Dışişleri Bakanlığından 'NSU davası' kararına tepki!
Dışişleri Bakanlığı, Alman mahkemesinin NSU kararını derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantıları ve gerçek suçluları ortaya çıkarmadığı için 'tatmin edici' bulmadı.

Oluşturma Tarihi: 2018-07-11 14:34:49

Güncelleme Tarihi: 2018-07-11 14:34:49

Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, bombalı saldırılar düzenlemek ve banka soygunları gerçekleştirmekten yargılan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü üyesi Beate Zschaepe, ömür boyu hapse mahkum edildi.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde 5 yılı aşkın süredir devam eden davaya bakan heyetin başkanı Manfred Götzl, 438. duruşmada kararı açıkladı.

Mahkeme heyeti, NSU'nun işlediği cinayetlerde ve diğer suçlarda suç ortaklığı yapan ve terör örgütü üyesi olan Zschaepe'ye ömür boyu hapis cezası verdi.

NSU davasında karar açıklandı

Dışişleri Bakanlığı, Neo-Nazi terör örgütü NSU'ya yönelik Almanya'da verilen mahkeme kararına ilişkin, "NSU kararını tatmin edici bulmuyoruz." açıklamasını yaptı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesi, çeşitli bombalı saldırılar ve silahlı soygun suçlarının faili olan "Nasyonal Sosyalist Yeraltı" isimli Neo-Nazi terör örgütünün üye ve destekçilerinin 5 yıldır devam eden yargılama sürecinin bugün sona erdiği hatırlatıldı.

Almanya'da 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük ırkçı terör faaliyeti olarak tanımlanan davaya ait sürecin, Türkiye ve Almanya Türk toplumu tarafından en başından beri yakından takip edildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Söz konusu dava sonucunda baş sanığın müebbet hapis cezasına ve diğer 4 sanığın ise değişen süreli hapis cezalarına çarptırılmalarını not ettik. Bununla birlikte, maalesef bugün verilen karar NSU cinayetlerinin arka planını ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarını tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmamış, gerçek suçlular ortaya çıkarılmamıştır. Bu bakımdan kararı, adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması bakımından tatmin edici bulmuyoruz. Soruşturmaların başlangıç aşamalarında pek çok ön yargıyla karşılaşan ve mağdur edilen kurban aileleri ile Almanya'daki Türk toplumunun duyguları, henüz dinmemiş acıları milletimizce paylaşılmaktadır.

Bu vesileyle, NSU cinayetleri gibi, 1985 yılında Hamburg, 1992 yılında Mölln, 1993 yılında Solingen'de Türklere karşı düzenlenen ırkçı saldırıların da zihinlerimizde tazeliğini koruduğunu hatırlatmak isteriz. Şansölye Merkel'in 2012 yılında verdiği söz çerçevesinde NSU cinayetlerinin ve diğer faili meçhul kalan, ırkçı, yabancı düşmanlığı saikli cinayetlerin faillerinin tamamının adalete teslim edilmesi, Almanya'daki Türk toplumunun devletin güvenlik ve yargı kurumlarına güvenlerinin güçlendirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bundan sonraki aşamada da konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz."

Açıklamada ayrıca, Almanya'daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığının zirve noktalarından birisini teşkil eden NSU cinayetlerinin benzerlerinin tekrarlanmaması ve Avrupa'da artan ırkçılıkla mücadelenin taviz verilmeden yürütülmesi için Alman makamlarından her türlü tedbiri almalarının istenerek, bu kapsamda özellikle siyasetçilerin ve medyanın popülizme kapılmadan aklı selimle hareket etmeleri gerektiğinin önemine vurgu yapıldı.

8'i Türk 10 kişiyi öldürdüler

Başsavcılığın hazırladığı iddianameye göre, 2011'de intihar ettikleri belirtilen Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile davada suç ortağı olarak yargılanan Beate Zschaepe'den oluşan 3 kişilik NSU terör örgütü, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı düzenlemek ve 15 banka soygunu yapmakla suçlanıyordu.

Terör üçlüsü, 1998'de yer altında faaliyetlerine başladıktan sonra geçimini banka soygunlarıyla sağladı.

NSU'nun kurbanları

NSU, ilk cinayetini 9 Eylül 2000'de işledi. Böhnhardt ve Mundlos, Nürnberg'de seyyar çiçekçi Enver Şimşek'i 8 kurşunla öldürdü.

19 Ocak 2001'de Köln'de bir İranlıya ait markete bombalı saldırı düzenleyen NSU üyeleri, 13 Haziran 2001'de Nürnberg'de terzi Abdurrahim Özüdoğru, 27 Haziran 2001'de Hamburg'da manav Süleyman Taşköprü, 29 Ağustos 2001'de Münih'te de market işleten Habil Kılıç'ı katletti.

Kılıç'ı öldürdükten sonra 2,5 yıl cinayetlerine ara veren Neonaziler, 25 Şubat 2004'te Rostock'ta döner büfesinde çalışan Mehmet Turgut'u vurdu.

NSU üyelerinin, 9 Haziran 2004'te Köln'de Türklerin yoğun yaşadığı Keup Caddesi'nde düzenlediği çivili bomba saldırısında 22 kişi yaralandı.

9 Haziran 2005'te Nürnberg kentinde döner büfesi işleten İsmail Yaşar'ı öldüren Mundlos ve Böhnhardt, 15 Haziran 2005'te Münih'te Yunan vatandaşı çilingir Theodoros Boulgarides'i, 4 Nisan 2006'da Dortmund'da büfe işleten Mehmet Kubaşık'ı, 6 Nisan 2006'da Kassel'de internet kafe işleten Halit Yozgat'ı ve 25 Nisan 2007'de Alman polis Michele Kiesewetter'i öldürdü.

Beate Zschaepe'nin cinayetler sırasında olay yerinde bulunduğuna ilişkin şimdiye kadar somut kanıt elde edilemedi. 8 Türk ve bir Yunan'ın öldürüldüğü cinayetlerde "Ceska 83" marka silah kullanıldığı tespit edildi.