Çukutli: Mevsimlik işçi sorununu çözmek için çalışıyoruz
11 Şubat’ta Hak-İş’e üye Öz Gıda İş Sendikası’nın Genel Başkanlığına seçilen Halil Çukutli Timetürk'e konuştu. Başkan Çukutli, Öz Gıda İş Sendikası'nın yeni dönemindeki hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Oluşturma Tarihi: 2023-03-10 19:36:09

Güncelleme Tarihi: 2023-03-10 19:36:09

Tarayıcınız video oynatma özelliğini desteklemiyor.

Sözlerine deprem felaketine ilişkin üzüntüsünü dile getirerek başlayan Başkan Çukutli, "Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen tarihimizdeki en büyük felaketle karşı karşıyayız. Maalesef 45 bini aşkın vatandaşımız vefat etti. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Yüz bini aşkın da yaralımız var. Allah onlara da acil şifalar versin. Öz Gıda İş olarak Genel Kurul sürecimiz maalesef böyle kötü bir sürece denk geldi. Gönül rızamız olmasa da kanuni zorunluluk sebebi ile Genel Kurulumuzu yapmak zorunda kaldık. Bunun için mutlu değiliz ama kanuni süreci tamamlamış olduk." dedi.

Öz Gıda İş Sendikası'nın deprem bölgesindeki çalışmalarını anlatan Halil Çukutli, "Hak-İş'in deprem bölgesi için başlattığı yardım kampanyasına 500 bin TL katkıda bulunduk. Ayrıca bölgedeki mevsim şartlarını göz önüne alarak, depremzede vatandaşlarımıza kışlık kıyafet temini sağladık. Temin ettiğimiz malzemeleri tırla bölgeye ulaştırdık. Devamında, bölgedeki fabrikaların üst düzey yöneticileri ile görüşerek, eksikliklere katkı sağlamak amacı ile istişarelerde bulunduk. Depremzede vatandaşlarımızın fabrika bahçelerinde barınabilmeleri amacıyla konteynerler sağladık." ifadelerini kullandı.

"Milletimizin sırtında çok önemli bir yük var." diyen Başkan Çukutli, "Hep beraber bu yükün altından kalkacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.

'Türkiye'de sendikacılık yeterli seviyede değil'

Türkiye'deki sendikacılığa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halil Çukutli, "Sendikacılığa işveren tarafı bloke koymuş durumda. Diğer taraftan da sendikal bilinç yeterli düzeyde değil. Bir başka tarafta da hukuksal sorunlar yaşamamızdan dolayı sendikacılık bir türlü istediğimiz seviyeye gelmiyor." ifadelerini kullandı.

Öz Gıda İş Sendikası'nın büyük işyelerinde de örgütlendiğini söyleyen Başkan Çukutli, "Bir türlü yetki alıp da sözleşme imzalayamadığımız birçok fabrika var. Türkiye'de özel sektör mantığıyla bakıldığı zaman işverenler genellikle sendikacılığa karşılar. Oysa ki sendikacılık bir yerlerde eylem yapmak, problem çıkarmak değildir. Bence biz tam anlamıyla bir çözüm ortağıyız." diye konuştu.

'İnsanlar okul yıllarından itibaren bilinçlendirilmeli'

"Çalışan işçilerimiz de sendikacılık anlamında bilinçli değil" değerlendirmesi yapan Çukutli, "Gidip insanları sendikaya üye yapmaya çalışıyorsunuz. Ekonomik kazanımlar elde edecekler ve daha önemlisi değer görecekleri bir ortamın içinde çalışacaklar. Ama bakıyorsunuz ki o arkadaşlarımız üye olmaktan imtina ediyorlar. Çekinip, korkuyorlar. Bence bu bilinci okul yıllarından başlayarak insanlarda geliştirmek gerekiyor." dedi.

'Tespit davaları süreci engelliyor'

Sendikacılıkta en büyük sorunun hukuksal sorunlar olduğunu ifade eden Başkan Çukutli, şöyle devam etti:

Bir tespit alındığı zaman işveren çok kolay bir şekilde tespite itiraz davası açıyor. Türkiye'de itiraz davası ise 5-6 yıl sürüyor. Bu süreç içinde hiçbir hak elde edemiyorsunuz. Çalışanlar haklarını alamadan işlerinden ayrılmış oluyorlar. Dava süreci işverenin lehine işleyen bir süreç oluyor. Kazansak bile geriye dönük olarak hiçbir şey alamıyoruz. Dolayısıyla işveren bunu ne kadar geciktirebilirse geciktiriyor. Burada hukuksal altyapıda birtakım değişikliklerin yapılması gerekir. Daha hızlı kararlar alınmalı. En azından tespit alınmış bir süreç içinde yürütmeyi durdurmanın olmaması gerekiyor. Bununla ilgili önümüzdeki süreçte mücadelemiz olacak. Türkiye'de sendikacılığın gelişmesi için bunlar olmazsa olmazdır.

Yeni görevine ilişkin hedeflerini anlatan Çukutli, "Biz 4 yıl için seçiliyoruz. Biz yenilikçi bir sendikayız. Gelişime odaklı, dışa dönük bir sendikayız. Yerimizde saymaktan mutlu olan bir sendika değiliz. Önümüzdeki süreçte bir Gıda Kongresi düzenleme planımız var. Bunu da her yıl düzenlemek şartıyla geleneksel hale getirmeye çalışacağız. Kongrelerimizde, gıda güvenliği, sürdürülebilir olmak, küresel ısınmanın gıda sektörünü nasıl etkileyeceği gibi değişik temaların işleneceği, toplumda farkındalık oluşturacak birtakım çalışmaları gerçekleştireceğiz. İnşallah bu sene ilkini yapacağız. Eylül, Ekim aylarını hedefliyoruz." şeklinde konuştu.

'Mevsimlik işçi sorununu çözmek için çalışacağız'

Mevsimlik işçilerle ilgili çalışmalarının olacağını söyleyen Başkan Çukutli, şu ifadeleri kullandı:

Mevsimlik işçiler konusunda da çalışmalarının olacağını belirten Başkan Çukutli, "En büyük iş yerlerimizden birisi Çaykur. Orada da yaklaşık 10 bin mevsimlik işçimiz var. Mevsimlik işçilerle ilgili sorun maalesef çok büyük. Türkiye'nin kanayan bir yarası. Mevsimlik işçiler 2018 yılına kadar 4 ay çalışıp 8 ay boş kalıyorlardı. 2018 yılındaki çalışmalarımızla bunu 6 aya çıkarttık. Türkiye'de insanlara 12 ay çalışıp 12 ay yemek yetmezken siz 6 ay çalışın 12 ay yiyin diyorsunuz.

Mevsimlik işçilerin sigorta hakları, emeklilik şartları, işsizlik maaşından faydalanamamaları, büyük bir haksızlık. Bu insanlar bir ömür mevsimlik çalışsa da emekli olamıyorlar. Yani şartları gerçekten çok zor. Hem yaşam şartları hem gelecekle ilgili emeklilik, sağlık hakkı gibi şartları çok zor. Bu sorunu çözmek de Öz Gıda İş Sendikası olarak bizim için çok çok önemli. Ümitliyiz. İnşallah bu dönem için de mevsimlik işçi sorununu çözeceğiz.

‘Hükümetten kalıcı çözüm bekliyoruz'

Çaykur işçilerinin mevsimlik çalışma koşullarının adil olmayan bir uygulama olduğuna dikkat çeken Çukutli, şöyle devam etti:

Anayasamızın 49. maddesinin “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir” ve “Devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gereken tedbirleri alır” hükümlerine aykırıdır. Bu uygulama çalışma barışını ve huzurunu bozan, iş verimliliğini düşüren sonuçlara yol açmaktadır.

Yapılan düzenlemelere baktığımızda mevsimlik işçilerimiz için süre uzatımının yapılacağı yönünde duyumlar alıyoruz. Bilinmelidir ki haklı mücadelemizi sonuç alana kadar yılmadan sürdüreceğiz.

İşçimizin çalışma sürelerini uzatmak yerine bu işçilerin kadrosunu müjdeleyin, 9-10-12 ay çalışma süresi ile kadrolu çalışma arasında en ufak bir farkın olmadığını biliyoruz. Fakat işçilerimizin kendisini güvende hissetmesi gerekiyor, şimdiye kadar yüzbinlerce işçiye kadro veren hükümetimizin Çaykur işçisi başta olmak üzere devletin tüm kademelerinde çalışan işçisine kadro yerine çalışma süresini uzatması tüm işçileri ziyadesiyle üzecektir. Umut ediyoruz ki bu beklentilerimizin, taleplerimizin karşılandığı bir çözümü sağlamış oluruz.

'Osmanlı'dan kalan mirasımıza sahip çıkacağız'

Öz Gıda İş'in Balkan ülkeleri ile imzaladığı işbirliği protokolünü de anlatan Başkan Çukutli, "Kosova, Makedonya, Bosna Hersek gibi ülkelerde yaptığımız gibi tüm Balkan ülkelerinde faaliyetlerimizi yaygınlaştırmak istiyoruz. Belki önümüzdeki süreçte, Balkan Gıda Konfederasyonu'nu kurmak da nasip olur. Böyle bir niyetimiz de var. Sonuçta onlar bize Osmanlı'dan kalan miraslar." dedi.

'Üye sayımızı 50 bine çıkartacağız'

Öz Gıda İş Sendikası'nın 37 bin 500 üyesinin olduğunu aktaran Başkan Halil Çukutli, sözlerini şöyle sürdürdü:

Hedefimiz en kısa süre içinde 50 bin üyeye ulaşmak. Türkiye'de gıda sektöründe açık ara en büyük sendika olmayı hedefliyoruz. Türkiye'de yaklaşık 710 bin gıda işçisi olduğunu düşünürsek aslında 50 bin üye de çok az bir sayı. İnşallah bunları önümüzdeki süreçlerde 100 binli rakamlara taşırız.

'Türkiye'de sendikacılık AB ülkelerinin gerisinde!'

AB ülkeleri ile Türkiye'de yürütülen sendikacılık arasındaki temel fark, ülkemizin geçmişinde sendikalar anlamında yaşadığı büyük sıkıntılar. Bazı sendikaların bir şekilde teröre bulaşmış olmaları, sendikal anlamda gelişmemizin önünde hep bir engel olarak durdu.

Avrupa Birliği ülkelerine baktığımız zaman bazılarında çok ileri düzeyde sendikacılık varken, bazılarında ise çok geri düzeyde kalmış. Fransa gibi Almanya gibi ülkeler de neredeyse Türkiye'deki standartlarla aynı. Bana göre dünyada sendikacılığın gidebileceği çok yol var. Kendimizi çok iyi anlatabildiğimizi düşünmüyorum. Sendikacılığı işverenlerin de kamunun da çalışanların da çok iyi bildiğini düşünmüyorum. Bu yüzden çok geride kaldığımızı düşünüyorum. Aslında bir amacımız da sağlam diyalogla sendikacılığın gelişimine katkı sağlayabilmektir.