Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Akdeniz Üniversitesi 2017-2018 akademik yılı açılış törenine katıldı. Üniversitenin Atatürk Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Girişimci ve İnsani Dış Politika" başlıklı ilk dersinde Çavuşoğlu, Akdeniz Üniversitesinin kaliteli bir akademik kadrosunun bulunduğunu söyledi.
Mezun olacak öğrencilerin dinamizmine, vizyonuna ve ideallerine her zamankinden daha fazla ihtiyaçlarının olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, çok hızlı akan tarihin akışını takip etmekte bile zorlandıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda dünya düzeninin geriye gittiğini söylediğini anımsatan Çavuşoğlu, dünya düzenini geleceğe uyarlayabilmek, reforma tabi tutabilmek ya da daha etkin hale getirebilmek için uğraştıklarını bildirdi.
Dış politikalarını girişimci ve insani olarak tanımladıklarını anlatan Çavuşoğlu, Türk milletinin insani değerlerinin tüm dünyanın takdirini topladığına, örnek alındığına dikkati çekti.
Bu girişimci ruhun tehditler ve sorunlar karşısında etkin mücadele etmelerini sağladığına işaret eden Çavuşoğlu, dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan sorunlara sırtlarını dönmediklerini ifade etti.
"AVRUPA'NIN DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞAN AVRUPA'NIN KENDİSİ"
Yoğun bir girişimci dış politika izlediklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün karşı karşıya kaldığmız sınamalarla baş edebilmek için girişimci olmamız lazım. Terörle mücadele temek için başkalarının bize yardım etmesini bekleyemeyiz. Zorlamamız lazım. Bu konuda ciddi bir samimiyetsizlik var. Bu samimiyetsizliği açık açık görüyoruz. Bir ülkenin dışişleri bakanı beni aradı Bir PKK'lı teröristi neden veremeyeceklerini anlatıyor. Anlıyorum. Kabul ettiğim anlamına gelmez ama işte bu sebepten dolayı Avrupa ortak değerlerin merkezi değil ortak değerleri yok eden teröristlerin evi merkezi olmaya başladı. Ortak değerleri yok eden aşırı akımların merkezi olmaya başladı. İşte Almanya'dan Gabrial'in tabiriyle Nazi partisi meclise girdi. Onun tabirini söylüyorum ha Nazi deyince zıplıyorlar. Onun kullandığı tabir. Hepsi içindekilerin Nazi değilmiş ama ciddi bir kısmı da böyleymiş. Kendisiyle bugün telefonla da görüştük. Değerlendirdik. İlişkilerimzi nasıl düzelteceğiz onu da konuştuk. 'Artık seçim bitti, popülizm bitti, gerçekleri konuşalım' dedim. Bizim sizinle ne problemimiz olsun, Almanya'dan ne isteyeceğiz. Sen benden ne istiyorsun onu söyle kardeşim. Açık konuşmak lazım. Girişimci olmak demek, sadece arazide girişimci olmak değildir. İnteraktif olacaksınız, küsmeyeceksiniz. Sorun varsa o ülkeyle sorunu çözmek için açık, samimi, dürüst bir şekilde konuşmak lazım. Varsa sizde hata o hatayı da özeleştiri yaparak düzeltmek lazım. Biz böyle yaklaşıyoruz. Eksiklik, hata olabilir. Almanya ile inşallah ilişkilerimizi düzelteceğiz."
"Avrupa'nın değerlerinden uzaklaşan Avrupa'nın kendisidir." diyen Çavuşoğlu, "Hoşgörüsüzlük Avrupa değerleriyle çelişmiyor mu? Irkçılık, yabancı düşmanlığı, kendisi gibi düşünmeye inanmaya yönelik nefret, İslam ya da Yahudi düşmanlığı fark etmez hangi din olursa olsun. Bunların hepsi Avrupa'da hat safhaya geldi. Maalesef. Tüm bunları Avrupa Birliği ile samimi şekilde değerlendireceğiz. Bizim Avrupa Birliği değerleriyle de bir sorunumuz yok, kriterleriyle de bir sorunumuz yok. Neden olsun. Olmaması lazım. Bugün böyle bir türbülans yaşıyoruz ama bizim için Avrupa Birliği'ne üyelik halen stratejik bir hedeftir. Önümüzdeki süreçte gerek Avrupa ülkeleriyle gerek Avrupa birliğiyle ilişkilerimizi yoluna koyacağız." ifadelerini kullandı.
"TERÖRİZM BAHANESİYLE İSLAM DÜŞMANLIĞINI KÖRÜKLÜYORLAR"
Çavuşoğlu, Suriye'de ateşkesin sağlanması için bir yıldır çok yoğun çaba sarf ettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Geçen yıl bugün burada olsaydık Halep'te hastanelerde, okullarda ölen insanları konuşurduk. Birkaç gün İdlib'de buna benzer bazı olaylar oldu. Dün akşam Putin ile Cumhurbaşkanımız çok açık konuştu. Askerlerimiz, diplomatlarımız dün akşamdan itibaren toplanmaya başladı. Terörist varsa belirlensin, terörist hedef alınsın. Terörle mücadele etmek bizim de önceliğimiz. Terörle mücadele kisvesi altında masum insanları hedef alırsanız buna karşıyız. Geçen seneye göre arazide durum çok iyi. Siyasi sürece tekrar odaklanmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Astana ile beraber çatışmasızlık bölgeleri, güven artırıcı önlemler bölgeleri kalıcı olmaz, tekrar kırılganlık içinde dağılır gider. Çabalarımız da heba olur. DEAŞ ile mücadele etmek bizim görevimiz. Bizim barış dini İslamı, kutsal dinimizi kullanıyor. Bir terör örgütünün bizim dinimizle ne alakası olabilir. İslam dini bir insanın bile öldürülmesine karşı. DEAŞ'ın İslam diniyle ilgisi olmadığın en etkin şekilde söylüyoruz. Diğerlerinin kullandığı tabir 'İslami terörizm, radikalizm.' İslam dinine saldırarak terörizmle mücadele ettiğinizi zannediyorsunuz. Myanmar'da bu kadar insan öldürülürken Budist rahiplerin bizzat bu saldırılara katıldığını görürken biz Budizmi eleştirip 'Budizm terörü' diyor muyuz? Peki siz niye 'İslami terörizm' diyorsunuz. Burada terörizm bahanesiyle İslam düşmanlığını körüklüyorlar."
"MEVKİ, MAKAM VE RANT HIRSI AKLIN ÖNÜNE GEÇİYOR"
IKBY'deki gayrimeşru referanduma da değinen Çavuşoğlu, referandumun geçersiz olduğunu kaydetti.
"O referandum Irak Anayasası'na da aykırıdır. Bugüne kadar yaptığımız tüm dostane uyarıları dinlemeyen yönetimi bu saatten sonra da muhatap almıyoruz. Kürt kardeşlerimizi demiyoruz, yönetimi diyorum. Saddam döneminde de oradaki Kürt kardeşlerimize hep sahip çıktı. İdlib'e gittiğimde de oradaki Kürt kardeşlerimizin çoğu bunu istemiyordu. Görevinin başında süresi belli olmayan bir başkanlığı yürütmek için esasen bölgenin geleceğini, Kürt kardeşlerimizin geleceğini riske atan bir yönetim var." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim muhatabımız Bağdat yönetimidir. Onlardan gelen talepleri dikkate alarak Milli Güvenlik Kurulumuz, Bakanlar Kurulumuz kararları, aldığımız kararlar var. Bu kararları aşama aşama uygulayacağız. Henüz geç değil. Bu vahim hatadan dönmeleri gerekiyor. 'Bu yöntem ile Kürt kardeşlerimizin hakkını alacağız diye düşünüyorsunuz tam tersi onların güvenliğini ve geleceğini riske atıyorsunuz' dedim. Nereden nasıl tehditler geleceğini, Türkiye'den gelen bir tehdit değil, başka yerlerden de nasıl tehditler geleceğini tek tek, baş başa görüşmemde Barzani'ye anlattım. Mevki, makam ve rant hırsı aklın önüne geçiyor. Bu işlerin böyle olmadığını gördüler, göreceklerdir. Çok yönlü dış politika izliyoruz. Dış politikamızı birbirine alternatif görmüyoruz. 'Rusya ile iyi olursam Amerika ne der.' Öyle bir korkumuz da yok, kaygımız da yok. İslam dünyasıyla ilişkilerimiz iyi olduğu zaman diğerleri ne der bizim umrumuzda değil. Esasen bunu dedikleri zaman da şunu söylüyoruz. Bir Avrupalı bize sırtınızı dönüyorsunuz galiba şurada şurada varsınız. Ona 'Sen Kazakistan'da, Türkmenistan'da, Suudi Arabistan'da, Afrika'da var mısın?' Peki sen oralara gidince sende zemin kayması olmuyor da ben gidince niye oluyor. Sen oralara gidince ben sorguluyor muyum? Aramızda müttefiklik var. Sen hangi hakla beni sorguluyorsun. Bu kadar açık net iki yüzlülüklerini suratlarına vurmak bizim boynumuzun borcudur. Bunu da hiç utanmadan sıkılmadan medeni bir şekilde yapıyoruz Yapmaktan da zevk alıyoruz."