Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye'yi küçümseyenlere, NATO toplantılarındaki gibi terbiyesizlikler, diziler, raporlar, gizli açık pek çok mesaj aracılığıyla tehdit edenlere mesajımız; Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan, ABD'deki Rıza Sarraf davasını işaret ederek özetle şunları kaydetti: 
“17-25 Aralık'ta hukuk kisvesi altında ülkemize tarihinin en büyük tuzaklardan biri kuruldu. Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler Amerika'da kurdular. Birileri hâlâ FETÖ'nün ağzıyla bizi itham etmeyi sürdürüyorsa, sebebi ancak aynı tuzakta onlara verilen rolü oynamaktır. Aynı çevreler, hepimizin gözü önünde yaşanan 15 Temmuz ihanetine hâlâ tiyatro hâlâ kontrolü darbe diyebiliyorsa, bu sözü onlara kimlerin söylettiğine bakmak gerekir.
Bunların NATO'da yaşanan şahsım ve Atatürk ile ilgili skandal üzerine ilk defa millî bir tavır gösterebilecekleri ümidine kapılmıştık. Maalesef aradan üç gün geçmeden gerçek tıynetleri ortaya çıktı ve bu hadiseyi de tıpkı 15 Temmuz gibi tezgâh diye yaftalamaya başladılar. Biz gerçek düşmanlarımızla baş ederiz. Bize asıl can acıtıcı darbeler düşmanlarımızdan değil onlarla birlikte hareket eden ve zahirde bizden görünen alçaklardan geliyor. Meşhur sözdür: Ağaca balta vurmuşlar ‘sapı bendendir' demiş. Devletimize ve milletimize yönelik saldırıların çoğunun gerisinde ya teşvik edici ya da kullanılan olarak bir şekilde ülkemizle bağlantılı çevreleri görmekten üzüntü duyuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi bütünlüğünü korumakta zorlanan Avrupa Birliği, kendince her fırsatta bize parmak sağladığını ifade ederek “En son fonlarda kesintiye gitmişler. Siz önce kendi içinizdeki teröristleri bir temizleyin, kendi ülkelerinizde hükûmetlerinizi bir kurun” dedi. Sürekli hukukun üstünlüğünden bahseden bir başka ülkenin de hukuku kendi siyasi amaçları uğruna ayaklar altına aldığını belirten Erdoğan, “Diğer yöntemlerden de sonuç alamayacaklar. Bu yol ki; Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz” ifadelerini kullandı. 
Erdoğan, Soçi görüşmeleriyle ilgili de “Kimi konularda hâlâ anlaşmazlıklarımız olsa da Rusya ile kurduğumuz yakın ilişkiden elde ettiğimiz neticeler oldukça önemli. İran'ın da bu süreçte ülkemizin hassasiyetlerini gözeten bir tutum içine girmesinden memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

MADEM TERÖRİSTLER TEMİZLENDİ...
Uzun bir süre ülkemizin güvenilir bir müttefiki olarak görülen Amerika'nın bölgemizde izlediği politikanın yanlışlığı konusundaki endişelerimizi her fırsatta kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. Hadi ‘DEAŞ'ı temizlediğinizi' söylüyordunuz, peki hâlâ silah yüklü tırlar niçin kuzey Suriye'ye veya Suriye'ye geliyor? Siz bu silahlanmayı kuzey Suriye'de veya Suriye'de hangi ülkeye karşı yapıyorsunuz, niçin yapıyorsunuz? Bunları izah etmeleri lazım. Dert başka. Neyin ne olduğunu biliyoruz. Ona göre de adımlarımızı atacağız. Kimse Türkiye'nin kendi bekasını ilgilendiren bu senaryolar karşısında eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez.

DEAŞ balonunu biz söndürdük!
Fırat Kalkanı Harekatı'nda Türkiye'nin elde ettiği başarı DEAŞ balonunu söndüren ilk hamledir. Yıllardır adeta yenilmez bir canavar gibi takdim edilen DEAŞ'ın, sahada sergilenen tüm kirli ayak oyunlarına rağmen aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu dünyaya gösteren Türkiye olmuştur. Cerablus, Rai, Bab operasyonlarında 2 bin kilometrekarelik alanda 3 bine yakın DEAŞ'lının etkisiz hale getirilmesi sıradan bir olay değil. Artık DEAŞ'ın Suriye ve Irak'tan neredeyse tamamen kazınıp atıldı. Ancak hâlâ bu ülkelerin haritalarına bakıldığında farklı güçlerin hakimiyetini gösteren farklı renkler görülüyor. Pek çok yerde bir terör örgütü gitmiş, yerine bir başka terör örgütü gelmiştir. Elinde yüz binlerce vatandaşının kanı olan Esad rejimi hâlâ yerli yerinde durmaktadır.