MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.Bahçeli, İdlib opersayonuna "Kolay olmayacak, zaman alacaktır. Ama sabırlı, akıllı, stratejik davranmak; gerektiği yerde silahlı mücadeleden de kaçınmamak lazımdır"diye destek verdi. ABD ile yaşanan vize krizine de değinen Bahçeli, ABD'nin kararını skandal olarak yorumladı.
"MHP bitti, MHP eriyor" diyenler şoka girdi diyen Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle: Azla yetinenlere tarihin azgın dalgaları ağır bedeller ödetir. Kaldı ki bu zamana kadar da olan budur. Milliyetçi ülkücü hareketin büyük hedefleri vardır. Utanmadan diyorlardı ya "MHP bitti, MHP eriyor", Yüzsüzce konuşuyorlardı ya "MHP çöküyor, baraj altına doğru gidiyor". Telaşa lüzum yoktur, bunların alayı ağızlarının payını aldılar. Sessizliğe gömüldüler. Açık açık söylüyor, kötü niyet sahiplerine sesleniyorum: Boyun eğenler, işbirlikçiler bizi anlayamaz. Bitti diyenler, öldü zannederler duvara toslarlar. Mağlubiyetin şamarıyla dağlanırlar. Eninde sonunda dedikodularında boğulurlar
BRÜKSEL'DE AVRUPALI, WASHINGTON'DA ABD'Lİ OLMADIK
Biz Kerkük, Musul, Türkmeneli dedikçe malum çevreler sinir krizi geçiriyorlar. Daha beter olsunlar.Türkmeneli şeref konumuzdur. Talan ve yağmasına izin verilmeyecektir. Türkiye vatanımız, Türkmeneli davamızdır. Brüksel'de Avrupalı, Washington'da ABD'li olmadık. Erivan'da Ermeni, Erbil'de Peşmerge hiç olmadık. Türk Milletinin son kalesiyiz.
Ülkücülere başıbozuk diyen, devlet dışı görev tanımı mı olur diye yazıp çizen güruhu biz iyi tanıyoruz. Ülkücü katilleri yine iş başındalar. Dünya gazetesinde köşe sahibi olan bildik bir akademisyen de bu koroya katılmıştır. Yel değirmenine karşı Don Kişot'luk yapıyorlar. Biz Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız diyoruz anlamıyorlar. Bize Kerkük'ü Musul'u konuştuk diye kara çalmaya çalışanlar ne anlatıyorlar. Bunlar güya Atatürkçü, güya tam bağımsızlık savunucusu. Bunlar ki gavura dost, Türk'e düşmanlıkta eşikleri aşan, sınırları zorlayan çürük yumurtalardır.
Bir zamanlar Lenin'e gönül vermiş, sonra Mao'nun peşine takılmış. ABD'nin kripto elemanları iseler, söylesinler bilelim. Türk düşmanlarına köle olmuşlarsa yardım dilesinler, biz ettik siz etmeyin desinler gereğini yapalım. Ne dediğimizi bal gidi anlıyorlar. Sindiremiyorlar. Yurdumuzu biliriz, bilmeyen varsa bedel ödemek pahasına öğretiriz.
"BUGÜN DE 84'Ü SÖYLEMEYEYİM ÇÜNKÜ 85'İN HEYECANI KALMAYACAK"
Tarihe sırt dönmek bizim harcımız değildir. Mustafa Kemal, Misak-ı Milli'yi Türk milletinin anayasası olarak ilan etmiştir. Misak-ı Milli kuruluş senedidir. Misak-ı Milli, Türk milletinin yeminidir. Varlığının ucu açık sınır alanıdır. Bu yemin yaşatılmalıdır. 82 kerkük, 83 Musul, bugün de 84'ü söylemeyeyim çünkü 85'in heyecanı kalmayacak. Irak ve Suriye dağılırsa biz bu alt üst oluşa seyirci kalamayız. Dışarıdan kalamayız. Misak-ı Milli'nin mirası hakkımız olduğu kadar ecdadımızın bize bıraktığı görevdir. Kerkük'ü, Musul'u, Batı Trakya'yı, Kıbrıs'ı sonsuza kadar aklımızdan çıkarmayacağız.
İDLİB OPERASYONU ÇIKIŞI...
Türkiye, Rusya, İran ve Suriye, Astana'da İdlib konusunda uzlaşmaya varılmıştır. 7 Ekim'de İdlib'e operasyon başlamıştır. Fırat Kalkanı Harekatı'nın bitiminden yaklaşık 6 ay sonra İdlib gündeme gelmiştir. İdlib operasyonu kolay olmayacak, zaman alacaktır. Ama sabırlı, akıllı, stratejik davranmak; gerektiği yerde silahlı mücadeleden de kaçınmamak lazımdır. İdlib'te terör örgütlerinin direnişindeki dozaj, kaçabilecekleri alanlar, alabilecekleri destek ve takviyeler, Astana ruhuna bağlılık, ittifak içindeki ülkelerin ilişkileri, hepsinden önemlisi de bölge halkının bakışı operasyonun akışını etkileyecektir. Burada dikkat edilmesi gerekn en temel sorumluluk sivillere zarar verilmemesidir. Canilere hak ettikleri acıklı ders kesinkes verilmelidir.Konu sadece Özgür Suriye Ordusu unsurlarıyla halledilecek cesamet ve seviyede değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri muharebe maksadıyla İdlib'e girmeyecekse de her ihtimal ve saldırıya hazırlıklı ve tedbirli olması hayati önemdedir. İdlib'in terörden arındırılması, güneyden Akdeniz'e açılmak isteyen bölücü terör cephesinin El Bab'ta aldığı derin yarayı daha da derinleştirecek ve önüne aşılması imkansız engeller dikecektir. Aynı zamanda Suriye'nin kuzeyindeki ,El Kaide türevlerinin tasfiye ve temizliği açısından mühim bir rol oynayacaktır. Türkiye'nin güvenliği için İdlib asıl sahip ve sakinlerinin hakimiyetine girmelidir. Güney sınırlarımız boyunca kanser hücreleri ürediği alanlarda yok edilmelidir. Bu durum Türkiye için bir varoluş meselesidir. İdlib'te geri duramayız. Afrin'deki fitne ve düşmanlıklara sessiz kalamayız. Bölgemizde servis yapılan Bizans entrikalarına , konusu ölüm ve vahşet olan dehşet verici kapışmaya Türkiye milli gücüyle birlik ruhuyla karşı durmalıdır. HTŞ, IŞİD, FETÖ, PYD-YPG,PKK ve benzeri katil ve cinayet örgütlerine Türk milletinin gazabı, Türk devletinin kudreti gösterilmelidir. İdlib operasyonu kolay olmayacak, zaman alacaktır. Ama sabırlı, akıllı, stratejik davranmak; gerektiği yerde silahlı mücadeleden de kaçınmamak lazımdır. İdlib'te terör örgütlerinin direnişindeki dozaj, kaçabilecekleri alanlar, alabilecekleri destek ve takviyeler, Astana ruhuna bağlılık, ittifak içindeki ülkelerin ilişkileri, hepsinden önemlisi de bölge halkının bakışı operasyonun akışını etkileyecektir. Burada dikkat edilmesi gerekn en temel sorumluluk sivillere zarar verilmemesidir. Canilere hak ettikleri acıklı ders kesinkes verilmelidir.
"ABD SKANDAL BİR KARARA İMZA ATTI"
Barzani'nin arkasından itekleyenler, onu şekillendirenler Trump'ın çevresindeki karanlık yüzlerdir. ABD konsolosluğunda çalışan bir şahsın, bir süre önce tutuklanmasından sonra büyükelçilik skandal bir karara imza atmıştır. 8 Ekim'den itibaren göçmen olmayan vize işlemleri askıya alınmıştır. Anında misilleme yapılmıştır. ABD neyi amaçlamaktadır. Kısa zamanda değişen ne oldu? ABD'nin vize ile değil, insanlığın değerleri ile, mazlumların dertleri ile ilgilenmesi ve bir müttefikini kaybetmemesi tavsiyemizdir. Bir Kızılderili sözünde aynen şöyle denilidir; Dur, dinle. Hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın.