Cemil Çiçek: İç tüzük yamalı bohça gibi
Cemil Çiçek, Meclis iç tüzüğünün değişmesi gerektiğini belirterek 'Mevcut iç tüzük bugünün ihtiyaçlarına cevap vermiyor' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-07-13 12:10:04

Güncelleme Tarihi: 2016-07-13 12:10:04

Eski Meclis Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.

Meclis İç Tüzük değişiklik hazırlıkları... Meclis Başkanlığı yaptınız, uzun yıllardır da Meclis'te yer alarak siyasetin içindesiniz. Size göre mevcut Meclis İç Tüzüğü'nün eksiği yanlışı nedir, nelerin düzeltilmesi gerekiyor?

İç tüzük bir yamalı bohça değişmesi gerekiyor. Siyasetteki problem sadece iç tüzükle çözülecek problem değil. İç tüzükten öte birbirimizi dinlememiz gerekiyor. Mevcut iç tüzük bugünün ihtiyaçlarına cevap vermiyor. İç tüzük meselesi birkaç günde çözülebilecek bir husus. Meclis verimsiz çalışıyor, kavgayla dört saat geçiyor.

Son dönemde sıkça gördüğümüz kavga, hakarete varan tartışmaların önlenmesi için "para cezası" üstünde durulduğu haberleri var. Önleyici bir yaptırım olur mu?

Bu tek başına ceza hükümleriyle halledilebilecek bir konu değil. Meclis'in bir onuru itibarı var. İç tüzük önemli genel başkanların tutumu da önemli. Ceza kanunları birçok fiili yasaklıyor ama buna rağmen bu işi yapan bakayım ona göre suç işleyeyim demiyor.

Gündeme getirilen yeni düzenleme, Meclis'te milletvekillerinin konuşma sürelerine sınır koymasıyla dikkat çekiyor. "Muhalefetin susturulacağı" eleştirileri var. Katılır mısınız bu yoruma, konuşma sürelerine sınır olmalı mı, ölçüsü ne olmalı bu sınırın?

Bunlar genel söylemler. Yasama faaliyetlerinde ne önemli platform ilgili komisyonlardır. Oralarda konuşup genel kurulda işin felsefesi konuşulmalı. Bir kanun maddesi üzerinde söz alınıyor başka bir şey konuşuluyor. Aslında herkesin konuşulması gereken konular üzerinde kafa yorarak konuşmasını ona göre hazırlasa 5 dakikadır 10 dakikadır. Ama çıktım kürsüye aklıma ne geliyorsa söylerim diye çıkarsanız 10 dakika da yetmez. Süreler konusu üzerinde anlaşılabilir. Mesele dakika meselesi değil bunun ötesinde bir durum.

Yeni anayasa konusunda da önemli gelişmeler var. Sürecin içindesiniz, çalışmaları yürüten komisyondasınız. Ne aşamada çalışmalar, yakın zamanda Meclis'e sunacak bir noktaya geldi mi?

Üzerinde çalışılıyor. 34 senedir biz bunu tartışıyoruz. AK Parti başkanlık sistemi istiyor muhalefet parlamenter sistemi istiyor. Suçlamaya gidiyor mesela başkanlık sistemi eşittir diktatörlük diyor. Başkanlık sistemiyle ilgili maddeler ortaya konulmalı. Bizim yapacağımız iş başkanlık sisteminden ne anlıyorsak birinci maddeden başlayan anayasa taslağını koymalıyız. Başkanlık sistemi diktatörlüktür diyenler bunun 120 maddesine baksınlar. Yazılı metinden tartışırsak olur. Bugünkü parlamenter sistem demek ki siyasi depremlere dayanıklı değil. Yazılı metin olursa tartışma bunu üzerinden yürür.

Başkanlık sistemi, sistemdeki tıkanıklıkları aşmak açısından ne tür avantajlar sağlıyor?

Türkiye dışarıda içeride birçok sorunu olan ülke. 14 ayda 15 ayda bir hükümet değişirse iş yapmaya vakit kalmadan hükümet düşüyor. Başkanlık sisteminde koalisyon olmaz. Koalisyonlarla bu ülkeyi yönetemiyoruz. Bu zamana kadar olmadı. Denge ve denetleme mekanizmalar var mı? Bunun üzerinde durmak gerekiyor. Kuvvetler ayrılığına bakılarak sistem değerlendirilmeli. Bu anayasa kavgaya çanak tutan bir anayasadır. Bu yasal düzenlemeler bir ülkede değişim dönüşüm için çok önemli. Türkiye'de maalesef çok sağlıklı bir siyasi yapı yok. Türkiye'nin muhalefet ayağı uzunca bir süredir topal. Keşke 2 tane 3 tane daha parti olsaydı AK Parti gibi.

AK Parti'den gelen son açıklamalar, "Başkanlık sistemi olmayacaksa partili cumhurbaşkanlığının tercih edileceği" yönünde. Partili cumhurbaşkanlığı, bir alternatif çözüm yolu olabilir mi size göre Türkiye için?

Elbette olur. Türkiye 1876'dan bugüne inişli çıkışlı birçok tecrübeyi yaşadı. 1950-60 arası söylediğiniz konudur. İyi işledi işlemedi. 1950'den evvelki tek parti dönemini geçiyoruz o ayrı bir dönem. Sanki partili cumhurbaşkanlığı meselesi ilk defa gündeme geliyor. Bugün fiili bir durum var bu da iyi bir durum değil. Kişiler üzerinden bu işleri değerlendirmek yerine ne olacaksa doğru olanı yapmak lazım. En az anayasa kadar önemli bir Siyasi Partiler Yasası'nın çıkması lazım. Bugünkü Partiler Kanunu'nun felsefesine göre başkanlık sistemini çalıştıramazsınız.