Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, Prof. Dr. Şükrü Karatepe, yeni anayasayla ilgili çalışmaların devam ettiğini, 6 ay içerisinde 3 aşamalı olarak hayata geçeceğini söyledi. Karatepe, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için 1 veya 2 sayısı üzerinde tereddüt ettikten sonra bunun kararını Cumhurbaşkanına bıraktıklarını belirterek, "Tahminim 1-3 arasında değişecektir" dedi.
Türkiye'de 16 Nisan'da yapılan referandumda kabul edilen anayasa metnini hazırlayanlar arasında yer alan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün hayata veda eden babası Ahmet Hamdi Gül'e taziye ziyareti için geldiği Kayseri´de son gelişmeleri, şöyle değerlendirdi:
"Bakanlıkların sayısı belirlenecek. Ayrıca, cumhurbaşkanı da yardımcılarının sayı ve görevlerini belirleyecek. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için sayıyı '1' mi yazalım, '2' mi yazalım diye tereddüt geçirdik. Sonra 'Bunu Cumhurbaşkanı tayin etsin' dedik. Bunun anlamı şu; 1, 2 bilemediniz en fazla 3'tür, benim tahminim. Bunun rasyonalitesi var. Bugün Başbakanların istedikleri kadar yardımcı tayin etme yetkisi var. Ama etmiyorlar gördüğünüz gibi. Onun makul bir sayısı var. Hatta bir parti genel başkanı isterse kendisine 20 yardımcı seçebilir. Ama seçmiyor, makul bir sayıda tutuyor. Tabii bunu cumhurbaşkanı olacaklar belirleyecek. Ama tahminim, 1-3 arasında değişecektir. Yardımcı sayısında abartı olmayacaktır."
BAKANLIKLARIN SAYISI NASIL OLACAK?
"Sayın Cumhurbaşkanı bakanlıkların sayısını ve bakanlıklar arasındaki hizmetlerin bölüşümünü yapacak. Bu hizmetler bölündükten sonra bu hizmetlerin nasıl bir kademelenme ile yürütüleceğine de yine sayın Cumhurbaşkanı karar verecek. Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde merkezi hükümet yapısını, yani Cumhurbaşkanı çalıştığı ofisini kendisine bağlı bakanları, ülke düzeyinde bağlı merkezi idarenin taşra teşkilatı dediğimiz örgütlenmesini kararnameyle düzenleme yetkisi vardır. Bunların düzenlenmesinde kararname olacak. Bunlar ülkede yürürlükte olan kanunlara göre hizmet yapacak. Yani iş yapılırken sürekli kararname çıkmayacak. Bunların düzeni kararnameyle olacak. Kuvvetler ayrılığı prensibine göre nasıl ki Meclis kendi çalışma usulünü belirliyorsa, yine kuvvetler ayrılığı prensibinin gereği olarak başkan da kendi çalışma alanını ve kendisine bağlı olarak çalışacak birimlerin çalışma düzenini kendisi belirleyecek. Başkanlık sisteminin gereği bu."
'CUMHURBAŞKANI KARARNAME İLE YEREL YÖNETİMLERİ DÜZENLEYEMEZ'
Karatepe, 'Kuvvetler ayrılığı ilkesi'nin TBMM'deki kendi çalışmasını düzenlediğini, başkanın da kendi alanını düzenlediğini ifade ederken, "Cumhurbaşkanının, kararnameyle yerel yönetimleri düzenleme yetkisi yoktur. Yani belediye başkanları, muhtar, köyleri, yerel yönetimleri, İl Özel İdareleri de dahil buna, bunların hiçbiriyle ilgili Cumhurbaşkanının kararname çıkararak düzenleme yetkisi yok. Yani muhtarlar, belediye başkanları, İl Genel Meclisi üyeleri hepsi görevlerini yapacak" dedi.
Karatepe Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleştiği için bu iki yetki ve sorumluluğun üst üste gelmesiyle ortaya çıkan durumun, Cumhurbaşkanlığı'nca yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
'YENİ ANAYASA, ŞİMDİKİNE GÖRE 21 MADDE DAHA AZ OLACAK'
Karatepe anayasa değişikliği referandumu ile 18 maddede değişiklik öngördüğü halde bunun diğer teferruatları da içerdiğini, anayasanın 15 maddesi değiştirildiği için eski anayasanın 21 maddesinin de hükümsüz hale geleceğini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Yeni anayasamız, şimdikine göre 21 madde daha az olacak. Anayasanın 3 aşamada hayata geçeceğini söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi, bugünlerde hemen yapılacak düzenlemeler. 1982 Anayasası'na göre Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin varsa partisiyle ilişiği kesilirdi. Şimdi Cumhurbaşkanı partili olabiliyor. Biliyorsunuz, sayın Cumhurbaşkanımız partisine üye oldu ve 21 Mayıs'ta yapılacak genel kurulda, partisinin yöneticisi olabilecek. İkinci konu, Hakimler ve Savcılar Kurulu üye sayısı 22'den 13'e indi, onun da bir kısmı Cumhurbaşkanı tarafından tayin ediliyor, 7'si de Meclis'te tayin edilecek. Onunla ilgili başvurular yapıldı. Bugünlerde Hakimler ve Savcılar Kurulu ile ilgili Meclis'te tayin yapılacak ve Cumhurbaşkanı atayacaklarını belirleyecek. Üçüncü olarak da önümüzdeki 6 ay içerisinde meclis ve Cumhurbaşkanlığı kendi alanlarıyla ilgili düzenlemeleri yapacak. Artık Meclis'ten hükümet çıkmayacağı, Bakanlar Kurulu Meclis'te oturmayacağı ve hükümet de Meclis'e kanun tasarısı getirmeyeceği için, bundan sonra kanun yapma süreçleri Meclis'te devam edecek. Meclis'in iç yapısını buna göre değiştirmek gerekiyor.
'KOMİSYONLARIN BİÇİMLERİ DEĞİŞECEK'
"Komisyonların biçimi, çalışma usulleri değişecek. Milletvekilleri kanun teklifini Meclis Başkanlığı'na verecekler, Meclis Başkanlığı da bu teklifleri ilgili komisyonlara havale edecek, ilgili komisyonlarda görüşülüp geliştirilecek ama, önceki sistemde, teklifler ilgili bakanlıklarda bürokratlar tarafından çok iyi geliştirilip, rafine edilip düzenlenerek Meclis'e gönderildiği için Meclis'te fazla değişiklik yapılmıyordu. Ancak şimdi öyle olmayacak. Milletvekilleri kanun teklifi verecekleri için bu metinlerin geldiği yerlerin ilişkileri, bu metinlerin yürürlüğe girmesi için tesir edecek diğer mevzuatların durumları çok önemli. Meclis bugünkü iç yapısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi geldiğinde çalışamaz. En azından Meclis iç tüzüğünü baştan sona değiştirmeleri, buna uygun hale getirmeleri gerekiyor."
'GRUPLAR SADECE PARTİ İSMİYLE ANILACAK'
Prof.Dr. Karatepe sözlerinin son bölümünde yeni sistemde yasaların daha çabuk çıkacağına inandığını, iktidar partisi grubunun artık hükümeti tutma görevi bulunmadığını iktidar partisi grubu, muhalefet, ana muhalefet grubu diye bir tabir olmayacağını kaydederek, "Gruplar, sadece parti isimleriyle anılacak; AK Parti Grubu, CHP Grubu, MHP Grubu gibi" dedi.