AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Tuğrul Türkeş'in bakan olmasıyla ilgili iddialarına resmi Facebook sayfası üzerinden yanıt verdi.
Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in kabinedeki son revizyonla bakanlar kurulundan ayrılmasına ilişkin kendisini işaret etmesiyle ilgli açıklama yaptı.
Davutoğlu, "Bahçeli'nin parti içi meselelere dair sorular karşısında kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine şahsımı hedef göstermesi siyasi geleneğe yakışmamaktadır" dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, 7 Haziran sonrası seçim hükümetinde Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmiş ve sonrasında 1 Kasım'da AK Parti'den milletvekili seçilmişti. Son revizyonla birlikte Türkeş kabine dışı kaldı.
GÜNDEM DEĞİŞTİRME GAYRETİ
Davutoğlu'nun yazılı açıklaması şöyle:
"MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Tuğrul Türkeş'in Bakanlar Kurulu üyeliğinden ayrılmasına dair kendisine yöneltilen bir soru üzerine her zaman yaptığı gibi nezaketsiz bir şekilde şahsım üzerinden gündem değiştirme çabasına girmiştir.
Daha önce de kendi parti içi meseleleriyle ilgili sorulara defalarca şahsımı hedef göstererek cevap verdiği halde son dönemlerde gösterdiği sorumlu tavrı göz önünde bulundurarak cevap vermemeyi tercih etmiştim. Ancak bugünkü açıklaması, Sayın Bahçeli'nin parti içi sorunlarını şahsımla ilişkilendirmeyi bir alışkanlık haline getirdiğini gösterdiği için değerli kamuoyuna bazı hatırlatmalarda bulunmak gereği duyuyorum.
7 HAZİRAN TAVRINI MİLLET UNUTMADI
7 Haziran 2015 genel seçimlerinin siyasi partileri koalisyon kurmaya zorladığının ortaya çıktığı ilk saatlerde, Sayın Devlet Bahçeli'nin sonuçların resmi olarak açıklanmasını bile beklemeden, AK Parti ile hiçbir iş birliğine yanaşmayacağını açıklaması aziz milletimizin hafızasında tazeliğini korumaktadır. Bu sorumsuz açıklamaya rağmen AK Parti, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğuyla MHP ile koalisyon kurmak üzere girişimlerde bulunmuş ancak Sayın Bahçeli çelişkili ve muğlak açıklamalarla kamuoyunu haftalarca meşgul ettikten sonra işbirliğini reddetmişti. Nitekim CHP ve MHP ile yürütülen koalisyon görüşmelerinin olumlu bir netice vermemesi üzerine Anayasal Geçiş Hükümeti kurma gereği ortaya çıkmış ancak CHP ve MHP yönetimi anayasaya aykırı bir şekilde hükümete üye vermeyi de reddetmişti.
TÜRKEŞ'E TEŞEKKÜR
Sayın Türkeş, anayasal ve kamusal sorumluluk bilinciyle hükümette yer alma önerimize olumlu cevap vererek Sayın Bahçeli'nin uzlaşmaz tutumunun berraklaşmasına katkıda bulunmuştu.
Sayın Bahçeli'nin göstermekten imtina ettiği devlet adamlığını gösterdiği ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanan ve Başbakanlığımda kurulan 63. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde görev aldığı için buradan bir kez daha Sayın Türkeş'e teşekkür ediyorum.
Sayın Bahçeli'nin engellemek için her türlü girişime destek verdiği o geçiş hükümeti sayesinde ülkemiz 1 Kasım seçimlerine suhuletle ulaşmış ve ardından tekrar istikrarlı bir yönetime kavuşmuştur. O gün biz de Sayın Bahçeli gibi ülkeyi yönetme sorumluluğundan kaçsaydık bugün çok farklı bir Türkiye'yi konuşuyor olabilirdik.
Sayın Bahçeli, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası gösterdiği kararlı desteği o gün de gösterebilse idi şüphesiz tarih kendisini çok daha farklı yazardı.
KENDİ SORUNLARIYLA YÜZLEŞMEK YERİNE...
7 Haziran akşamı verdiğimiz sözün bir gereği olarak o akşamdan 1 Kasım'a kadar geçen sürede Türkiye'nin bir saniye bile hükümetsiz kalmaması, insanımızın bir an bile ülkemizin geleceğinden endişe etmemesi için gösterdiğimiz çaba ortadır. Sayın Bahçeli takdir etmese de milletimiz bu çabalarımızı görerek siyasi tarihimizdeki en büyük desteklerden biri ile partimizi yine tek başına iktidara getirmiştir. Bahçeli ise uzlaşmaz tavrının karşılığını sandıkta görmüş ve MHP parlamentoda dördüncü parti konumuna gerilemiştir.
Hal böyle iken Sayın Bahçeli'nin kendi parti içi meselelere dair sorular karşısında kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine şahsımı hedef göstermesi, insani olgunluğa, siyasi ahlaka ve öncülüğünü yürüttüğü siyasi geleneğe yakışmamaktadır. Sayın Bahçeli'den beklenen, nezaketten ve siyasi olgunluktan yoksun tavırlar yerine kendi sorunlarıyla yüzleşme cesaret ve erdemini göstermesidir."