Deliler ve Veliler Derneği Yönetim Kuruluna ve Kamuoyuna duyuru
Timeturk Deliler ve Veliler Derneği Yönetim Kuruluna ve kamuoyuna hitaben duyuru yayımladı.

Oluşturma Tarihi: 2021-02-18 18:47:03

Güncelleme Tarihi: 2021-02-18 18:47:03

Yaklaşık on yıl kadar önce Ali Denizci ismiyle tanınan kişi, iyilik gönüllüsü insanları etrafında toplamak için bir kafe açtı. Ali Denizci, kim neye inanıyorsa, ona gönlünü hoş edecek süslü cümlelerle yaklaştı ve baştan sona yalan olan bir sürü hikaye anlattı. İstanbul'un Balat semtinde ‘Deliler Kahvehanesi' adıyla bilinen yapı ile ilgili haberimizle ilgili Timeturk olarak Deliler ve Veliler Derneği Yönetim Kuruluna ve kamuoyuna hitaben duyurumuzdur:

DELİLER VE VELİLER DERNEĞİ YÖNETİM KURULUNA VE KAMUOYUNA HİTABEN;

06.02.2021 tarihli ilgili haberimizde; Derneğinizde gönüllülük temeli ile ilgili yardım yapan şahıslar ile ilgili bir itham bulunmamaktadır. Bilakis 10 yıldan fazla geçmişi olan bu yapılanma hakkında tüm kamuoyunu ve gönüllülerinizi bilgilendirme amacı güdülmüştür.

Söz konusu ithamlara sebep olan yer Deliler Kahvehanesi adı ile kurucusu olduklarını her türlü basın organı vasıtası ile kendileri beyan etmiş olan Ali Denizci, Tayyar Usta, Musa Dede takma isimli kişilerin, özellikle 2' sinin tespit edilen bazı şaibeli davranış ve uygulamalarının sorgulanmasına yöneliktir.

Bu yapılanma içinde bazı kişilerin hiçbir sorun yaşamamış olması, başka birilerinin de yaşamamış olduğu anlamına gelmez. Uzun süredir ihbar hattımıza gelen bilgiler, görgü tanıkları ve belgeler ile bu haber yapılmıştır.

İlgili yapı incelenerek; aşağıda belirteceğimiz ancak tamamını burada yazamayacağımız dikkat çekici unsurlar gözlemlenmiştir:

Bu yapı öncelikle Derviş Baba Deliler Abdallar Meczuplar Kahvehanesi ve Yunus Emre yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak kuruluyor. Bir süre sonra adı değiştirilerek Derviş Baba Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği oluyor. Sonrasında Derneğin tüm evrakları bir şekilde yok oluyor. Bu konuda tüm dernek evraklarının kayıp edildiğine dair bir mahkeme süreci gerçekleşiyor. Bu sırada Dernek yönetimi de yine değiştiriliyor.

Yine büyük ayrılmaların yaşandığı dönemden sonra Ali Denizci tarafından yeni bir Dernek kurduruluyor. Ve bu, dergah tarafında intihar olayının olduğu, “usta” nin resimlerinin kaldırıldığı Ve Kasımpaşa' daki dergahın kapatıldığı zamanlara denk geliyor. Deliler ve Veliler Derneği burada gündeme geliyor.

Uzantısı olduğu düşünülen benzer adreslerdeki bu dernekler arasındaki bağları belki de Deliler ve Veliler Derneğinin yeni üye ve gönüllüleri hiç bilmemekteler. Dolayısıyla ilgili dönemlerde orada bulunmayan şahısların konu ile ilgili yorum yapmaları resmin bütününü göremediklerinden çok doğru değil. Çünkü yazıda bahsedilen olaylar 10 yıldan fazla bir sürece dayanmaktadır.

Ali Denizci ve diğer 2 ortağı hiçbir resmi evrakta yer almıyor. Kendisine ait kullandığı motor bile Derviş Baba Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğine kayıtlı olduğu ve aynı zamanda sahte ehliyet kullandığı biliniyor. Kullandığı fotokopi ehliyetin hangi şahsa ait olduğu da bilinmektedir. Bunların hiç biri tam olarak o kadarda önemli değil, bir sürü yardımlar yapılıyor diyebiliriz. Biz de zaten bunun peşinde hiç olmadık. Çünkü tüm bu davranışlar birleştiğinde aslında bize daha büyük şeyler söylüyor.

Dernek yönetimi ile kendilerini yasal olarak ilişkilendirmiyorlar, yüreği temiz iyilik yapma duygusuyla, oraya giden insanları bir şekilde hikayelerle etkileyip, yasal tüm işlerin sorumluluğunu onların üzerine yıkıyorlar, ancak özellikle Ali Denizci her türlü reklam işlerinde kendisini bir ön yüz olarak kullanıyor. Bu tarz bize bir sürü şey anlatıyor.

Ali Denizci' nin hatalı uygulamaları ve yönetimde bulunup olaylara vakıf olan kişilerin bunları görmezden gelmeleri, saklamaları sebebiyle Derneğin adı gündeme gelmekte. Ancak olaylara tam vakıf olma şansına sahip olmayan yeni üyelerin de bulunması sebebiyle, bazı kişilerde şaşkınlık uyandırmasını anlayabiliyoruz. Ancak yasal sorumluluğu bulunmayan kişileri savunmak adına gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek, bilgisizce ithamlarda bulunmak da aynı şekilde suça ortak olmaktır. Bu bilgilendirmeleri yapmayı masum tüm insanların ve iyiliklerin korunması adına bir borç biliriz.

Deliler ve Veliler Derneğinde emeğiyle, iyi niyetiyle çalışan onlarca gönüllü bulunduğundan hiç şüphemiz yok. Burada yapılan haberle resmin bütünü işaret edilmektedir.

Yanlış bir şeyler olduğunu anlayan pek çok Dernek gönüllüsü ve yetkilisi zaman içinde istifa edip ayrılıyor. Sayıları onlarca olan bu insanların seslerine kulak vererek, araştırma içine girmek, bir çok bilgiye ulaşmak, gerçeklerin sorgulanması ve ortaya çıkması adına bir habercilik örneğidir. Hatta habercilerin bizzat işidir.

Gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemeye, baskı ve tehdit unsurları oluşturmaya çalışmak suçtur. İddialarla ilgili “ben böyle bir şeye şahit olmadım” türünde beyanlar, iftira ve suçlama dışında, gerçekçi bir belge var ise, bunlar kamuoyuna sunulabilir. Aksi taktirde sitemiz de bunu yapan kişiler hakkında yasal haklarını kullanmaktan kaçınmayacaktır. Bu tarz mailler veya mesajlar ile sitemizi meşgul etmek yerine yazımızın neresine tam olarak itiraz ettiğinizi belgesi ile birlikte getirmeniz itirazlarınızı haklı kılacaktır. Örneğin;

Ali Denizci' nin soyadı Denizci ise, belgesi,

Mimar ise diploması,

Tayyar Bey ile Derneğin hiç ilişkisi yok ve 12 yıl boyunca Dernek/ilgili Derneklerden hiç kimse ile tanıştırılmadı ise ispatı,

Eski Dernekler ile ilgili söylenenlerin yalan olduğunu ispatlayacak belgeler, türündeki gerçekçi yaklaşımlar dikkate alınacaktır.

Özetle; Deliler ve Veliler Derneği, yardım yapıyor olabilir, ancak bahsi geçen diğer derneklerle ve bahsi geçen dergahla ne şekilde bir organik bağı olduğunun sorgulanmasını da doğal karşılamak zorundadır. Şu anda kaldırılmış olması, Tayyar Usta'nın, resimlerinin orada eskiden asılı olmadığı manasına gelmez.

Eski Dernek gönüllülerinin bir şekilde uygun yöntemlerle Tayyar Deniztoker' in karşısında çıkarıldığı , dergaha götürüldüğü ve Konya' da bir otelde (gerektiğinde isim paylaşılır) çeşitli ayinler yapıldığına dair görgü tanıklarının ifadeleri yok sayılamaz. Şu anda kendisine ulaşılamadığı için zaten böyle bir şey yapmasını beklemiyoruz.

Bir çay içerek ve dağıtılan yemekleri göstererek değil, doyurucu, resmi bilgiler ile kamuoyunun bilgilenmesini sağlamalıdır. Habercilik kamuoyu vicdanının rahatlatılmasına aracılık etmektir.

Ayrıca Ali Denizci kendi malını veya parasını dağıtmamaktadır. Sürekli kendi reklamını yaparak ön plana çıkması, hakkındaki ithamlara cevap vermek yerine, reklam yapması, iftira atması, insanları “kovduğunu” beyan etmesi, alay etmesi, kişiliği hakkında kamuoyunu zaten bilgilendirmektedir.

Bu manada araştırmalarımız sonucu dikkatimizi çeken unsurlardan bazıları da şunlardır:

Bahsi geçen Kahvehanenin neden dernek iktisadi işletmesi olarak değil de, dernek tarafından bir şahıs adına kiralama yapılarak işletildiği dikkat çeken unsurlardan biridir. Tabi bu bir suç değil, dernek kiralama yapabilir. Ancak, gönüllülerin emek ve maddi gücü ile oluşturulan binaların işletmesinin neden bir şahsa verildiğini sorgulamaları da yanlış değildir. Ve pandemi sürecinde aktif olmayan ancak önceki yıllarda son derece aktif çalışan bu kafelerin gelirlerinin bahsedildiği gibi gerçekten yardıma muhtaçlar için mi yoksa, zaten şahsa ait olduğu için, dernek tarafından kontrol edilemeyen bir hale gelmesi ile farklı bir amaca hizmet edip etmediğinin sorgulanması ayıp bir şey değildir. Bu şekilde bilinen 2 yapı vardır. Gerekli isim ve belgeler mevcuttur.

Aynı şekilde yardım için kurulduğu iddia edilen ve yine önceki döneme ait, adresleri bilinen yapılarda, resmi olarak kimlerin kaldığının bu yapıların önce dernek sonra şahıslar üzerine geçirilip geçirilmediğinin sorgulanması ayıp değildir.

İlgili şahısların sosyal medya mecralarında yapıldığı iddia edilen yardımların dernek kayıtları ile uyumlu olup olmadığının sorgulanması da suç değildir.

Dernekler demokratik yapılardır ve sorgulanabilirler.

Dernek icraatlerinin sorgulanması yasal bir haktır.

Bahsi geçen araştırma ve incelemeler belirtildiği gibi uzun bir sürece aittir. Ve bu yapıları kurduklarını iddia eden kişilerin toplum vicdanını zedeleyen yaklaşımlarının sorgulanması, sorulara gerçekçi cevaplar verilmesi gereklidir.

Örneğin, yalan beyanların ortaya çıkması önemlidir. Bu konuda resmi belgelere dayanmayan hiçbir iddia yazıda gündeme getirilmemiştir. Bu ahlaki değildir. Sorumlu haberciler olarak bunun bilincindeyiz.

Yapılmış şikayetler mevcuttur, görgü tanıkları, yasal mercilerde ifadelerini vermek üzere hazır beklemektedirler.

Ve aydınlatılmayı bekleyen pek çok konu sırasını beklemektedir.

Habercilik yapmamız engellenemez ve haberciliğimize iftira atılamaz.

Bununla ilgili her türlü hakkımızı koruyacağız.

Kamuoyuna Duyurumuzdur.

İSTANBUL'UN GÖBEĞİNDE İNSANLARI İSTİSMAR EDEN BİR OLUŞUM DERVİŞ BABA NAM-I DİĞER DELİLER KAHVEHANESİ