Çavuşoğlu’ndan AB’ye sert mesaj: İlave kararlar alınırsa karşılık veririz
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yaptığı açıklamada ''AB ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz'' ifadelerini kullandı.

Oluşturma Tarihi: 2020-07-06 16:27:07

Güncelleme Tarihi: 2020-07-06 16:27:07

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles, Ankara'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye ve AB üyeleri arasındaki ilişkilerin önem kazandığını belirterek konuşmasına başlayan Bakan Çavuşoğlu, AB ile devam eden vize serbestisini gündeme getirdi.

"AB'YE VİZE SERBESTİSİ ÇAĞRISI"

Bakan Çavuşoğlu'nun vize serbestisi ile ilgili açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Yüz milyonlarca insan açlık sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Bunu uluslararası kuruluşlar da BM de söylüyor. Bundan hepimiz etkileneceğiz. Pandemi gelir geçer ama sorun biraz daha devam edecek önümüzdeki süreçte. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüğü yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Dolayısıyla Türkiye'ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım. Gümrük birliği anlaşmasının modernizasyonu önemli. AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi AB'nin bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek zorundasınız. 67'sini yerine getirmişiz. Bunu yapmayan ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye'ye gelince daha fazla şart doğru değil.AB'nin sözünü yerine getirmemiz gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz"

AB'ye ve Türkiye'ye haksızlık yapıldığını düşünen Çavuşoğlu, "İlişkilerimizi rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu AB ve Türkiye için haksızlık. Son zamanlarda da açık söyleyeyim Fransa var. Bu siyasi konularla teknik konuları ayırt etmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında bir tıkanma yaşandığının altını çizerek, bunun sebebinin Türkiye olmadığını vurguladı.

Türkiye'nin garantör bir ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Biz hep başından beri diyoruz ki Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak, KKTC olarak paylaşmaya varız, diyalog başlatmaya hazırız.Yeter ki burada hakkaniyet ölçüsünde paylaşmayı bilelim, öğrenelim. Başka da bir derdimiz yok. Bu konularda neler yapabileceğimizi sayın Borrell ile konuştuk. Baştan dürüst açık konuşalım ki, birbirimizi aldatmış olmayalım. Sorunları da o zaman daha iyi çözebiliriz. Bizim aramızda bir göç mutabakatı var. 2016'dan bu yana hangi taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş ya da getirememiş... Objektif bakan herkes bunu çok rahatlıkla söyler. Bugün farklı dinamiklerle karşı karşıyayız. Yarın pandeminin etkisiyle çok farklı sınamalarla karşı karşıya kalacağız. Özellikle kaçak göçmen bakımından." cümlelerini kullandı.

"SÖZÜNÜZÜ YERİNE GETİRMEK ZORUNDASINIZ"

Türkiye'ye verilen taahhütlerin yerine getirilmesi gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, "Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüğü yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Dolayısıyla Türkiye'ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım. Gümrük birliği anlaşmasının modernizasyonu önemli. AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi AB'nin bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek zorundasınız. 67'sini yerine getirmişiz. Bunu yapmayan ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye'ye gelince daha fazla şart doğru değil. AB'nin sözünü yerine getirmemiz gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"AB TÜRKİYE ALEYHİNE KARAR ALIRSA KARŞILIĞINI VERMEK ZORUNDA KALACAĞIZ"

Türkiye'nin uzun bir süredir zirvelere davet eidlmediğinin altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin yine malum ülkeler yüzünden Fransa dahil, yine gündemde olacağını görüyoruz. Biz gereken iyi niyeti gösteriyoruz. Ama AB Türkiye'ye yönelik kararlar alırsa, bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız." sözleri ile dikkat çekti.

"AB DÜRÜST BİR ARABULUCU OLABİLİR"

Çavuşoğlu, AB birliğinin sorunlara çözüm odaklı yaklaşması gerektiğini belirterek, "AB'den beklentimiz sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz, gerekse Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine dürüst bir arabulucu olarak yaklaşırsa AB, sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Bu beklentimizi de Borrell'e samimi bir şekilde söyledik." ifadelerini kullandı.

Sahada kaybeden Fransa'nın agresifleşerek bunun acısını Türkiye'den çıkardığını belriten Çavuşoğlu, Fransa'nın taciz iddialarından dolayı özür dilemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatarak, "En son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın açık ve net şekilde Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. AB ve NATO'dan da özür dilemesi lazım onları da yanılttığı için." dedi.

"AB'NİN HAKKANİYETLİ DÜŞÜNMESİNİ İSTİYORUZ"

Bakan Çavuşoğlu, AB'nin güvenli ülkeler listesiyle ilgili objektif kararlar almadığını söyleyerek, "AB, objektif kriterler çerçevesinde bir karar alsaydı buna büyük bir saygı duyardık. Ama AB, bu kriterlere hiç uymayan bazı üye ülkelerin bastırmasıyla Afrika ve ötesinde bazı hiç şeffaf bilgiler gelmeyen ve korona bakımından durumu çok vahim ülkeleri güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadıkları zaman adil davranmadıklarını söylemek bizim hakkımız. Almanya'da buranın öncülüğünde en azından aşamalı bir adım atacağınızı düşünüyoruz. Bu konuda da AB'nin hakkaniyetli düşünmesini istiyoruz. Sonuç olarak biz bütün bu konuları samimi bir şekilde görüştük. Çabalarını takdirle karşılıyoruz. Bu nedenle Kıbrıs'a gitti, Yunanistan'a gitti, bize geldi. Türkiye olarak yapıcı yaklaşıma devam edeceğiz. Çalışmalarını kolaylaştırmak için de gerekli desteği vereceğiz." dedi.

"TÜRKİYE'Yİ SIK TARTIŞMAMIZ, ÖNEM VERDİĞİMİZ GÖSTERGESİ"

Çözülmesi gereken çok sorun olduğunu dile getiren Josep Borrell ise açıklamalarında, "Bu karşılamanız için ve birçok hayati öneme sahip konuyu ele almamıza fırsat verdiğiniz için teşekkür ederiz. Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye ve genel anlamda AB-Türkiye ilişkilerinin durumu. En iyi döneminden geçiyor bu ilişkiler diyemeyiz. Birlikte çalışmamız gerek. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görüşlerini almak için bulunuyorum. Gelecek hafta önemli bir toplantımız olacak. İki önemli toplantıdan önce bir araya gelmemiz önemli diye düşündüm. Hem her iki tarafın da pozisyonunu daha iyi öğrenebilmek ve yapılabilecekleri görebilmek için. Türkiye AB için yakın bir komşu değil, bazı üye ülkelere; Yunanistan'a Portekiz'den daha yakın bir komşu. Kilit bir ortak Türkiye ve aday bir ülke. Sık sık çok kapsamlı bir şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da bu ilişkiye ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi. Sayın Bakan ile çok açık yapıcı bir şekilde konuşabildik. Şu an mevcut durum ideal olmaktan çok uzak. Ciddi meseleler var ki bunları hemen ele almamız gerekiyor. Çünkü bu durumdan çıkmanın karşılıklı  aydası olduğuna inanıyoruz. Avrupa için Doğu Akdeniz kilit bir bölge." ifadelerini kullandı.

"İŞ BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR"

İleriye yönelik hareket edilebilmesi için tek taraflı yaklaşımdan uzak bir bakış açısı ile yaklaşılması gerektiğini dile getiren Borrell, "Daha fazla işbirliğine ihtiyacımız var. Milli Savunma Bakanı ile de görüşeceğiz. Türkiye ve Libya'daki ihtilaf konusunu da ele aldık. Berlin Konferansına katılan tüm katılımcıların pozisyonunu ele aldık. Şunu söylemek isterim. Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili bilgileri bu kararları objektif kriterlere dayanarak alıyor. Tabi ki bu mekanik bir süreç değil. Niteliksel değerlendirmenin de yapılması gerekiyor. Hiçbir şey nihai değil. Her iki haftada bir bakılıyor, değişen sağlık durumu ele alınıyor. Tamamen bir seyahat yasağı yok." ifadelerini kullandı.