Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddialara göre oyuncu Deniz Çakır'ın, başörtülü kadınlara sözlü tacizde bulunmasına, "Bu ülkede başörtülü hanımlara Suudi Arabistan'a gidin demek faşistliğin en sefil halidir" diyerek tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Her kurum gibi Meclisimizin itibarı da yaptığı işlere ve bu işlerin kalitesine bağlıdır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birileri Meclis'i çalıştırmamak için tüm güçleri ile çalışacaktır. Sizlere düşen hem bu kifayetsizlere hak ettikleri cevapları vermek hem de yasama sürecinin kesintisiz çalışmasını sağlamaktır. Meclis'te de saflar netleşmiştir. Bir yanda AK Parti MHP ile yerli milli duruş sahibi kesimler vardır diğer yanda ise ana muhalefet partisi ve bölücü örgütün güdümündeki parti ile benzeri yapılar vardır. Milletimiz bu net fotoğraflar arasında bir tercih yapacaktır.
CUMA'DAN İTİBAREN AÇIKLIYORUZ
Açıklamadığımız 6 il kaldı. Büyükşehirlerin bir kısmını bizzat açıklayacağız. Cuma'dan itibaren Trabzon, Kocaeli ve Sakarya adaylarımızı açıklayacağızCumhur İttifakı çatısı altında MHP ile belediye başkanlığı seçimlerinde yapacağımız işbirliğinin de hayırlı neticelere vesile olmasını temenni ediyorum. İlk defa bir mahalli seçimlerde gizli kapaklı değil her şeyin milletimizle paylaşıldığı şeffaf bir ittifak yapılmış oluyor.
TEŞKİLATA İTTİFAK UYARISI
Yapmış olduğumuz bu ittifak konusunda tüm teşkilat mensuplarımızın partimizin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun MYK'nın almış olduğu kararlara verdiğimiz kararlara saygı duymasını özellikle rica ediyorum. Aramızdaki bu bağları kimse zayıflatma yoluna gitmesin kimse de kalkıp ben diye hareket etmesin burada ben yok burada biz var. Herkes buna uysun. Cumhur İttifakı 31 Mart akşamı inşallah zaferle bu yoldan çıkacaktır. Karşımızda Sayın Bahçeli'nin ifadesi ile zillet ittifakı benim ifadem ile illet ittifakı var. Bunlara karşı inşallah zaferimizi ilan edeceğiz.
EN ÖNEMLİ SORUN ANA MUHALEFET
Bugün Türk siyasetinin en önemli sorunu ana muhalefettir. Sorun ana muhalefetin iktidara talip siyasi organizasyon gibi değil de marjinal örgüt gibi davranıyor olmasıdır. Bugün CHP yönetimi demokrasi ile halkçılık ile kültürümüzle de uzaktan yakından ilgisi olmayan bir zihniyetin eline geçmiştir. CHP adına konuşan ahkam kesen bir takım isimlerin yaptıklarına baktığımızda kimi zaman acı acı gülümsüyor kimi zaman öfkeleniyoruz. Sıkıntının asıl kaynağı bu partinin başındaki zattır. Ön tekerlek nereye giderse arkadaki de onu izlermiş. Koltuğunu riskle atmamak için cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaya bile cesaret edemedi edemez. Konu iftiraya yalana hakerete gelince aslan kesilir.
Can çıkar huy çıkmaz. Bu zatı gerçek bir demokrat gibi siyaset yapmaya ikna edemedik. Gezi olaylarında duvarlara ne yazıldığını hatırlıyorsunuz değil mi?
Geçtiğimiz hafta CHP'li Edirne Belediye başkanının astığı afişler konuşuldu. Bu heykeldeki Kıbrıs Türkü temsilcisinin yüzünün tahrip edilmiş olması ayrı bir garabet örneğidir.
HERHALDE BEN DE BİR VASİYET YAPABİLİRİM
İnönü Menderes Boğaz'a köprü projesini ilk gündeme getirdiğinde tartışmayı yıkarız diyecek kadar ileri götürmüştü. Köprü projesini gündeme getiren Nuri Demirağ İnönü ve Ali Çetinkaya için köprü yapılırsa üzerine İnönü ve Çetinkaya geçemez diye yazılmasını vasiyet etmişti. Herhalde ben de bir vasiyet yapabilirim. Bay Kemal geçemez.
ADI DA SANATÇI, FAŞİSTLİĞİN EN SEFİL HALİ
Cumhurbaşkanını bira içmeye Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Bu ülkede başörtülü hanımlara Suudi Arabistan'a gidin demek faşistliğin en sefil halidir. En son bir konserden çıkan başı açık örtülü kızlarımıza orada gelip bu şekilde sataşıp Suudi Arabistan'a gidin burada ne işin var diyenlerin halini düşünün adı da sanatçıymış. Dert başka ne derseniz deyin bu ülkede insanların yaşam biçimi ile uğraşan CHP zihniyetidir. AK Parti tam aksine bu ülkede yaşam çeşitlerini garanti altına alan bir siyasi zihniyettir.''
Ayrıntılar Geliyor..