Bahçeli, Bilecik'in Söğüt ilçesinde düzenlenen 738. Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'nde yaptığı konuşmada, Söğüt'ün arka planında Ötüken müktesebatı olduğunu, ruh kökünde Mete Han'dan Bilge Kağan'a, Atilla'dan Sultan Alparslan'a ve daha pek çok Türk hükümdarına kadar kırılmayan, kıvrılmayan, kopmayan bir devlet felsefesi ve geleneği bulunduğunu söyledi.
Anadolu'nun yurt olmasının büyük bir fedakarlığın, üstün bir mücadele azminin eseri olduğunu belirten Bahçeli, Türk milleti için yükselmenin sınırı olmadığını ifade etti.
Söğüt mirasının istikbalin güvencesi olduğunu aktaran Bahçeli, "Bizim aramızda ayrık otları yeşeremeyecektir. Bizim safımızda atık ve acul niyetler yer alamayacaktır. Bugün ihtiyaç duyduğumuz ruhun kaynağı Söğüt'tür. Dün nasıl küçük bir beylikten büyüye büyüye bir cihan mefkuresine imza atmışsak, Allah'ın izniyle yine yaparız, yine başarırız. Aziz ceddimiz taviz vermedi, teslim olmadı, güç odaklarından, muhasım çevrelerden aman dilenmedi. Bugün de yapmamız gereken budur. Türk milletinin bekası tarihin her döneminde titizlikle korunmuştur" diye konuştu.
Bahçeli, geçmişte Bizans ve Haçlı operasyonları olduğunu, bugün de emperyalizm ve onun desteklediği terör örgütlerinin bulunduğunu anlattı.
Geçmişte Anadolu'nun fethinden dolayı kuduranlar olduğunun altını çizen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Aynıları bir kez daha nöbet başındadır. Türk milleti varlığını ne pahasına olursa olsun savunacaktır. Bu, Ertuğrul Gazi'nin ve devamı nesillerinin bizlere manevi vasiyetidir. Hiç kimsenin ağzına bakamayız. Türkiye'yi insani felaketlerin içine çekme tertiplerine, sınırlarımızdaki karanlık senaryolara müsaade edemeyiz. Teröristlere ve iş birlikçilerine bu vatanda hayat hakkı tanıyamayız. Hainlerin sınır ötesindeki hesaplarına, Fırat'ın doğusundaki haşarata sessiz kalmak, küresel güçlerin oyalamalarına, aldatmalarına, zamana oynamalarına da asla izin veremeyiz.
Pençe darbesiyle sendeleyen, Kıran Operasyonu ile şaşkına dönen hainleri hem topraklarımızdan hem de Misakımilli alanından temizlemek, kendi işimizi de kendimiz yapmak zorundayız. Hiç kimseden korkumuz yoktur. Kahraman bir ceddin torunları olarak tam bağımsız yaşamak milli bir vecibedir.
Asırlar evvel Fırat'ın sularına büyük ceddimiz Süleyman Şah'ı vermiştik, inanıyorum ki aziz naaşı tekrar eski yerine konulacak, bizim olan toprakta ruhu şad olacaktır. Bizim Fırat'ın doğusuna vereceğimiz ise sadece Türk milletinin güçlü sesi, muktedir müdahalesi, hıyanetin tepesine indireceği demir yumruğudur. Türk milleti, tarihin hiçbir devrinde geri adım atmadı, tehditlere kulak asmadı, zulmü kabullenmedi. İstediğimiz huzurdur, güvenliktir, bekamızın ve egemenlik haklarımızın sonsuza kadar yaşamasıdır. Bu isteklerimizle kimin sorunu varsa bizim de onlarla sorunumuz olacaktır.
Bizim önümüzü kesmek için kimler plan yapıyorsa bilsinler ki 'Ölürsem şehit, kalırsam gazi' diyen bir millete karşı yerle yeksan olmaktan başka kurtuluşları da bulunmayacaktır. Varlığımızın bedelini asırlar içinde pek çok defa ödedik, gerekirse tekrar ödemeye hazır olduğumuzu, bunu da seve seve yapacağımızı herkesin bilmesinde yarar vardır."
"NE ÇİZİLECEK SINIRIMIZ NE VERİLECEK TOPRAĞIMIZ VAR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Anadolu coğrafyasındaki stratejik var olma mücadelesinin tarihi mirasını devraldığını belirtti.
Milli ve üniter devlet yapılanmasının vazgeçilmez bir öncelik olarak kabul edildiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"Şu gerçeği bilhassa vurgulamalıyım ki biz bu vatanda misafir değiliz, sığınmacı değiliz, gelip geçici değiliz, yolcu değiliz. Ne çizilecek sınırımız vardır ne verilecek toprağımız vardır, ne vazgeçecek insanımız vardır ne bölünecek milletimiz, ne yıkılacak devletimiz vardır ne de heba edilecek bağımsızlığımız. Vatanı korumak; vatan kurmak, vatan kurtarmak kadar şerefli bir görevdir. Bu itibarla Ertuğrul Gazi sancağı asla inmeyecektir, indirmeye çalışanlar ağır sonuçlarına katlanacaklardır.
Türk vatanında gözü olanlar, Türk milleti üzerinde hesap yapanlar unutmasınlar ki Ertuğrul Gazi ahlakı heybetle ve heyecanla ayaktadır. Terör örgütlerini kullanarak zehir saçanlara, fütuhat mirasının rövanşını alabilmek için zulmü rehber edenlere Bizans çetelerinin pespaye durumunu, İzmir'de denize dökülen müstevlilerin kepaze hallerini hatırlatmak isterim. Türk milleti birdir, devletiyle bütünleşmiştir."