ana kadar 360 binden fazla Suriyeli Türkiye'den, terörle mücadele operasyonlarımız sayesinde güvenliğin sağlandığı bölgelere döndü. Bu da gerekli şartlar sağlanırsa Suriyelilerin dönme konusunda istekli olduğunu ortaya koyuyor." ifadesini kullandı.
TÜRKİYE'DEN MÜLTECİ KONFERANSI
Türkiye'nin, Ürdün, Lübnan ve Irak ile Suriyelilerin dönüşüne ilişkin uluslararası bir mülteci konferansı düzenlemeyi planladığı bilgisini paylaşan Çavuşoğlu, başta AB ülkeleri olmak üzere meseleyle ilgili ülkeleri bu konferansta görmek istediklerini belirti.
Çavuşoğlu, Türkiye ile AB'nin mülteciler konusundaki iş birliğinin önemli olduğunu, krizin henüz bitmediğini aksine başka bir noktaya evrildiğini kaydetti.
Türkiye'nin Suriyelilere yardım etmeyi sürdürdüğünü ifade eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin aynı zamanda Suriye'ye yardımın ana koridoru olduğuna vurgu yaptı.
Çavuşoğlu, "BM'nin Suriye'ye sınır ötesi insani yardımlarının çoğu bizim ülkemiz üzerinden yapılıyor. Bu da BM'nin Suriye'ye sağladığı tüm uluslararası insani yardımlarının yüzde 31'ine tekabül ediyor." diye konuştu.