CHP'den Meclis'e İdlib önergesi
CHP, İdlib'de yaşanan sürecin değerlendirilmesi, askerlerin can güvenliğini sağlayacak önlemlerin ele alınması için TBMM Genel Kurulunda genel görüşme açılmasını istedi.

Oluşturma Tarihi: 2020-02-11 14:39:11

Güncelleme Tarihi: 2020-02-11 14:39:11

CHP grup başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergenin gerekçesinde, Suriye'nin İdlib vilayetinde, Rusya ve İran'ın desteklediği rejim güçlerinin ilerleyişinin devam ettiği belirtildi.

YOĞUN MÜLTECİ AKIŞI VURGULANDI

Gerekçede, Suriye'nin temel ulaşım hatları sayılan M4 ve M5 kara yolları üzerinde bulunan ve İdlib sınırları içinde yer alan yerleşim birimlerinin, Suriye rejiminin kontrolüne geçerken sayıları on binlerle ifade edilen terörist unsurlar ve yüz binlerce sivilin Türkiye sınırına yöneldiği kaydedildi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Astana Süreci'nde çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'de 12 gözlem noktası kurduğu anımsatılan gerekçede, Rusya ile 17 Eylül 2018'de imzalanan Soçi Muhtırası'yla Türkiye'nin, ılımlı ve radikal muhalifleri ayırmak, yaklaşık 20 kilometre derinliğinde bir tampon bölge kurmak, silahlı muhaliflerin ağır silahlarını toplamak ve M4-M5 kara yollarının açılmasını sağlamak hususlarında üzerine düşeni yapacağını kayıt altına aldığı belirtildi.

"İDLİB'DE NUSRA VAR"

Gerekçede, aradan geçen süre zarfında İdlib'deki durumun ağırlaştığına, El Kaide uzantısı Nusra Cephesinin İdlib'e büyük oranda hakim olduğuna işaret edildi.

İLKHA'da yer alan habere göre önergede şu ifadelere yer verildi:

"Suriye'nin İdlib vilayetinde, Rusya ve İran'ın desteklediği Suriye Ordusu'nun ilerleyişi devam etmektedir. Suriye'nin temel ulaşım hatları sayılan M4 ve M5 karayolları üzerinde bulunan ve İdlib sınırları içinde yer alan yerleşim birimleri Suriye yönetiminin kontrolüne geçerken, sayıları on binlerle ifade edilen terörist unsurlar ve yüzbinlerce sivil Türkiye sınırına yönelmişlerdir.

Söz konusu tabloyu ağırlaştıran unsurlardan birisi de TSK'nın İdlib'de bulunan gözlem noktalarıdır. Hatırlanacağı üzere, Astana Süreci'nde çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'te, TSK 12 gözlem noktası kurmuş; 17.09.2018 tarihinde Rusya'yla imzalanan Soçi Muhtırası'yla Türkiye, ılımlı ve radikal muhalifleri ayırmak, yaklaşık 20 km. derinliğinde bir tampon bölge kurmak, silahlı muhaliflerin ağır silahlarını toplamak ve M4-M5 karayollarının açılmasını sağlamak hususlarında üzerine düşeni yapacağını kayıt altına almıştı.

Ancak, aradan geçen süre zarfında İdlib'deki durum ağırlaştı. El Kaide uzantısı Nusra Cephesi İdlib'e büyük oranda hâkim oldu. Suriye Ordusu'nun İdlib'e yönelik operasyonları yoğunlaştı. TSK'nın İdlib'deki gözlem noktalarından bir kısmı Suriye Ordusu'nun kuşatması altına girdi.

Türkiye'nin İdlib'e askeri tahkimatı devam ederken, Suriye Ordusu'nun 03.02.2020 tarihinde Serakib şehri yakınlarındaki saldırısı sonucunda yedisi asker sekiz vatandaşımız şehit oldu, 13 askerimiz de yaralandı. 10.02.2020 tarihinde Taftanaz beldesine yapılan saldırıda ise beş askerimiz şehit olurken 5 askerimiz de yaralandı. Bütün bu gelişmeler, İdlib'de gerilimin hızla tırmandığını, TSK ile Suriye Ordusu'nun her an sıcak çatışmaya girebileceğini göstermektedir. Ayrıca, Rusya ve İran'ın bu konudaki tutumlarının ülkemiz lehine olmayabileceği, İdlib'deki TSK unsurlarının bölgede bulunan El Kaide uzantılı terörist örgütlerin de hedefi olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir.

Hiç şüphe yoktur ki, İdlib'de yaşananlar ülkemiz için büyük bir güvenlik tehdididir. İdlib, 2011 yılından bu yana süren Suriye'deki savaşın ülkemizin önüne getirdiği en büyük faturalardan birisi olmuştur. Bölgedeki cihatçı terörist unsurların akıbeti, İdlib'den ülkemize yönelen sivillerin içinde bulundukları koşullar, İdlib'deki TSK gözlem noktalarımızda bulunan askerlerimizin can güvenlikleri ve sınır güvenliğimiz, İdlib'le ilişkili olarak bir an önce çözüm bekleyen hususların bir kısmıdır.

Sahadaki gelişmelerin hızı, İdlib'deki askerlerimizin can güvenlikleri meselesinin aciliyeti ve yukarıda belirtilen diğer konularla ilgili olarak uluslararası hukuka uygun olarak acil tedbir alma zorunluluğu TBMM'nin olaya süratle dahlini gerekli kılmaktadır.

Bu nedenle, İdlib meselesinin gündeme alınması ve Türkiye'nin bu cendereden çıkabilmesi için gerekli adımların tespiti için Anayasanın 98'inci ve İçtüzüğün 102 ve 103'üncü maddeleri gereğince genel görüşme açılmasını istiyoruz."