Sabah gazetesinden Yüksel Temel ve Ersan Atar'ın haberine göre, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampusu'ndaki duruşma salonunda görülen oturumda, Genelkurmay Karargâhı'nda komutanları derdest eden Özel Kuvvetler personelin başındaki Kurmay Albay Fırat Alakuş'un ifadesi alındı. Alakuş, savunmasında "terör tehdidi nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve karargâhın emniyetini sağlamakla görevlendirildiğini, söz konusu görevin ise ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı tarafından verildiğini" ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Daha önceki ifadenizde Aksakallı'dan bahsetmiyorsunuz" demesi üzerine ise sanık Alakuş, "Şimdi düzeltiyorum işte" diye karşılık verdi. Birliğinin ve kendisinin tuzağa düşürüldüğünü ileri süren Alakuş, polise ve sivil vatandaşlara ateş etmediklerini söyledi. Mahkeme başkanının "Genelkurmay'da bulunan Kara Harp Okulu öğrencileri Özel Kuvvetler personelinin atış emrini verdiğini söylüyor" sözlerine ise Alakuş, "Yok başkanım" dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, ifadesinde, Albay Fırat Alakuş'u, "Başında çelik miğferi olan, tam teçhizatlı, ürkütücü suratlı asker" olarak anlatmıştı. Alakuş, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ı derdest ederken kayıtlara böyle yansımıştı.
Mahkeme Başkanı Dik, sanık Alakuş'a Genelkurmay Karargâhı'ndaki kameralara yansıyan fotoğraflarını gösterdi. 21.46'da Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Kurmay Başkanı İhsan Uyar ve emir subayı Yunus Can'ın derdest edilmesi görüntüsünün sorulmasına üzerine Alakuş, "Dışarıdan atış geliyordu" dedi. Başkan Dik'in "Kara Kuvvetleri ekibi geliyor. Hiçbir yabancı unsur yok. Bir suçlu gibi kelepçeleyip yere yatırmışsın" demesi üzerine sanık Alakuş, "Yatırdığımız doğru. Dışarıdan ateş geliyor, koruma amaçlıydı" iddiasında bulundu. Başkanın "Adamı kimden koruyorsunuz" sorusu üzerine Alakuş, "Dışarıdaki atıştan koruyordum" karşılığın verdi. Bunun üzerine Başkan Dik, "Görüntüleri izledim, bir tane düşman unsur göster, ben bu işi bırakayım" diye çıkıştı. Ancak Alakuş başkanın bu çıkışına cevap vermedi.
"BANA VERİLEN BİR GÖREV VAR"
Alakuş'un savunmasında "tuzağa düşürüldük" şeklindeki sözlerine karşılık mahkeme başkanı, "Elinizde bir sürü silahlı kuvvet var. Neden bırakıp gitmediniz de sabaha kadar beklediniz" diye sordu. Sanık Alakuş ise, "Bana verilen bir görev var" diye karşılık verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Suç değil mi darbeye teşebbüs" dedi. Ardından mahkeme başkanı, sanığa, "Darbe teşebbüsünü anladığınızda ne yaptınız?" diye sordu. Sanık ise, "Devam ettim görevime, ne yapacaktım" ifadesini kullandı.
"TELSİZ KODUM DARBE"
Alakuş'a odasında yapılan aramada ele geçirilen belgelerde, "Darbe.123, sstb.1234, oyh.zuce" yazılı notlar soruldu. Alakuş buna ilişkin Özel Kuvvetler tim komutanı yardımcısı olduğunda ilk telsiz kodunun "darbe" olduğunu savundu. Diğer şifrelerin ise bilgisayar şifresi olduğunu öne sürdü.
"GÜLEN ORADA DEĞİLDİ"
Mahkeme başkanının, "Peki, sanıklar arasında FETÖ'cü olarak bildiğin var mı?" sorusuna "Alınlarında yazmıyor, bilmiyorum" yanıtını verdi. Mahkeme başkanının "İddianamedeki 1 numaralı sanık Fetullah Gülen için ne diyeceksiniz?" sorusuna ise Alakuş, "Yani o gece orada değildi, onu söyleyebilirim" şeklindeki cevabı tepki çekti. Bu ifadesi haberlerde "Gülen esprisi" şeklinde yer aldı. Bunun üzerine salondan büyük tepki çekti.
Savunma yaparken üyesi olduğu iddia edilen Yurtta Sulh Konseyi'nin ismini unuttuğunu belirten Alakuş "Ne konseyiydi" diye sordu.