Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Fransa'da devam eden protestolar hakkında, "Fransa'da bugüne kadar birçok sokak eylemi ve protesto oldu fakat sarı yeleklilerin eylemleri öncekilerden farklı." dedi.
Fransa'nın başkenti Paris'te akaryakıta getirilen ek vergileri protesto etmek için 17 Kasım'dan bu yana devam eden ve toplumsal bir tepkiye dönüşen eylemlere ilişkin uzmanlar, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Fransa'daki sarı yeleklilerin gösterilerinin akaryakıt zamlarıyla alakalı olarak başladığını ancak hükümetin aldığı tüm kararları eleştiren bir hal aldığını belirtti.
Sarı yelekliler hareketinin bir lideri olmadığını dile getiren Dedeoğlu, “Fransa'da bugüne kadar birçok sokak eylemi ve protesto oldu fakat sarı yeleklilerin eylemleri öncekilerden farklı. Banliyölerde yaşayanlar, fabrikada çalışanlar, öğrenciler ve diğer kesimden insanlar bu protestolara katılıyor. Protestoların örgütlenme biçimi ve bir araya gelen farklı sınıftan insanları göz önüne aldığımızda alışık olmadığımız bir tablo ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
Sarı yeleklilerin belirli bir sınıfa ait olmadığının altını çizen Dedeoğlu, eylemlerin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un politikalarını eleştirmenin ötesine geçtiğini vurguladı.
"Protestolar doğrudan devlete zarar vermeye yönelik"
Dedeoğlu, geçmiş yıllardaki protestoların büyük bir bölümünde kamu binaları ve özel alanlara zarar verildiğini hatırlatarak, “Bu protestolarda yağmalama ve özel mülklere zarar verme gibi bir durum söz konusu değil. Daha çok Paris'in merkezindeki turistik merkezleri sabote edecek ve devlete doğrudan zarar vermeye yönelik eylemler söz konusu. Bu da önemli bir farklılık.” ifadelerini kullandı.
Eylemlere karşı aşırı güç kullanılması halinde tepkilerin daha da büyüyeceğini belirten Dedeoğlu, “Hükümet güç kullanmak yerine, bu hareketin içerisinden bir lider seçilmesini ve onunla diyalog yürütmeyi tercih edecektir. Muhtemelen buradaki beklenti sarı yeleklilerin içlerinden bir lider çıkarabilmesi. Eğer müzakerelerden bir sonuç alınırsa eylemleri durdurabileceği hesaplanıyor. Fransa bunu deneyecektir.” dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı da Fransa'da akaryakıta yapılan zamların bardağı taşıran son nokta olduğunu ve göstericilere ilham verdiğini söyledi.
Narlı, Fransa'da son 5 yılda artan hayat pahalılığıyla insanların işlerini kaybetme korkularının arttığını ve bu durumun ülkenin orta ve alt sınıf grubunda hoşnutsuzluğa sebep olduğunu ifade etti.
"Macron hedef oldu"
Fransa'daki uzmanların sarı yeleklileri "unutulan beyaz orta sınıf" olarak tanımladığını söyleyen Narlı, “Bu protestolara katılan insanların büyük bir çoğunluğu Fransa'nın kırsal kentlerinden cebindeki son parayla Paris'e geliyor. Hayat pahalılığı bir yana Macron da burada bir hedef oldu. Protestocuların argümanlarına baktığımız zaman, hükümetin vergilendirmeleri varlıklı kesime yapması gerekirken ücretli kesimin vergilerini artıyor. Bu yüzden göstericiler Macron'un ekonomi politikalarını elitist buluyor.” diye konuştu.
Narlı, Fransa'da ekonomik eşitsizliğin arttığı, gelir dağılımındaki dengenin bozulduğu ve bunlardan kaynaklanan bir takım hoşnutsuzlukların olduğunu belirterek, protestoların geçmişten biriken bir rahatsızlığın tezahürü olduğunu vurguladı.
Fransa'nın güçlü bir sosyal devlet deneyimi olduğunu anımsatan Narlı, şöyle devam etti:
“İnsanlar Fransa'nın daha liberal bir ekonomiye gidişinin acılarını çekmeye başladılar. Hem Paris'tekiler hem de kırsal bölgelerdekiler hayat pahalılığını hissediyor. Toplumun hemen hemen 3'te 2'si bu gösterileri destekliyor. Özellikle orta ve alt sınıf ekonomik politikalardan rahatsız. İşlerini kaybetme korkusu da Fransa'da yayılıyor. Geçmişte insanların kadrolu olarak çalışırken şu anda özelde sözleşme usulünün arttığı ve kamuda da uygulanabileceği konuşuluyor.”
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı da gösterilerin altındaki esas sebebin ekonomik sıkıntılar olduğunu, orta ve alt sınıfın hayat şartlarının kötüleşmesinin de diğer sebepler olduğunu söyledi.
Bayraklı, uzun dönemdir Fransa ekonomisinin kötüye gittiğini vurgulayarak, “Fransa'da fabrikaların kapanması, sanayinin gerilemesi, işsizlik oranlarının sürekli artması gösterileri tetiklemiştir. 2008 ekonomik krizinden bu yana Fransa'dan ekonomi alanında yapısal reformlar yapılamıyor. Fransa, gün geçtikçe Almanya gibi ülkelerin gerisine düştüğü bir süreci yaşıyor. Bu yüzden çok ciddi bir toplumsal tepki var.” değerlendirmesinde bulundu.
"Avrupa'da genel olarak siyasi bir kriz var"
Ayaklanmalar neticesinde ülkede bir OHAL havası olduğunu belirten Bayraklı, Paris dışında da gergin atmosferin hakim olduğunu ve polislerin kontrolü arttırdığını belirtti.
Fransa'daki gösterilerin İspanya, Yunanistan ve İtalya gibi Avrupa ülkelerine sıçramasının mümkün olduğuna dikkati çeken Bayraklı, “Avrupa ülkelerinde büyük ekonomik krizler yaşanıyor. Yunanistan adeta batmış gibi ve Almanya'nın baskılarıyla kemer sıkma politikaları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Belçika'da da aynı sıkıntılar var. Belçika'da zaten geçen hafta gösteriler oldu. Avrupa'da genel olarak bir siyasi kriz var. Merkez partilerin çöktüğü, aşırı sağ ve solun yükseldiği bir kriz var.” diye konuştu.