Dolar

34,5332

Euro

36,1735

Altın

2.967,35

Bist

9.549,89

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Adli Yıl Açılış Töreni'ne katılmayan barolara tepki

Erdoğan, bazı baroların Beştepe'deki törene katılmama kararına da tepki göstererek, ''Yargıtay ve TBB Başkanımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum'' ifadelerini kullandı.

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-09-02 11:40:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Adli Yıl Açılış Töreni'ne katılmayan barolara tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Adaletin tecellisi için fedakarca çalışan yargı mensuplarımıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bu yıl 5. ve son defadır adli yıl açılışını yapan Yargıtay Başkanımıza hizmetleri için şükranlarımı sunuyorum. Adalet tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan tartışılan uygulama biçimleriyle gündemde olan bir konudur.

''İNSAN ADALET YERİNE ZULÜM YOLUNU SEÇİYORSA...''

İnancımıza göre insanın hayrı ve şerri doğruyu ve yanlışı seçme iradesine sahip varlık sıfatıyla diğer canlılardan ayrılması adaletin de esasını oluşturur. İnsan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir.

''KANUN BAŞKADIR HUKUK BAŞKADIR ADALET BAŞKADIR''

Tarihte hep hayırla yadedilen şahsiyetler adalet konusuna büyük hassasiyet göstermiştir. Günümüzde dahi Hz. Ömer deyince aklımıza adalet geliyorsa sebebi işte budur. Kadim dönemlerden beri insan hayatının temeli olarak gösterilen adalet kavramı üzerinde daha çok düşünmemiz gereken bir dönemden geçtiğimize inanıyorum. Kanun başkadır hukuk başkadır adalet başkadır. Biz daime adaletin peşinde koşmalıyız. Refahlarına ve özgürlüklerine yönelik her saldırıyı terör olarak niteleyen ama diğer toplumların en temel insani taleplerine karşı duyarsız kalan çarpık anlayış, dünyanın en büyük sorunudur. Tarihin hiçbir döneminde zalimler eksik olmamıştır ama zulüm de payidar olamamıştır.

KUVVETLER AYRILIĞI AÇIKLAMASI

Türkiye, halkın iradesini en üstte tutan kuvvetler ayrılığı fikrine ve bunun üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Kuvvetler ayrılığı prensibi demokrasinin ve cumhuriyetin temelidir. Dünyada tek ve değişmez bir kuvvetler ayrılığı demokrasi cumhuriyet ve hukuk devleti uygulamasından bahsedilemez. ABD'de seçimle gelen başkan yardımcısı aynı zamanda senatonun ve kongrenin başkanıdır. Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri başkan tarafından atanmaktadır. İngiltere'de kraliçe parlamentoyu 1 ay süreyle askıya aldı. İngiliz demokrasisi halk oylaması sonuçlarını hayata geçirmek üzere kendi içinde kuvvetler ayrılığı ilkesini bu şekilde yorumlayarak tıkanan sistemi açma yoluna gitti. Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de Anayasa'da cumhurbaşkanına verilen 'devletin başı' misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir. Kuvvetler ayrılığı prensibinin denge yerine çatışma anlayışı ile yorumlanması ülkeye ve millete fayda değil zarar getirir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir. Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir. Ülkemizdeki demokratik sistemde cumhurbaşkanına açılan alan üstünlük bağlamında deği tüm kurumların ahenk içerisinde çalışmasını gözetme noktasındadır. Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır.

BAZI BAROLARIN BEŞTEPE'DEKİ ADLİ YIL AÇILIŞINA KATILMAMA KARARINA TEPKİ

Bu mekan şahsıma ait değil. Bu mekan milletin evi. Devletin tüm kurumları bu mekanı kullanma hakkına sahiptir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bu gazi mekan, konferans salonu, sergi salonu, camisi, 15 Temmuz Anıtı, tamamlanmak üzere olan kütüphanesi ve inşası süren müzesiyle, milletimizin, dolayısıyla da tüm kurumlarımızın evidir. İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir. Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum.

YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ

AB organları her ne kadar ülkemize karşı açıkça ayrımcı bir tutum içindeyse de biz bu reform belgesiyle aynı zamanda tam üyelik yükümlülüklerimize olan bağlılığımızı da göstermiş oluyoruz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sistemimize kazandırarak, bu reformu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız."

 

Haber Ara