CHP'li gazeteciden Artı 1 TV-CHP özel ilişki iddiası
Gazeteci Mahmut Övür, bir süre önce Sözcü yazarı Yılmaz Özdil tarafından gündeme getirilen Artı 1 TV kanalının sahipleriyle ilgili olarak kanal yöneticileriyle ilişki kuran CHP yönetiminden de bazı isimler olduğunu 'CHP'li' bir gazeteciden aktardı

Oluşturma Tarihi: 2021-07-01 10:49:11

Güncelleme Tarihi: 2021-07-01 10:49:11

Kılıçdaroğlu, Artı 1'in arkasındaki isimle tanıştı mı?

Yılmaz Özdil-Uğur Dündar tartışmasıyla gündeme gelen Artı 1 televizyonunun arka planı çok karışık ve bugün CHP'yi yöneten etkili isimlere kadar uzanıyor.

Kimler yok ki... İşin içinde Erdoğan Toprak'tan Oğuz Kaan Salıcı'ya kadar birçok CHP'linin adı geçiyor. İşin asıl nirengi noktası da CHP içinde yaşananlar. Çünkü Artı 1 için Kılıçdaroğlu'nun bilgisi dahilinde 40 milyon TL'nin toplandığından söz ediliyor. Bu konuda eski belediye başkanlar Ateş Ünal Erzen ve Mustafa Zengin, hangi otelde, hangi belediye başkanından ne kadar para toplandığını ve paraları CHP adına Erdoğan Toprak'ın aldığını açık açık söylediler. Toprak ise tam tersi bu iddiaları yalanladı.

Artı 1 televizyonunun bir de CHP dışı boyutu var ve o da büyük oranda yine CHP'lilerle ilgili. Çünkü Artı 1'in bugün tartışılan patronları ile CHP yöneticileri arasında çok "özel" ilişkiden söz ediliyor.

Eden isim de yine bir CHP'li gazeteci İmambakır Üküş... Üküş'ün, 6 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul Gerçeği sitesinde "+1'de sular durulmuyor" başlıklı yazısı şu sözlerle başlıyordu:

"İddialı bir şekilde yayın hayatına başlayan televizyon kanalı, kuruluşundan itibaren aslında hep soru işaretleri taşıyordu..."

Peki, neydi o soru işaretleri? Üküş şöyle devam ediyor:

"Baştan 'Sol veya sosyal demokrat' bir çizgide yayın amacıyla 'oluşturulan' +1, zaman içinde AKP çizgisinde yayın yaptığı iddialarıyla sallandı..."

İddia da olsa Üküş, "AKP çizgisi"nden söz ediyor ama o çizgiyi Uğur Dündar'ın mı yoksa daha sonra göreve gelen firari Can Dündar'ın mı hayata geçirdiğini söylemiyordu. Daha çok patronlar ile CHP'lilerin ilişkisine yer veriyordu:

"Kanalın sahibi görünen isim Altan Ertürk... Oğuz Kaan Salıcı, Burhan Şenatalar, Dursun Bulut, Süleyman Çelebi gibi isimlerle '10 Aralık Hareketi'nden birisi...

SODEV üyesi... Şimdi TÜSES Vakfı'nın başkanı... CHP içinde 'özel' bir çalışma yapan 'ekip'ten..."

Gördüğünüz gibi kanalı kuran Ertürk, sol gelenekten gelen ve CHP içinde özel çalışma yaptığı söylenen ekiple içli dışlı biri. Babası da DİSK Maden İş'in eski başkanlarından... Geriye tartışmaları AK Parti ile ilişkilendiren tek bir isim kalıyor: Mehmet Karasu. O da Ertürk'ün ortağıymış.

CHP'li Üküş, o yazısında Karasu'ya ilgili olarak şu hatırlatmayı yapmış:

"Kılıçdaroğlu, CHP grup başkanvekili olarak (2008-2009) Silivri'deki bir arsadaki yolsuzluk ve rüşvet belgelerini açıklamıştı... İşte, o dönem Şaban Dişli ile birlikte birçok şirkette ortak görünen isim de Mehmet Karasu..."

Yazıyı şu sorularla bitiriyordu:

"Mehmet Karasu'yu kim CHP'nin içişlerine bile nüfuz eder hale getirdi... Mehmet Karasu'nun Oğuz Kaan Salıcı'yla, Süleyman Çelebi'yle, Burhan Şenatalar'la ilişkisi ne?

Altan Ertürk ve Mehmet Karasu'yu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kimler götürdü ve kimler 'kefil' oldu..."

Gerçekten Karasu mu CHP'ye nüfuz etmek için onları kullandı, yoksa Çelebi-Salıcı ve Şenatalar üçlüsü mü CHP'de etkin olmak için onu kullandı belli değil.

Belli olan tek gerçek ise o ekibin bugün CHP'yi yönettiği ve onların bu ilişkisini Kılıçdaroğlu'nun da bildiği. O soruyu tekrar edelim: Onları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kimler götürdü ve kimler "kefil" oldu?

Kılıçdaroğlu onlarla tanıştıysa şimdi neden susuyor?

Şu sorunun cevabı da merak ediliyor: CHP'li eski belediye başkanlarının toplandığını söyledikleri 40 milyon TL'ye ne oldu?

Sabah