Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 142 sanığın yargılanmasına tanık beyanlarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları katıldı.
O dönemde vatani görevini yapan tanık E.T, 15 Temmuz akşam saatlerinde daha önce birlikte görmediği kamuflajlı birçok rütbeli askerle karşılaştığını, kim olduklarını anlamak için isimliklerine baktığında hiçbirinin isimliğinin olmadığını fark ettiğini söyledi.
Rütbeli askerlerden bazılarının elinde tabanca olduğunu ve erlerin silahlarını isteyerek aldıklarını belirten E.T, birlikteki iki uzman çavuşun yanlarına gelerek birlik dışından gelenlerin emirlerine uymamaları konusunda uyardığını anlattı.
E.T, nöbet yerinde saat 06.00'ya kadar silahlı fakat mühimmatsız beklediğini, birlik içinde olanlardan haberdar olmadığını ve kahvaltıdan sonra koğuşa geçtiğini dile getirdi.
Tanık er O.K, darbe girişiminin olduğu gece saat 22.00 sularında içtimaya çağrıldığını, alanda 2 saat bekletildikten sonra yemekhaneye gitme emrinin verildiğini, burada da uzun süre bekletildikten sonra koğuşa geçtiklerini ifade etti.
Tanık eski hakim albay M.A.B, 15 Temmuz'da saat 19.00 civarında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'ın emir subaylarından birinin telefonla arayarak Uyar'ın birliğe bir askeri savcı getirmesi talimatını ilettiğini, durumdan şüphelense de emri yerine getirdiğini dile getirdi.
Birliğe gittikten sonra Uyar'la kısa bir görüşme yaptığını, askeri savcı Naci Akdemir geldikten sonra Uyar'ın, "Sen burada kal, beni bekle." emri vererek karargahtan ayrıldığını aktaran M.A.B, bir süre sonra odaya kamuflajlı ve silahlı askerlerin geldiğini belirtti.
Tanık M.A.B, odaya gelenlerin başında dönemin Kara Kuvvetleri Genel Sekreteri Albay Uğur Karaca'nın olduğunu, Akdemir'e, "Senin burada ne arıyorsun?" dedikten sonra savcının ağzının kapatılıp eline plastik kelepçe takılarak götürüldüğünü anlattı.
Askerlerin kendisine de silah göstererek hareket etmemesini istediğini belirten M.A.B, gece boyunca fark edilmemek için odanın ışıklarını kapattığını ve bir engelleme olmadan sabaha karşı birlikten ayrıldığını beyan etti.