Melih Altınok'un bugün Sabah gazetesinde yayımlanan “Deniz Baykal da 100 bin silahla birlikte mi kayboldu?” başlıklı makalesiyle ilgili bölüm:
Yine bir 15 Temmuz haftası...
Ve yine FETÖ'cülerden tutun da Uğur Dündar gibi Sözcü yazarlarına ve kimi muhalefet milletvekillerine kadar bir grup, sistematik şekilde '100 bin kayıp silah'tan bahsediyorlar.
Boru mu arkadaş, bu ciddi iddiayla ilgili delilleriniz nelerdir diye soruyoruz?
"Öyle söylüyorlar ama" dan başka cevap alamıyoruz...
Dün, T24 isimli internet sitesi de (T24'e bir kez daha değineceğiz) aşağıdaki manşetiyle kampanyaya naçizane katkılarını sunuyordu:
"Eski Ankara Emniyet Müdürü 15 Temmuz'da 'kaybolan silahları' anlattı: Karışıklıklar sırasında şehitlerimizin, yaralılarımızın silahları çalındı."
Sitenin "faili" özenle gizlediği başlığa aldanmayın, zira haberin içinde emniyet müdürünün sözlerinin de yer aldığı şu satırları okuyoruz:
"İçişleri Bakanı Yardımcısı İsmail Çataklı'nın 15 Temmuz'da kaybolan silah sayısının 24 olduğunu, bunun 16'sının Ankara Emniyeti'nden çalındığını söylemesini hatırlatan Sözcü yazarı Saygı Öztürk, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaarslan'ın 'O günlerde yaptığımız öncelikli işlerden birisi eksiğimizi, gediğimizi belirlemekti. Şehitlerimizle, yaralılarımızla uğraşırken, FETÖ'cüler, polisimize ait silahları çaldı. Hangi silahımızın kaybolduğunu ilk günlerde seri numaralarıyla birlikte belirledik. Bunların bulunması için de çalıştık. Ancak, ulaşamadık' dediğini aktardı."
Hani 100 bin silah? Hepi topu envanterde eksik olan 24 silahtan bahsediliyor. Onları da darbecilerin çaldığı söyleniyor...
Bu düşkünler ittifakının siyaseti, medyayı ve gündemi trollemesine alışkınız... Maksat kaos olsun.
Peki ya size ne oluyor Sayın Deniz Baykal?
Cumhuriyet'e en büyük kaygınızın kayıp silahlar iddiası olduğunu söylemişsiniz...
Bize de söyleyin, tüm samimiyetimle soruyorum Deniz Bey...
Devlet yönetimine önemli mevkilerde bulunmuş ciddi bir siyasetçi, hukukçu ve hepsini geçin askerliğini yapmış aklı başında bir insan olarak böylesine bir iddiayı nasıl yayabiliyorsunuz?
Peynir ekmek yer gibi, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve o gece FETÖ'cü darbecilerin darbesine direnen, şehitler veren Türk halkını töhmet altında bıraktığınıza göre elle tutulur delilleriniz olmalı...
Sizi sevdiğimi, saydığımı yurtseverliğinizden şüphe etmediğimi bilirsiniz Deniz Bey... FETÖ'nün iğrenç kaset komplosu sırasında partili gazetecileriniz, milletvekilleriniz bile sizi taşlarken "alçaklık vakti" diye yazılamayanları yazdığımı da...
Kaldı ki kariyerinde geldiği noktaya rağmen Genel Başkan'ına yaranmak, bir çift iyi söz duymak için FETÖ'cülerin, mafya babalarının yalanlarına kadar düşecek bir siyasetçi olduğunuzu düşünmek istemiyorum. Bir cevabınız olsun lütfen...