CHP Grup Başkanvekili Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Abdullah Gül'ün Deniz Baykal'ı kast ederek, yaptığı açıklamayı değerlendiren Özel, şöyle konuştu:
"Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın birbirlerine mesaj vermek, konuşmak, eleştirmek, had bildirmek için Sayın Deniz Baykal'ın açıklamalarını kullanıyor olmalarına gerçekten şaşırmamak elde değil. Bu AKP'nin kendi iç meselesidir. Sayın Abdullah Gül'e iç mesele konusunda yaptığı hatırlatmayı bu boyutuyla iade etmek gerekir. Hükümete, 'evet'e destek vermek vermemek, bir takım çelişkiler bir yana, bunu yüz yüze konuşun Abdullah Bey. Neden Deniz Baykal'a ihtiyaç duyuyorsunuz? Gidin konuşun. Bu sizin partinizin iç meselesi. Şaşırdık bunları duyduğumuza. Bundan sonraki süreçte Erdoğan ve Gül'ün birbirlerine bir telefon mesafesinde olup bir çay içebilecek hukuklarının kalmış olduğunu ümit etmek isteriz. İkisi de birbirlerini takip eden ve tarafsızlık yemini etmiş cumhurbaşkanlarıdır"
Meclis tarafından seçilecek Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği için adayların belirleneceği alt komisyona üye vermemelerine ilişkin Başbakan Binali Yıldırım'ın yaptığı açıklamaya değinen CHP'li Özel, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan'ın yaklaşımını bir çağrı olarak yeniden görüyoruz. 'Muhalefet gelsin otursun müzakere etsin, olan oldu geride kaldı HSK ve uyum yasalarında birlikte çalışalım' gibi bir yaklaşım gözükmektedir. Sayın Başbakana sorarlar: Yüksek Yargıyı şekillendirmek için teröristle masaya oturulur mu? FETÖ'cü, darbeciyle senin işin ne orada? Bütün kampanya boyunca 18 maddeyi anlatacağına 23 milyonu görüp de sonrada 'biz size terörist demedik' diye günah çıkarmaya çalışan başbakana sorarlar: Hani biz teröristtik, hani FETÖ'cüydük, hani biz darbeciydik? Bize niye ihtiyacın var? Bizi meydan meydan hedef gösteriyordu. Şimdi neden hedefinde değil de ilgi odağın olduk biz senin? Önce Meclis'e gel, kürsüye çık, 23 milyon için bir özür dile bakalım. 'Biz 3 oy fazla alabilmek için çok ağır hakaretler bulunduk. Vekilleri kanalıyla asillerden özür diliyoruz' deyin. Ondan sonra çağrı yapmaya yine bir yüzün olur. Ne cevap vereceğimizi yine biz biliriz. Bu özür gelmeden Sayın Başbakan boşu boşuna çırpınmasın."