Genellikle 2000 yılında ve sonrasında doğanları ifade eden Z kuşağı, Türkiye siyaseti açısından oldukça önemli potansiyele sahip. 2023 seçimi için 2000 sonrasında doğan 7 milyon seçmen ve toplam seçmende yüzde 12-13'lük bir oy oranından söz ediliyor.
O nedenle de tüm siyasi partiler bu Z kuşağının peşinde. Aslında buna Z kuşağını anlama, yakalama yarışı da denilebilir. Çünkü Z kuşağı kesinlikle geçmişi konuşmak istemiyor. Yani geçmişe atıflar yapan, hele de kavgacı klasik siyaset dilinin bu kuşağı yakalaması zor.
Dahası, yapılan bazı kamuoyu araştırmalarına göre bu kuşaktakilerin yüzde 70'i herhangi bir siyasi partiye yakınlık duymadığını ifade ediyor. Kendilerini evrensel değerlere daha bağlı hissediyorlar ve mevcut siyasetin yaslandığı kategorileri reddediyorlar.
Hatta bu gibi konulardan sıkılıyorlar da. Yani günümüz siyaset anlayışıyla Z kuşağının siyasete bakışı çok zıt. Onun için de partilerin farklı bir arayış ve çaba içinde olması kaçınılmaz. Bu anlamda da son zamanlarda CHP cenahından oldukça iddialı söylemler söz konusu.
Dolayısıyla, bu kuşağı yakalamak için mesela ne yapıyor olabilirler diye dün CHP Parti İçi Eğitim Sorumlusu, Mersin eski Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı'ya sordum. O da anlattı:
“CHP'nin Z kuşağını yakalamak için uzun süreden beri yaptığı bir Akran Eğitimi Projesi ve Gençlik Kampları var. Akran Eğitimi Projesi siyasi alanda siyasi anlamda dünyada ilk defa CHP Parti Okulu tarafından uygulanıyor. Burada ne yapıyoruz? Tabii bu da yılların deneyimiyle ortaya çıktı; gençlerle bizim kuşak aynı dili konuşamıyoruz. O nedenle, eğitimlerde ve çeşitli etkinliklerde genç kuşağı bizim kuşaktan ayırdık. Sebebi de şu: Biz başarısız bir kuşağız. Yani 71 yıldır tek başına iktidar olamayan bir partinin ana kademe kuşağı başarılı değildir. Bunu hiç kimse inkâr etmesin. Ben de başarılı değilim, babam da, dedem de... Üç kuşak bu başarıyı yakalayamadık. Şimdi gençlerin de bize bakarak, bizimle kendilerini özdeşleştirerek bir sistem kurmalarını açıkçası istemiyoruz.”
Yani?
“Yaklaşık üç yıldır yapmaya çalıştığımız ve hız verdiğimiz akran eğitimlerinde genç eğitmenler ile genç partilileri ya da sosyal demokrasiye sempati duyan insanları ya da sosyal demokrasi neymiş bir bakalım diyen insanları bir araya getiriyoruz. Yani sadece partililere bir eğitim gibi değil bu. Ben merak ediyorum diyen AKP'li de gelebilir, MHP'li veya HDP'li de gelebilir, hiçbir mahzuru yok. Gençlik Kamplarında da CHP'ye üye olması zorunlu değil; ben gelmek istiyorum diyen gençleri kamplara alıyoruz ve orada CHP'yi tanıtıyoruz. Babası, annesi partili olduğu için CHP'li olan bazı gençler var. Onlara da diyoruz ki bak babanız anneniz CHP'li olabilir ama siz CHP'yi miras yoluyla değil akıl yoluyla edinmelisiniz.”
Yeni başlattıkları ve iki hafta sonra pilot uygulama aşaması bitecek olan Çözüm Odaklı Düşünme Eğitimi adlı bir başka çalışmalarının daha olduğunu belirten Atıcı devam ediyor:
“Burada da gençleri yine genç eğitmenler aracılığıyla sürece dâhil ediyoruz. CHP Parti Okulu içerisinde şu ana kadar 10 tane masa oluşturduk; sağlık, eğitim, ekonomi, toplumsal cinsiyet eşitliği, tarım, çevre gibi. Bu masalarda çözüm odaklı düşünce eğitimi vererek, sorun budur, örneğin genç işsizlik sorunu, siz gençler, Z kuşağı bu sorunun nasıl çözülmesini istiyorsunuz diye soruyoruz. Binlerce genç dâhil ediyoruz ve bu giderek büyüyor. Hem Z kuşağını anlamaya çalışıyoruz hem de onların önerdiği çözüm önerilerini biz siyaseten işleyerek yeni projeler oluşturuyoruz. İnanın çok farklı düşünüyorlar. Ve bizim zannettiğimiz gibi apolitik falan değiller. Yani gençlere para dağıtarak, iş vaadinde bulunarak Z kuşağını yakalayamazsınız. Tabii bir yandan da Z kuşağını yakalamak üzere yapay zekâ, 21. yüzyıl toplantılarıyla gençlerle buluşmaya çalışıyoruz. Bütün bunların tamamını da Z kuşağına ulaştığına inandığımız insanlarla yapıyoruz. Bu şekilde onları yakalayacağımızı düşünüyoruz.