Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 31 Mart'ta görev alan ve haklarında soruşturma olan ilçe seçim kurulu başkanları ile diğer yetkililerin 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul seçimlerinde görev almaları kararı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye soruldu.
Bayram namazı çıkışında konuşan Bahçeli şu ifadeleri kullandı: "Bu tür davranışların anlaşılması zordur. Hangi anayasal kurum olursa olsun bu tür davranışlarla Türk milleti muhatap edilmektedir. Soruşturmaya muhatap olanların haklılığı ya da haksızlığı belirlenmeden 'Gelin seçimi bareber yapıyoruz' demek, siyaseten tartışılır. 19 gün bu tartışılacak, tadı tuzu kalmıyor..."
Bahçeli, 'Kalan 19 günde MHP İstanbul'da nasıl bir çalışma yürütecek?' sorusunu da şu yanıtı verdi: "MHP'nin İstanbul'da hemşeri harekâtı adı altında başlatmış olduğu çalışmalar 80 ili de kapsayarak üç etap üzerinde sürdürülmüştür. Başkanlık divanımızın değerli üyelerinden, milletvekili arkadaşlarımızdan, siyaseten geçmişte hareketimiz içinde yer bulmuş şahsiyetlerden bir çalışma düzeni oluşturulmuştur. Bu halen devam etmektedir.
Biz mitili zaten oraya sermiştik. Ama bazıları mitili nereye serdiğimizi bir türlü bulamıyorlar. Hâlbuki İstanbul'un her yerinde mitili var.
Her insanımız çalışmalarını sürdürüyor. Hangi partiden olursanız olun, kapılar çalınıyor, görüşler alınıyor ve birbirlerine yardımcısı olması temennilerinde bulunuluyor. Bunu yaparken de siyasi parti olarak bir gerilim yaratılmıyor. Bunlar güzel hareketlerdir. Diğer siyasi partilerde de bu görüşülmeye başlanmıştır. 19 gün içerisinde de bu çalışmalar devam edecektir. Zaman zaman ben de İstanbul'a giderek çalışmalara katkı sunacağım."
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'Ya yeni bir hal ya izmihlal' açıklamasını da değerlendiren Bahçeli şöyle devam etti: "Türkiye'nin yeni bir partiye ihtiyacı yok. Zaman zaman siyasette tükenmişlerin tekrar kendilerini yenilemeleri, partileşme süreci kavramını sürekli olarak gündeme taşıyor. Böyle bir gerekçeleri sürecek durumları da söz konusu olmamıştır.
Ancak siyasi hayat devam etmektedir. Oturmuş, genel kabul görmüş, kadroları olan, iktidar deneyimleri, muhalefet deneyimleri bulunan siyasi nehirler demokrasinin akan nehirleridir. Bu nehirleri çaya, dereye çevirerek zafiyete uğratmanın gereği yoktur. Burada önemli olan demokrasinin önemli bir kurumları haline gelmiş siyasi partilerin yani demokrasinin nehirlerinin daha güçlü olabilecek, debiyi yükseltmekte yararı vardır. Davutoğlu Beyefendi ne yapacaktır? 103 tane parti var. '104. de ben olayım' diyorsa yolu açık olsun."