İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Elazığ'da ki deprem bölgelerini ziyaret ettikten sonra 26 Ocak'ta İstanbul'dan Erzurum'a gelerek çocukları Semih, Mehmet Selim ve Beren İmamoğlu ile birlikte Palandöken Kayak Merkezindeki bir otelde konakladı.
Elazığ'da enkazdaki kurtarma çalışmaları sürerken kayak tatilinin fotoğraflarının sosyal medyaya düşmesiyse büyük tepki topladı. İmamoğlu, tatilin hakkı olduğunu ve çocuklarına ve ailesine kısıtlı bir zaman ayırdığını ifade eden açıklamalarda bulundu.
CHP RAHATSIZ İDDİASI
Yeni Akit'te yer alan haberlere göre CHP içinde de İmamoğlu'nun bu tutumunu eleştiren isimlerin olduğu belirtildi. Kulislerde bu konunun parti içinde rahatsızlık oluşturduğunun konuşulduğu iddia edildi.
CHP CAMİASINDAN İMAMOĞLU'NA TEPKİ
CHP eski Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil "Hakkın belki, insanca belki, zamanlama yanlış, ruhsal iklim yanlış, vazgeçmenin erdemini göstermeliydiniz. Doğruya doğru, eğriye eğri" diyerek tepki gösterdi.
FETÖ'cülere karşı Ergenekon sürecinde çabasıyla hatırlanan CHP eski milletvekili Dursun Çiçek'in kızı ve CHP milletvekili aday adayı Av. İrem Çiçek de İmamoğlu'na tepki gösterdi. İrem Çiçek paylaştığı bir mesajda şöyle dedi: "Yaptığı iş bu kadar baskıya karşı zor ama makamın sorumluluğu ve İstanbul'un 1 numaralı deprem bölgesi olması, acıların tarifsizliği sebebiyle İmamoğlu'nun tatili bence olmadı. Yarıyıl tatili çocukların hakkı. Makamda olmayan eşi ve çocukları birlikte bu tatili yapabilirlerdi."
CHP'li eski Milletvekili Barış Yarkadaş, "Elazığ'da 41 kişi hayatını kaybetmişken İBB Başkanı'nın Erzurum'a gitmesi ve orada tatil yapması doğru olmamıştır. Çalışma arkadaşı bana, Ekrem Bey'in şunu ifade ettiğini söyledi; 'Benim tarzım bu, toplum da buna alışacak" dedi.
Medyascope haber sitesine katkıda bulunan Jadad Haddad "Chris Christie 2016'da Cumhuriyetçilerin Başkan adayı olmak için New Hampshire'da seçim çalışması yaparken, kendi bölgesinde sel oldu. Bir yurttaş ona 'Neden bölgenize dönüp kurtarma çalışmalarına katılmıyorsunuz' deyince, 'Elime paspas alıp oraya mı gideyim' dedi. (seçilemedi)" paylaşımı yaptı.
CHP'DEN AÇIKLAMA
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "İmamoğlu'nun eylemlerinin, söylemlerinin dikkatle takip edilmesinden son derece memnunum. İkincisi, ben İmamoğlu'nun bir yerel yönetici olarak, 16 milyon İstanbullunun Başkanı olarak Elâzığ, Malatya'da depremle ilgili olarak bölge halkına yaşatılanlara, deprem şehitlerimize karşı görevini yerine getirdiği kanaatini taşıyorum. Bir baba olarak da çocuklarına karşı görevini yerine getirmek için, çocuklarının arzusu üzerine bir iki günlük Erzurum ziyaretini yanlış bulmuyoruz, kayak yapmış, kaymıştır. Baba olarak gözüne baka baka çocuklarının gidemeyiz demesi doğru olmazdı. Depremle ilgili, görev ve sorumluluklarını yerine getirmiştir. Aynı şekilde çocuklarına karşı da yerine getirmesini büyütmek doğru olmaz" dedi.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Elazığ'da yaşanan depremin ardından, kurtarma çalışmaları sürerken Palandöken'e geçmiş ve burada kayak yapmıştı.
İmamoğlu'nun Palandöken'de olduğu ise Başkan ile fotoğraf çeken kişilerin bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaşmalarıyla ortaya çıktı.
İLK AÇIKLAMA
Olay sonrası sosyal medyada yoğun bir şekilde eleştirilen Ekrem İmamoğlu, 28 Ocak'ta eleştirilere Twitter'dan yanıt verdi.
İmamoğlu, sosyal medyada gelen yoğun eleştirilere tatil fotoğraflarıyla yanıt verdi ve "Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum'u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizin her köşesi başka bir değer, başka bir cennet. Türkiye kavganın değil sevginin merkezi olmalı" dedi.
İMMAOĞLU'NDAN YENİ AÇIKLAMA
İmamoğlu, bugün de (30 Ocak) Hürriyet'ten Abdulkaidr Selvi'ye açıklamalarda bulundu.
İBB Başkanı şunları söyledi:
“Ekrem İmamoğlu kayak yapmaya geçmek için deprem bölgesine uğradı” şeklinde eleştiriler var. Ne diyeceksiniz?
İmamoğlu: Yani tabii iftira atmanın veya bir komplo teorisi üretmenin ya da polemik üretmenin sonu yok. Öncelikle çocukların tatili daha önce belirlenmişti. Benim onlara eşlik etmem de önceden belirlenmiş bir programdı.
Ne zaman belirlemiştiniz?
15-20 gün öncesinden ara tatile denk getirip ailece tatil yapmak istedik. Dört yüz günde çocuklarıma sekiz gün ayırdım, birincisi bu. İkincisi, ailemin bütünüyle ilk defa bir üç gün geçirdim. Dolayısıyla biz siyasetin elbette bedelini biliyoruz. Ama ben her yerde şunu söylerim: Siyaseti kutsallaştırmanın bir anlamı yok. Milyonlarca babanın olduğu gibi benim de ailem kutsalım. Yani ben kızıma, ergenlik çağı gelmiş oğluma, üniversite talebesi oğluma hatta çok sevdiğim eşime zaman ayırmak zorundayım. Benim kutsalım bu. Siyaset benim için zaten meslek değil. Ben siyasete girdiğim günden beri, siyaseti bir günde bırakabilecekmiş gibi yapmanın ruhunu yaşıyorum. Herkese de tavsiye ediyorum. Onun için siyaseti meslek edinmiş insanların yaptığı tanımlar beni ilgilendirmiyor. Şimdi Elazığ'da üzüntü verici bir deprem yaşadık.
"O GECEYİ ELAZIĞ'DA GEÇİRDİM"
Eleştirilere biraz da deprem bölgesinden geçmeniz sebep oldu.
İmamoğlu: İstanbul Belediye Başkanı elbette ki Türkiye'nin her konusuyla ilgilenmek durumundadır. Bu bakış açısıyla ben programımı değiştirdim ve eşim de bana katılmak istedi, beraber Elazığ'a gittik. Sabah erken gittik, o geceyi Elazığ'da geçirdim. Gece insanların kamp yaptığı yerleri gezdim, cemevi ziyaretlerinde bulundum, gece Elazığ'da kaldım. O gece uçak da vardı, ertesi sabah uçak da vardı. Yani ben seyahatimi öyle de planlayabilirdim. O geceyi Elazığ'da geçirdim. Sabahı yine Elazığ'da geçirdim. Daha sonraki günün tamamını Tunceli ziyaretine ayırdım. O günün akşamında da çocuklarımın yanına vardım ve üç gün çocuklarımla geçirdim. Yarın (bugün) sabah Erzurum'da ziyaretler yapıp, öğle saati İstanbul'a döneceğim. Toplam üç gün. Ben burada üç gün boyunca çocuklarımla spor yaptım. Ejder diye bir zirveye çıktım, kayak yaptım ve akşam çocuklarımla dertleştim, sohbet ettim. Yani üç gün boyunca kayak yapmam, birisinin acısını hissetmiyor anlamına geliyorsa, bu bence insanların kafasında başka düşünceler dönüyor anlamına gelir. Benim öyle bir kafam yok. İlk gün paylaşmak zorunda kaldım. Çünkü ilk bir günün sonunda sosyal medyada o kadar kirli, iğrenç paylaşımlar gördüm ki çocuklarımla ilgili, ailemle ilgili, eşimle ilgili... Eşimin yeğenleriyle ta Eylül 2019'da çektirdiği fotoğrafı başka türlü sahaya sürüp, bundan da medet uman gazetecilerin yorumu gibi... Bunları görünce, ben ertesi sabah burada olduğumu yayınlamak durumunda kaldım. Tabii ki yayınlamak niyetim yoktu benim. Zaten çocuklarımla baş başa kalmak istiyorum. Onun için yayınlamak zorunda kaldım. Tabii ki istemezdim ama netice itibariyle, benim kızıma öğretmenleri ya da arkadaşları ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kızı Beren' diyor, benim kızım da onlara ‘Hayır, ben babamın kızıyım' diyor. Ben onun hayat boyunca babası olacağım.
"BURADA HATA YOK"
Başka siyasiler çocuklarıyla siyaset yapmayı tercih edebilir. Herkesin tercihi kendisine ve ben çocuklarımla hayat boyu siyaseti paylaşmayan bir kişi olacağım. Çünkü siyaset bu, her an bitebilir. Benim yaşama bakışım bu. Bunu toplumun çok iyi anlayacağını görüyorum, hissediyorum. Burada yapılmış hiçbir hata yok. Bunu siyaseten kullanmak isteyen mecralara, kişilere, kurumlara, parti içinde bulunan insanlara, hangi parti olursa olsun bu bakış açısıyla değerlendirmelerini, hatta benim yaşadığım şu süreci çocuklarıyla, torunlarıyla, eşleriyle paylaşmalarını tavsiye ederim. Onlar en güzel cevapları eşleri, çocukları verecektir diye düşünüyorum.
"BUNLARA BOYUN EĞMEM"
Sizi eleştirenlerin bir kısmı iyi niyetli olarak “Tatilin zamanlaması yanlış oldu, siyaseten zarar görür” diyor.
İmamoğlu: Tekrar ifade edeyim, biz burada bir eğlence, kutlama yapmıyoruz. Ben çocuklarımla baş başa bir an yaşıyorum. Bu da bir insanın kutsalıdır, samimiyetidir, dürüstlüğüdür. Yani algı yönetmemektir, algıyla uğraşmamaktır, siyaseti böyle büyük bir kutsalmış gibi yaşamının ana merkezine oturtmamaktır. Bu kadar farklı, bu kadar yeni nesil bir siyasetten bahsediyorum. Ben kimseyi aldatmıyorum, çok dürüst bir siyaset yaptığımı düşünüyorum. Klasik siyasi tavırları kimse benden beklemesin. Yani ben işte mış gibi yapıp, İstanbul'da olup bir de eğlenceye katılmadım. Mış gibi yapıp, İstanbul'da olup, bir yerde bir açılış yapıp, orda müzik programı yaptırmadım. Çocuklarımla üç gün vakit geçirdim. Bu kadar masum bir şeyin siyasi geleceğiyle ilgili bir kaygı uyandıracak bir şey olduğunu asla düşünmüyorum. Tam aksine bu masumiyetin daha doğru algılanacağını, hatta bunu topluma da pozitif bir mesaj verdiğini düşünüyorum. Ailesine, çocuklarına, değer veren bir siyasi kimlik. Sosyal medyada yaratılan kirliliğe boyun mu eğeceğim? Ben buna asla boyun eğmem. İyi niyetli eleştiriler olabilir, onlara saygı duyuyorum, doğru olmadığını anlatıyorum. Ama kirli bir şekilde bu süreci kullananlara da İmamoğlu boyun eğecek değil.