Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, bir süre önce Dilan Polat davasından alınan savcı Kökçü'nün eşinin "kedicikler"e katıldığını, ayrıca firari FETÖ'cü savcı Zekeriya Öz ile ilişkisini yazdı.
ADNAN OKTAR'IN AVUKATI
Dilan ve Engin Polat soruşturmasını yürüten, geçen ay Erzurum'a düz savcı olarak tayin edilen Gökalp Kökçü'nün eşi İrem Kökçü, 2004-2009 yılları arasında Adnan Hoca'nın müridleri arasındaymış.
Yıllarca Adnan Hoca'cıların avukatlığını yapmış.
Adnan Hoca Davası'nda tanık olarak ifadesi alınan İrem Kökçü, örgütle Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz arasında temas kurduğunu söylüyor.
SANIK DEĞİL, TANIK
Savcı Gökalp Kökçü, Dilan-Engin Polat dosyasında basına bilgi sızdırdığı ve bir FETÖ imamı hakkında takipsizlik verdiği iddiasıyla Hakimler Savcılar Kurulu'nca Erzurum'a sürüldü.
Avukat eşi İrem Kökçü'nün de Adnan Hoca'cılarla bağlantısı tespit edildi.
Kökçü çifti 2021 yılında evlenmiş.
Dünya evine girdikleri yıl Gökalp Kökçü'nün çalıştığı İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde Adnan Hoca Davası görülüyordu. Tanıklar arasında eşi İrem de var.
KIZ KARDEŞLER İÇİNDE
İddiaya göre... İrem Kökçü, genç bir avukatken Adnan Hoca grubu içerisinde ‘Kız Kardeşler' topluluğundaydı. Ardından örgüte bağlı Rota Hukuk Bürosu'nda görevlendirildi.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'le ilişkilenmek üzere talimat verildi.
Öz'le temas kurdu.
Önde gelen Adnan Hocacılardan Tarkan Yavaş ve Halil Hilmi Müftüoğlu'nu Öz'le tanıştırdı.
Öz'le adliyede yapılan görüşmede,1999'daki Adnan Hoca Ana Davası'nın Ergenekon tarafından açıldığı iddiasıyla dilekçeler verdiler. Adnan Hoca soruşturmasını yürüten dönemin Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan, siyasetçi Emin Şirin ve Doğan Medya Grubu'nun Ergenekon kapsamına alınmasını önerdiler.
Onlar istedi diye mi bilinmez...
Saçan, Ergenekon'dan tutuklandı.
Şirin ise tutuksuz yargılandı.
KİM KURTARDI?
Kökçü, 2009 yılında Adnan Hocacılardan ayrıldığını söylüyor. Ancak örgütü tanıyanlar 2012-2013 yılına kadar kaldığını savunuyor.
2018'de soruşturma başladığında Adnan Oktar da dahil onlarca şüphelinin avukatı olarak Kökçü görünüyordu.
Ve üzerine ifadeler verilmişti.
Sanık Bilge Tok, 2015'te adliyede karşılaştığı İrem Kökçü'nün “Sana çok büyük hata yaptım. Vicdanen rahatsızım. Seni yönlendirdiğim kişiler örgütün kız bulma kişileriydi” dediğini söylüyor. Tok, “Bildiklerini eksik anlatmış. Tekrar ifadesi alınmalı” diye ekliyor.
Bir el değdi.
Kökçü yargılanmaktan kurtarıldı.
2018'de İstanbul Mali Şube Müdürlüğü'nde bilgi sahibi olarak ifadesi alındıktan sonra bırakıldı.
Adnan Hoca Davası'na bakan hakimlerin Kökçü için “Normal şartlarda sanık olması gerekiyordu” dediği, savcılığa “Niye sanık değil” diye sorduğu ileri sürülüyor. Savcılığın Kökçü'yü perdelediği ileri sürülüyor.
Acaba kim perdeledi?
Savcı Kökçü'nün rolü var mı?
Bu ihtimal soruşturma konusu olabilir.
ADNAN OKTAR-ZEKERİYA ÖZ BAĞLANTISI
İrem Kökçü, 7 Ağustos 2018'de Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifade verdi.
Kökçü, 2004'te Adnan Hocacılara ait Rota Hukuk Bürosu'na iş görüşmesi için gittiğinde grupla tanıştığını, hukuk işlerinde çalışmaya başladığını iddia ediyor. Başlangıçta hukuki araştırmalar yaptığını ileri sürüyor. “Bir müddet sonra vekalet verdiler. Takip ettiğim dosyalar vardı” diyor.
Kökçü:
“2007'de grup üyelerinin ailelerine davalar açılmaya başlandı. Rahatsız oldum ve bu davalarda bulunmak istemedim. Çok abartılı ve ahlaka sığmayan iddialar vardı. Örnek olarak Oktar Babuna'nın ailesine açılan dava.”
Grupta hiyerarşik ilişkinin olduğunu söylüyor.
“2008 sonunda samimiyetlerinden şüphe duymaya başladım. 2009 Ocak ayından sonra görüşmedim” diye konuşuyor.
‘KEDİCİKLER'E KATILMIŞ
Kökçü, 10 Ekim 2018'de ikinci ve daha ayrıntılı bir ifade verdi. Bu ifadesinde büroyu Noyan Orcan ve Halil Hilmi Müftüoğlu'nun yönettiğini belirtiyor.
“Gruptaki bazı kızlarla tanıştım, onlarla görüşmeye başladım” diyor.
1999'da açılan Adnan Hoca Davası'nda, Üsküdar'da görülen bir soruşturmada ve birkaç yargılamada görev aldığını anlatıyor.
Kökçü, şöyle devam ediyor:
“Sunulan dilekçeler, verilen ifadeler Orcan ve Müftüoğlu'nun talimatı ile hukuk grubundakiler tarafından yazılır, dosyaya sunulmadan kontrol edilirdi.”
ADNAN OKTAR'DAN ÖZ'E SELAM
2008'de Ergenekon soruşturması başlayınca Adnan Hocacıların dosyaya müdahil olmak istediğini belirten Kökçü, şunları söylüyor:
“1999 operasyonunun Ergenekon tarafından yapıldığını anlatan dilekçeler hazırlandı. Noyan Orcan, dilekçe sunmak, bilgi vermek ve Tarkan Yavaş'ın görüşmeye gitmesi için Öz'den randevu almamı istedi. Adliyeye gidip Öz'le görüştüm. Bilim Araştırma Vakfı üyelerinin Ergenekon mağduru olduklarını, dilekçe sunmak üzere gelmek istediklerini söyledim. Kabul etti. 2008 Mayıs'ta Yavaş ve Müftüoğlu ile Öz'ün yanına gittik. Ergenekon mağduru oldukları içerikli dilekçe sundular. ‘Hocamızın selamı var' diyerek, Oktar'ın selamını ilettiler. Uzunca bir görüşme oldu. Adil Serdar Saçan, Emin Şirin, Doğan Medya Grubu'nun Ergenekon ile bağlantıları olduklarını, kendileri aleyhine faaliyet yürüttüklerini anlattılar. Bizi bu kadar iyi karşılamasına şaşırmıştım. Çok ilgilendi. Görüşmenin bir kısmında yanlarındaydım. Ne konuştuklarını, FETÖ ile bağlantı kurulup kurulmadığını bilmiyorum.”
Bu görüşmeden sonra Adnan Hocacıların Ergenekon dosyasına dilekçe sunduklarını ifade ediyor. Adnan Hoca Davası'nın Ergenekon'a bağlanmasını istediklerini vurguluyor.
Kökçü, küçük kızların istismara uğramasına dair soruşturmada şüpheli Adnan Hocacıların avukatlığını yaptığını belirterek, şöyle devam ediyor:
“Dosyada küçük yaşta istismara uğrayan kızlar olduğunu biliyorduk. Şüphelilerin ifadelerini Halil ve Noyan hazırlamıştı. Ben de hazır bulundum. Dikkatimi çeken şey, savcı tarafından çok soru sorulmamasıydı. Detaya giren sorular sormamıştı. Takipsizlik verileceğini düşünmüştüm. Dosyaya çok önem veriyorlardı. Soruşturma devam ederken Ocak 2009'da bu grupla olan bağlantımı koparttım.”
SAVCI KÖKÇÜ'DEN AÇIKLAMA
İrem Kökçü'ye ulaştım.
Hakkındaki iddiaları sordum.
“O zamanlar daha dindar ve kapalıydılar. Ergenekon'a katılmak istediler. Öz'e gidip ifade verdik” diyor.
Kökçü, grubun üyesi değil, avukatı olduğunu anlatarak “Ofiste kızlar çalışıyordu. Onlarla arkadaşlığım olmuştur ama içerisinde yer almadım” diye konuşuyor.
Avukatlık yaptığı dosyada kız çocuklarının istismar edildiğine dair bulguların olduğunu hatırlatmam üzerine “Onları gördükten sonra grubun göründüğü gibi olmadığını, istismar edilenler olduğunu anlayınca istifa ettim” diyor.
Savcı Gökalp Kökçü'yü aradım.
Kökçü, üç yıldır evli olduklarını ve eşinin geçmiş bağlantısını bilmediğini söylüyor. “İnanın, yeni öğrendim. 2008'de ayrılmış. Zaman geçmiş. Bu algı benimle ilgili bir operasyon. Evlenirken bilsem de fark etmezdi.”
Bu bana inandırıcı gelmedi.
Kökçü gibi Hrant Dink, FETÖ ve 15 Temmuz soruşturmalarına bakmış ünlü bir savcının, eşinin bir zamanlar Adnan Hocacı olduğunu ve örgütün avukatlığını yaptığını bilmemesi “hayatın olağan akışına aykırı” görünüyor.
Aynı şekilde eşinin, görev yaptığı adliyede görülen davalardan birinde tanıklık etmesinden nasıl bihaber olabilir?
Ki İrem Kökçü grubun içindeyken öne çıkan bir Adnan Hocacı diye biliniyor.
Bu arada Savcı Gökalp'in Erzurum'a gitmeyip meslekten istifa edeceği konuşuluyor.