Dilipak'ın Haber Vakti'nde yayımlanan Kenevir başlıklı yazısı:
Bugün size Kenevirden söz edeceğim. Hayır, Gazze 2. Plana düşmedi. O can yakıcılığını koruyor. İşin güzel yanı Batı'da ilk kez İslamofobia'dan değil, Antisiyonizm yanında İslam'ı sahiplenmeden söz ediyoruz. İslam dünyasının sessizliğine inat, tüm dünyada Gazze üzerinden İslama ve Müslümanlara yönelik bir sempati dalgası yükseliyor.
Aslında Türkiye'de Chjemistrail'e destek verip, keneviri engelleyenler Global Reset çetesi, Agarta çetesi. Habat çetesi. Bu savaş karada, denize, havada her yerde. Suyumuzla oynayanlar, gıdamızla oynayanlar aynı çete. Keneviri engelleyenler, kenevirin bio kütlesinin yapılmasını örgütleyenler de aynı çetenin adamları. Türkiye'nin kendi kaynaklarını kullanmasını, kendi imkanlarını hareket geçirmesini engelleyenler bu içimizdeki Siyonistlerin zihniyet ikizi lobiler.
Kenevir konusuna dönecek olursak, Batı'dan gelen her şeyi hemen alan ülkemiz ve yöneticilerimiz, sözkonusu olan Kenevir olunca susuyorlar.
İKTİSADİ KRİZDEN ÇIKIŞTA EN ÖNEMLİ KAYNAKLARDAN
Dün Samsun'daydık. Bu konuda ciddi bir yatırım yapan “Keneviro” isimli bir firmanın hasad törenine katıldık..
Kenevir deyip geçmeyin, bugün ülkemizin iktisadi krizden çıkışındaki en önemli kaynaklardan biri bu... Bakın, anasırı erbaa denilen 4 temel madde ne? Hava, Su, Toprak, Ateş değil mi. Bu Kenevir maddenin dört unsuru açısından da hayati önem taşır. Havayı temizler ve ormandan fazla oksijen üretir. Bakın dünyada daha az oksijenle daha sağlıklı yaşayan hiçbir canlı yoktur. Suyu temizler, gövde yaprağındaki su, balıktan daha çok ve daha zengin fosfor içerir. Toprağın kanserleşmesini engeller, faydalı canlıları korurken zararlılardan bitkileri korur. 4 mevsimde, her çeşit toprakta yaşar ve ateşe karşı çok dirençlidir. 700 derecede alev alır ve alev aldığında da kömürden daha fazla ısı sağlar ve zehirli gaz salınımı yapmaz.
Canlıları, bitki, hayvan ve insan olarak kategorize edersek, üçünün de kenevire ihtiyacı var. Kenevir tarımı toprak seçmez, iklim de. Dahası tarlayı derinlemesi sürmenize gerek yok, Nadasa bırakmanıza da gerek yok, kendisi nadas görevi görür, gübre istemez, zirai ilaç istemez, budama istemez, çapalama istemez, çoğu zaman sulama bile istemez. Ve işlemesinde atık vermez.
Demir, cam, plastik, tahta, taş yerine kullanabilirsiniz. Yakıt olarak da gıda için de kullanabilirsiniz, sağlık için de.. Kökü bio kütle olarak, gövdesinin etrafındaki lif tekstilde, ortasındaki çubuk selüloz olarak kullanılabilir. Yaprağındaki su, ya da tepesindeki tohumundaki yağ, hem gıda, hem ilaç, hem bio plastik için hem de petrol yerine kullanılabilir.
"ESRAR, UYUŞTURUCUDAN KURTULMAK İÇİN UCUZ BİR KAÇIŞ KAPISI OLABİLİR"
Tek sorun THC gibi gözükse de Alkoloid fabrikası CBD, Bonzai Metenfetamin, Bonzai, siber uyuşturucu Bally, Aseton, Tiner ya da kimyasal uçucu ve çözücüler (Solventler) hırdavatçılarda, ya da eczanede bir çok yerde var. Bunların kullanıcılarının kriminal risk katsayısı esrara göre çok yüksek. Ayrıca bunlara erişim çok kolay, UHU ya da Bally türevi yapıştırıcılar, tüm hırdavatçılarda bulabileceğiniz tiner de öyle. Asetonu her eczaneden alabilirsiniz ve bütün bunlar uyuşturucu yerine kullanılanılabilir ve bunların kullanıcılarının tedavisi de ayrıca ciddi bir risk. Daha da önemlisi aile saadeti ve bir insanın kaybedilmiş olması, onun acısı ayrıca bir dert. Aslında esrar, daha doğrusu THC, bağımlılıktan kurtulmak için kolay, ucuz bir kaçış kapısı olabilir. Tedavi olmak isteyenlere doktor gözetiminde kontrollü olarak THC ürünleri verilebilir. Zaten CBD bu anlamda, Kanser, Alzaymır, Şeker hastalığı gibi daha bir çok hastalığın tedavisinde çok önemli bir kaynak.
Evet evet Keneviri uyuşturucudan kurtulmak için de kullanmak mümkün. Bu uyuşturucu mafyasının çanına ot tıkamak demek aslında.
Kenevir tek başına hava, su, toprak için, diğer bitkiler, hayvanlar ve insanlar için önemli, büyük bir imkan. Sadece ekonomisi ile değil, sağladığı oksijen, toprak ıslahı, radyasyon kirliliğinin önlenmesinde hayati bir öneme sahip.
Kenevir ekimini yasaklamak insanlık suçudur bu anlamda. Esrar bahanesi ile mafyanın ekmeğine yağ sürülüyor. Keneviri serbest bırtakın haşeratla mücadele ve toprak ıslahı, zirai ilaç konusunda inanılmaz bir tasarruf olacak. Evlerde kenevire izin verin astımlı hastaların hayat kalitesi artacak. Zeytin ve bal kalitesi ve rekoltesi artacak. Aslında tüm diğer zirai ürünler için bu böyle. %30 civarındaki doğumdan hemen sonraki buzağı ölümleri %90 azalacak. Hayvancılıkta kalite ve rekolte artacak. Birçok ilaç yerine tabii gıda takviyeleri ile o ihtiyaç karşılanacak. İster gıda olarak kullanın, ister petrokimya ya da petrol yerine kullanın. Açık alan kent mobilyalarında devrim yapın. Metal, tahta, plastik kullanılan her yerde kenevir kullanın. Kâğıt yapın, mobilya yapın. İstihdam oluşturun, kalite artsın, ucuzluk olsun.
"BU NASIL BİR AKILSIZLIK"
Kenevirin 4 ana kütlesi var. 1-Bio kütle, 2-Lif, 3-Selülöz, 4-Tohum ve tepe filizleri. Buradan THC ve CBD üretebiliyorsunuz. Bakın, rekabet edebilmeniz, daha ucuza satıp daha çok kar edebilmeniz için bu tepe filizinin kullanılması lazım. Bu kısım ve yaprakları kesip tohumunu alıp geri kalanını yaktırıyorlar. Bu cinayetin durdurulması gerek. Endüstri keneviri diye, zaten tohumun fıtratını bozdurdukları yetmiyormuş gibi, %6'sında altında uyuşturucu etkisi göstermeyen tepe filizinde binde 1 seviyesine indirilmiş, yine de yaktırıyorlar. Yahu bu nasıl bir akılsızlık. Türkiye'nin kalkınmasına mevzuat engeli var. Yönetmelikte çiçek ve yapraklar denilmiş. Yani yaprakta zaten THC sıfır, olsun yönetmelikte öyle yazıyor. Yahu endüstriyel kenevir. Binlerce dönüp ekim yapılmış. Bunu biçerdöver gibi dev bir makinayla biçiyorsunuz. Tepesi ayrı, gözdesi ayrı biçiliyor. Bunları ayırmak mümkün değil. Bu kökler tek tek kesilmiyor. Böyle kalkınma olmaz.
"ESRAR BAHANESİYLE ÜRETTİRMİYORLAR"
Bakın o yaktırdıkları THC, CBD var ya, gramı 100 dolar. Bundan üretilen ilaçları on katına ithal ediyoruz, ama bunu bize ürettirmiyorlar. MS hastaları, Kanser hasatları, şeker hastaları, alzaymış hastaları için şifa olacak bu kaynağı, esrar bahanesi ile yasak. Ama eczaneden aseton, hırdavatçıdan tiner, solvent, kırtasiyeden UHU, Bally alabilirsiniz. O da uyuşturucu. O serbest. Doğru kullanılırsa, SGK'nın da devreye girmesi ile CBD ve THC bağımlıların bağımlılıktan kurtarılması, bonzai ve sentetik uyuşturucudan kurtarılması için bu ürünler bir imkana dönüşebilir. Uyuşturucu mafyasının önü alınabilir.
"KENEVİRO"
Neyse şimdi Samsun'da bir iş adamı “Tekstilden, gıdaya, inşaattan kedi kumuna kadar çok geniş kullanım alanı bulunan ve faydaları saymakla bitmeyen kenevir” işine giriyor. Keneviro, 30 milyon dolar yatırım yaparak Samsun Havza OSB'de kurduğu kenevir işleme fabrikasıyla, tohumdan nihai ürüne kadar üretim zincirini kuruyor.
Açıkladıklarına göre Keneviro, Samsun tesisinde ham ve boyalı elyaf üretimi, boyalı ve ham iplik üretimi, kıtık üretimi, kıtıktan yüzde 100 doğal kedi kumu ve hayvan altlığı üretimi yapacak. Endüstriyel kenevirin ithalattan bağımsız, sıfır ithalatla tamamen % 100 ihracat yapma potansiyeli sunduğunu söyleyen KENEVİRO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Balkuv, “Bu yatırım milli bir projedir” diyor ve sektörde örnek olacaklarını söylüyor. UOB Grub Trikotajda birçok dünya markasına ürün üreten bir firma. Sektörün en büyüklerinden biri ve üretim tesislerinde 1800 kişi çalışıyor.
TÜRKİYE'DE İLK
Tekstilden kozmetiğe, ilaçtan inşaata, otomotiv sektörüne ve diğer sektörlere 100'ün üzerinde farklı ürün üretmeyi sağlayan kenevir, Türk tarımına kazandırılıyor. Eski dönemlerde lifleri sicim, halat, yelken ve kumaş üretiminde kullanılan, yaprakları ve çiçeği de ilaç, merhem olarak kullanılan kenevir, 1920'den sonra bioyağ, bioyakıt ve kompozit üretiminde kullanıldı. Ancak daha sonra kötü niyetli kullanımlar nedeniyle ekimi yasaklandı. Türkiye de bu ülkelerden biriydi.
2016 yılında Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğle, kenevir yetiştirilecek yerlerde, ekiminin izne bağlanması, gerekli kontrollerin yapılması ve izinsiz ekimlere uygulanacak işlemlere ilişkin esaslar belirlendi. 2019 yılında 20 ilde üretim izni verildi. Ve bugün bu anlamda ilk proje hayata geçiriliyor.
Projenin sahibi 1974 Kıbrıs barış harekâtında Libya'nın bize askeri desteğini sağlayan o zamanki Ankara'daki Libya Büyükelçisinin damadı ve torunu.
Bu arada Sakarya'da da solucan gübresi üreten bir arkadaşımız, üretim tesisinin üst katında sera şeklinde bodur tip kenevir üretecek. Solucanları kenevirle besleyip, keneviri de solucan gübresi ile beslemeyi düşünüyor. Bu konuda OSTİM Üni. İle görüşmeleri devam ediyor. O da tıbbi kenevir konusunda büyümeyi hedefliyor.
Törene çok sayıda gazeteci katıldı, 19 Mayıs Üni. Rektörü, belediye başkanı, Sanayi Odası başkanı da katıldı. Prof. Dr. İbrahim Derintaş ve Prof. Dr. Selim Aytaç da birer konuşma yaptılar. Ben ve Yalçın Bayer de birer konuşma yaptık. İnşallah Türkiye 2024 ilk çeyreğinde yerli malı endüstriyel kenevir ürünleri ile tanışmaya başlayacak. Eğer bir engelleme olmazsa, hem ihracatla döviz girdisi, hem istihdam sağlayacak, hem de sentetik kumaş, pamuk ve yün yanında kenevirle de tanışacağız. Her şey yolunda giderse tüm Türkiye'de, her alanda, katlayarak büyüyecek bir sektörden söz ediyorum. Hayırlı olsun. Selam ve dua ile.