Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında, “Korku imparatorluğu” başlıklı bugünkü yazısında "Dün pandemi korkusu salıyorlardı, bugün iklim korkusu ile bu defa korku pandemisi salıyorlar akıllara ve yüreklere…” görüşünü dile getirirdi.
Uluslararası sistemin salgın korkusu örgütleyip önce ilacını yapıp sonra mikrobu ürettiğini yazan Dilipak, şöyle devam etti: “Zehri dermanında gizli” bu yöntemle, ilacı hastalıktan, aşısı ilacından daha tehlikeli, ölümcül, katmerli bir ihanete imza atıyorlar. İşte peşlerine düştüğümüz uluslararası sistem dedikleri lanet olası sistem böyle bir şey. Mevzuat ve yargı sistemi, medya, akademi, bürokrasi bu düzeni koruyor, hem de kendi halkına karşı. Anlayacağınız köpeklerin sokağa salınıp taşların toprağa bağlandığı bir dünyada yaşıyoruz.”
Dilipak “Bir kesim, sürekli ‘Çevre' filan diyor ya, çevreyi kirletenler kendileri. Bu kimyasallar, deterjanlar, kozmetik, petrokimyayı kimlerin ürettikleri belli. Bunlar bugün “tavşana kaç, tazıya tut” diyorlar. Hem suçlular, hem de güçlüler. Hesap sorulması gerekenler hesap soruyorlar. Çözüm satıyorlar. Bu tam bir mafya düzeni” diye yazdı.
İklim konusunda da pandemiye benzer bir sürecin yaşanabileceğini yazan Dilipak, özetle şöyle devam etti: "Bunlar yarın şu bölgede ani ölümler bekleniyor derlerse, inanmazsanız, birkaç gün sonra o dedikleri ölümlerin gerçekleştiğini görebilirsiniz. Ve ölüm raporlarında o bilimsel gerçek(!) resmen belgelenmiş olur. Oysa bu ölümler, Starlinkler ve benzeri insansız hava sistemleri üzerinden RF ve Laser etkisi ile gerçekleşmiş olması da mümkündür, tıpkı faili meçhul orman yangınları gibi.
Buna inanmayanlar ayıplanacak, çevre felaketlerine duyarsızlıkla suçlanacaksınız. Buna hazır olun. Zaten hükümetler, akademi, medya hatta din adamları da buna destek verince söyleyecek söz kalmayacak, bize de “siz meteoroloji uzmanı mısınız” diyecekler!
İklim yalanı fırtınasına, iklim yalanına bağlı pandemilere, yalan rüzgarına hazır olun."