CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yaptığı yazılı açıklamada, 13 Mayıs 2014'te yaşanan Soma katliamının ilk gününden itibaren, yaşamını yitirenlerin geriye gelmeyeceğini ancak yeni bir facia yaşanmaması ve Soma'nın tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınmasında tüm partilerin uzlaşma içinde olduğunu anımsattı.
Tüm siyasi partilerin ve kamu vicdanının üzerinde ulusal uzlaşıyla durduğu bir başka konunun da suçluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği olduğuna işaret eden Özel, 13 Mayıs 2014'te ve o tarihten sonra neredeyse her gün, "Unutursak yüreğimiz kurusun" denildiğini belirtti. Özel, bugünün artık yüreklerin kuruduğu gün olduğunu ileri sürdü.
O günlerde alınması gereken önlemlerin konuşulduğunu ve TBMM'de kurulan Araştırma Komisyonunun, ocaklarda yeni facialar yaşanmaması için kapsamlı bir rapor hazırladığını hatırlatan Özel, şunları kaydetti:
"Ancak, bugüne kadar neredeyse alınması gereken hiçbir tedbir alınmamıştır. Ne yazık ki yer altına inen madenciler 5 yıl önce ne kadar tehlikedeyse, bugün de aynı tehlikedeler. Soma'da ve tüm Türkiye'de madenciler hala ölüme iniyorlar. Kaza yaşandığında ve daha sonrasında, sorumlular için 301'er kez müebbet hapis cezasından bahsedilmesine karşın 11 Temmuz 2018'deki karar duruşmasında verilen cezalar yeterli görülmemiştir. O gün 15 yıl cezaya çarptırılan Can Gürkan, dün yapılan bir hesaplamayla tahliye edilmiştir. Biz de bir hesap yaptık. Kazanın yaşandığı şirketin sahibi Can Gürkan, yaşamını yitiren her bir madenci için yalnızca 5 gün cezaevinde kalmıştır. Çek kesip de ödeyemeyenlerin, taahhüdü ihlalden 90 gün yattığı yerde ölen her bir can için 5 gün ceza verilmiş olması büyük bir rezalettir. Alınan kararla Can Gürkan'ın maden işletme yasağı da kaldırılmış, Can Gürkan'a adeta 'Çık dışarıya geç madenin başına, bildiğin gibi çalıştır, yeni bir facia olursa o zaman düşünürüz' denilmiştir. Mevzuat aynı mevzuat, maden aynı madendir, alınan hiçbir tedbir yoktur. Yeni facialar için Can Gürkan'ın önü açılmıştır. Bu tahliye kararıyla hepimizin içini yakmış, 301 şehidimizin de kemiklerini sızlatmışlardır."